16. Bölüm; Klark Klanı (2)

27 9 0
                                    

"Kıdemli, gücümü nasıl artırmak için geliştirebilirim ? Ejderhaların yetişim yolu farklı olabilir diye düşünüyorum."

Altayra gözlerini açtı. Ve ona kıdemli diye seslenen çocuğa baktı. İçinden cevap vermek zorunda olduğu geçiyordu.

"Omurgada biriken enerji her bir kemikten akar. Kısacası önce kemiklerinin sayısına göre gelişim sağlamalısın. Biz ejderhalar da 100 tane bulunan kemik sizde 33 tanedir. Bu sebeple hiçbir zaman gerçek bir ejderha kadar güçlü olamayacaksın!"

Altayra ona kısaca açıklamıştı. Güç seviyesi omurgada biriken enerji kapasitesine bağlıydı. Yani ne kadar çok enerji depolamak isterse o kadar çok kemik açmalıydı. Ama sadece 33 tane olan kemikle ne kadar ileriye gidebilirdi..

"Kıdemli ben ne zaman bir tanesini açmayı başaracağım ?" Hun'un sorusunu homurdanma ile karşılık veren altayra istemeye istemeye devam etti.

"Şimdi bir tanesini açman mümkün olmalı. Ruh aktarması sırasında senin ruhunla bağlantı kurarken gücümün birazı ruhumdan sızdı. Yani şuanda benim gücümün baskısı ile dolanıyorsun."

Eliyle dizini bulan hun dün fain'in neden garip davrandığını anlamıştı.

"Kıdemli o panter temel aleminde değil miydi ? Niye düzen aleminde dedi ? Hemde 5. Seviye olarak söyledi."

Altayra şuanda meditasyon yapıyordu. (Şekerleme) meditasyonu birden fazla kez bölündüğü için sinirine hakim olmadan bağırdı.

"Bir sus be insan! Milyarlarca yıl farelerle böceklerle yaşadım onlar bile seslerini bu derece çıkarmadı."

Fareler..

Böcekler..

O derin denizde bulunan canavarlara 1000 yıldır girilmeyen sularda Yaşayan canavarlara fareler diye mi bahsetti..

"Sakıncası mı vardı ? Onlara fare demem bile onlar için büyütülmesi gereken bir olay! Sen gelmişsin onlara söylediğim övgüyü beğenmiyorsun. Bunu duymuş olsalar sana saldırmak için uçmayı bile denerlerdi." (Reis ağır konuştu.)

"Kusura bakmayın kıdem-" altayra patlayan öfkesini hun'a kustu.

"Kıdemli, kıdemli, kıdemli, de kıdemli YETER BE BUNDAN SONRA BANA KIDEMLI DEMEN YASAKTIR!"

Korkan hun hemen içinde bulunan Altayrayı sakinleştirmek amacıyla konuşmaya giriş yaptı.

"Tamam kıd- efendim. Peki ya size nasıl seslenmemi istersiniz ?" O sırada altayra iki gözünü de açtı. Önünde bilinci ile bekleyen hun'u gördü. Sonuçta o bir insanda olsa artık ruhları bağlıydı. Tanrı olarak ondan tahmin bile edilemeyecek kadar yukarıda olsada şuanda ona bağlıydı. Eğer bu bağlantıyı bitirebilecegini bilseydi hun bunu sonuna kadar kullanırdı.

O an hun'un gözlerinin içinde bir parıldama oldu. Anlık korkan altayra iç çekip konuştu.

"Bana direk altayra diyebilirsin. Sonuçta şuanda kıdemlin olucak sıfata sahip değilim. Zamanı geldiğinde bana kıdemli dersin." Hun bunu duyunca daha fazla sırıttı.

"Tamam altayra. Hm bu arada altayra ismin ne güzelmiş altayraaaaaaaaa.."

Sizi iki saatlik boş sohbetten kurtarıyorum. Ayrıca kendimi de iki saatlik boş muhabbet düşünmekten kurtarıyorum.. :D

Hun ile altayra'nın sohbeti bittiğinde altayra az önce tanıdığı ayrıcalığa pişman olmuştu. Yinede artık iş öyle bir noktaya gelmişti ki dediği lafını geri çekmezdi. Hun ona tanrıların sözünün kıymetinden bahsetmişti. Onlara sorgusuz tapan ve herşeyi ile güvenen insanlardan..

HUN SUOWhere stories live. Discover now