2. Sezon 5. Bölüm; Kanıtla ?

28 4 1
                                    

2. Sezon 5. Bölüm; Kanıtla ?

Lena elinde bulunan mektup ile bir bir klan koridorlarını geçip cheni aradı. Yol üstünde rastladığı muhafızlar chenin baş mimar ile konuştuğunu söyledi.

Baş mimarın yerini öğrendikten sonra Lena ilk iş cheni bulmaya çalıştı. Suo klanının güzide koridorlarında çiçekler, resimler, semboller, parşömenler, anlaşmalar vardı.

Anlaşmaların en büyüğü olan Suo-ay barış anlaşması 950 yıl önce imzalanmıştı. Ülkenin en değerli toprağı olan Doğu topraklarında bir tarafı denize bakan Suo klanı çok şanslıydı. Hem çiftçilik hem hayvanlık, hem demircilik, hem yetiştiriciliği ön planda tutup 600 yılda hizmet ettikleri imparatorluğun seviyesine ulaştılar.

Suo'ların neden Görkemli ay imparatoruna hizmet ettikleri ise bir bilinmezdi. Çoğu kişi onların güçsüz olduğu için, onların önemli bir hazinesine sahip olduğu için yada kan birliği olduğu düşüncesi ile doluydu.

Tabiki bu düşünceler sadece onlara gitmiyordu. Suo klanında 300 yıl boyunca bu konu araştırıldı. Sonuç çıkmayınca araştırmalar son buldu. O zamanın yöneticisi bir anlaşma yazdırarak Görkemli ay ve suo'ların dostluğunu barış anlaşması adı altında duyurdu.

150 yıl sonra yeniden alev alan bu düşünce kuşatma ile beraber yıldırma girişimine büyük katkı sağlıyordu.

***

Lena, kale surlarının önünde baş mimar ile konuşan chen'i görünce içinden oh çekti. Kaleyi 2 kez turlayıp anca denk gelmişlerdi.

Kaleyi İlk turladığında chen tuvalet ihtiyacını gideriyordu. İkincide ise baş mimar ona surların dışında gözlemci kulelerin yerlerinin temellerini istekli biçimde gösteriyordu.

Temeli atılan gözlemci kuleleri ilk günün sonunda yarısına kadar yapılmıştı bile..

Hun ise bu sırada yetişime ve gündelik eğitimine devam etti. Her gün aynı süren eğitim sonrası öğretmeninden izin alan hun bu kuşatma konusunu düşündü.

2 gündür okuduğu strateji kitabında kuşatmaların nasıl engellendiğini okumuştu. Tabi diğer tarafı tanımadan engellemek için risk almak, yüksek bir ölüm oranı demekti.

Dirilişinden bu yana 1 ay geçmişti. Hun 4. Temel fi alemine girerek hem öğretmenini hem ailesini şaşırtmıştı. Şuanda aktif olarak öğrendiği stiller ona avantaj kazandırmak yerine daha da geriye çekiyordu.

12 still'i azar azar öğrenmektense tek tek öğrenmeye karar verdi. Hun kalenin ücra bir köşesinde tek başına meditasyon yapıyordu. Meditasyon ile biriken fi, damarlara sonra meridyenlere girmişti.

Her insandan farklı olarak omurlara da sahip olsa da onları kullanmayı bilmiyordu. Dao Zoe'nin bilincinde uyandığında Dao Zoe'nin bedeninin kontrolü ondaydı. Lakin yaptığı şeyleri bilmiyordu. (Sanırsınız sarhoştu sanki.)

Dirilişlerini irdelemeyen hun meditasyonu son olarak perdelere yönlendirdi. (Perdeleri bu bölümün sonunda anlatacağım.)

Perdelere yönelen fi yarı yarıya saydam hale gelmişti. 5. Temel fi alemine bir bu kadar zaman gerekiyordu. Ailesinin katkısı ile öz bitkilerinden yapılan ilaçlar temelini olabildiğince sağlamlaştırmıştı.

Temelleri ve eğitimi bu şekilde devam ettikçe ileride muazzam bir yetiştitici olacağından kimse şüphe etmezdi.

Fi'yi yeterince aldığını düşünen hun gözlerini açtı. Gözlerini açtığı sırada uzakta bağdaç biçimde oturan birini gördü.

Daha önce fi'ye odaklandığı zaman uyku halindeydi. Bu sebeple onun gelişini ruhu duymamıştı.

Ayaklanan hunu sezen o kişi de gözlerini açtı. Hun ve o göz göze gelmişti. Hun gözlerine bakan gözlere büyük bir istekle bakıyordu.

HUN SUOOnde histórias criam vida. Descubra agora