6. Bölüm; Ayrılık

53 14 2
                                    

Yaklaşan adamı gören Teresa hareket etmek istesede edemiyordu. Çünkü zincire bağlanmıştı. Ne olay ama...

Dao ise olucakları biliyormuş gibi kaderini kabul etmişti. Sonuçta o bir sakat kardeşi ise sadece temel fi alemindeydi. Ne yaparsa yapsın önünde bulunan adamla aynı seviyede olmasına imkan yoktu.

Hayat nedir ? Peki ya ölüm ? Birbirine bağlanan zincirin halkaları gibidir. Tek olayı ise biri en başta biri ise en sondaki sırada bulunur. Arada geçen bağlarda ise asıl gerçekler vardır. Hepsi birer insan yılı gibi birbine bağlıdır. Belli yerleri küflenmiş belli yerleri zarar görmüş..

Bir, iki derken önlerine gelen adam önünde kurbanlık koyun gibi bekleyen çocuklara bakıyordu.

"Ne şaka ama, sırf sizin yüzünden bu çöp yere geldim. Hah babanıza dua edin yoksa sizi çoktan öldürmüş olurdum. Sonunuz bu olsada bunu bizzat efendimiz yapacak!"

"Sen, sen, seni pis ucube kılıklı şeytan tipli tek kaşlı göbekli sivri çeneli dik burunlu papuç suratlı.." (Teresa yine konuşturuyor hünerlerini :D)

"Haha, küçük velete bak sen! Tüm imparatorlukta arama emri verilmesine şaşmamak lazım. Böylesine bozuk ağıza sahip bir çocuğu köle olarak satmak bile yetmez!" Pis pis Gülen adam önce zinciri çözmeye başladı. Sonuçta zincir evin köşesine bağlıydı. Evi sırtlayıp götüremeyeceğine göre çözmesi en basit yöntemdir.

Teresa 1.40 boyu ile onun kolunun yarısına gelen adama nasıl zarar verebilirdi ? Ağzı değil kolları çalışsa bile bunun için yetersizdi.

"Babanın seni göreceği zamanı özellikle ifadesini merak ediyorum. Acaba pişman olup af diler mi ? Yok, aynı baban da senin gibi olmalı sonuçta ailenden birine çekmiş olmalısın !"

"Seni çirkin aptal! Babam tanıdığım en kibar adamdır. Senin gibi bir şeytan babamı görmeyi hak etmiyor !"

Duydukları sonrası çözülen zinciri yana atmıştı.

"Aynen aynen oh, doğru" başını sola çevirip küçük kızın abisine bakıyordu.

"Duyduğuma göre abin acınası bir sakatmış hahahaha ne şaka ama beni bu iki salak çocuğu yakalamam için gönderdiler. Gidince kazanacağım para iyi olmazsa bu görevi bana öneren muhafızı öldüreceğim!"

"Haklısın abim acınası bir sakattır! Seni bırak, bir temel fi alemine girmiş biri bile onu taşımamak için yeterince önemlidir!"

Bu abisine ilk defa hakaret ettiği zaman değildi. Ama biriyle ilk defa beraber şekilde kendi öz abisine hakaret ediyordu.

"Ha, şöyle yola gel çocuk! Ne kadar güzel ortam. Kendi abisini bile utanmadan aşağılayan bir yetiştirici !" Nefes alıp verirken devam etti.

"Sana acıyorum çocuk! Böyle bir kardeşe sahip olduğun için kendini öldürmen bile garip olmazdı !"

"Hah, haklısın böyle bir kardeş olmaz olsaydı belki daha rahat ölebilirdim." Kendi kendine hafiften sırıtan dao düşünceler ile boğuşuyordu.

"Gerçekten, kabus gibi olmalı bu yaşta böyle bir anlayış... Keşke sen değilde o sakat olsaydı. Belki geldiğime değerdi."

...

Dao sessiz kalmıştı. Sonuçta bu kadar hakaret yeterli olmalıydı. O sırada arkadan bir ses geldi. Tabi ki bu eşşek cennetine 10 dakikalık bilet kazanan yahoo'dan başkası değildi.

"Seni lanet olası! Çabuk onları bırak !" Yüzünde bir gülümseme olan adam yahoo'ya bakıp birde çocuklara bakarak olayın tek taraflı olduğunu bildiği halde ona saldırmak isteyen Yahoo'nun aptallığı birleşince gülme krizine girmesine ramak kalmıştı.

HUN SUOWhere stories live. Discover now