Bölüm/1

24.6K 806 493
                                    

Yeni kurgu ne kadar iyi olacak bilmiyorum zaten ilerlemezse yeni bölüm gelmeden raflarda beklesin neyse umarım seversiniz.

Ankara'nın Ayazı tenime işledikce titriyordum, kolumdan tutan askerlerin öldürücü bakışlarına maruz kalsam da aldırış etmemeye çalıştım, alışık bı durumdu bu ben sevilmezdim, geldiğimiz yüksek binalara baktım, belki burada rahat ederdim.

Bileklerimde sızı olsa da bu kalbi taşlaşmış askerlere bunu diyemezdim, hoş kopsalar umursamazlardı, Niye mi? Kürt olduğum için.

Gerçekten bu kadar kolay mı? Doğduğu yer yüzünden dili farklı diye dışlanmak arsızca dayak atılması ben onları kardeşim gibi görürken kardeş dediklerimin sırtımdan vurması, insan seçemiyor nerde doğacağını öyle bı imkanım olsa emin olun Türklerin yakınlarına bile uğramayacaği bir yer seçerdim

Daldığım yerden yüksek sesle irkilip karşımda kaslarını çatmış esmer adama baktım kimdi lan bu ne bağırıyordu "çıkar lan üstündekileri ne bakıyorsun Aval Aval" yanımda aynı askeri araçta geldiğim adının Tunahan olduğunu öğrendiğim bı çocuk ve bir kaç kişi daha vardı, diğerlerini pek tanımasam da Tunahan sevecen bı çocuktu.

Oflayarak üzerimde bulunanları çıkarmaya başladım, altımda boxerim kalana kadar soyunup karşımda hala bana kasları çatık olan adama ters bakışlarımı gönderdim siktiğimjn piçi kesin benim nereli olduğumu öğrendi ondan bu bakışlar diye içimden geçirip yan bı sırıtış bırakırım.

Karşımda kızgın boğayı anımsatan adam elinde ki sopayla duvara vurup o iğrenç sesiyle yine kükredi "çıkar altındakini Terörist"

"Lafını bilde konuş ben terörist değilim karıştırma" Yankılanan kahkahası kulak kanatsa da göz devirmekle yetindim dudağıma yediğim yumrukla sendelerken tıslayarak gözlerimi kara harelere diktim, sırıtma sırası ona geçmiş gibiydi.

Utansam da dediğini yapıp altımdaki boxeri de çıkarıp arkamı dönerim feci şekilde utanıyordum neydi bu böyle ben nereye düştüm... Hani böyle olmayacaktı hani herkes iyiydi Burda ... Gözlerimi kapatıp göz yaşlarımı engellemeye çalıştım, arkamda hissettiğm nefes tırsmamı sağlsa da aldırış etmedim aniden kalçalarımda hissettiğim dokunuşla kendimi kasıp öne doğru bı adım attım, kalça aramdan geçen parmak yumruklarımı sıkmamı sağlasa da kafamı çevirip diğer mahkumlara baktım.

Diğer gardiyanlar onları arıyordu ama öyle değil ellerinde tek kullanımlık eldiven vardı ve özel yerlerine bakmıyorlardı bile üstten yokluyorlardı neydi şimdi bu , arkamda duyduğum kıkırtı ile elini itip keskin bakışlarımı gönderdim.

İtiraz etmeden çekilen adam sırıtma ya devam etti Büyük piçti abisi terörist dediği adama dokunacak kadar piçti. Kıyafetlerimi elimden geldiğince çabuk olarak giydim daha fazla iğrenç bakışlarına maruz kalmak istemiyordum.

"Tahsin mahkumların işi bittiyse artık koğuşlara dağıtayım" Adının Tahsin olduğunu öğrendiğim Şerefsiz eliyle beni işaret etti, "Bunu hangi koğuşa koyacağını biliyorsun değil mi?" Karşısındaki adam hüzünlü bakış atsa da onu onayladı ne sikim dönüyordu lan burda.

Benimle beraber peş peşe gelen mahkumlarla önümüzde ve arkamızda kalan Gardiyanlarla açılan demir kapılardan geçip yavaş yavaş farklı yerlere dağılan Mahkumlara baktım demek böyle yerlerde kalacaktık, Tunahanla ikimiz kalınca yan yana olan koğuşların kapılarını açtılar Tunahan atlayarak "ikimizde aynı koğuşta kalabilir miyiz? Lütfen"

Gardiyanı tanıyor gibiydi Gardiyan'ın "olmaz kesin emir herkes farklı koğuşlara uğraştırma beni Tuna" demesiyle düşük omuzlarla birbirimize baktık yapacak bişey yoktu, açılan kapıdan içeriye bakınca zaten bana baktıklarını gördüm, istemsizce gerilirken yavaş adımlarla içeriye girdim, titrek nefesler alarak alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ezdim niye böyle bakıyorlardı...

HÜCRE Där berättelser lever. Upptäck nu