Asosyal Komşu | Yarı Texting

50

Bölüme yaş sınırı koyuyorum (18+) Rahatsız olacaklar bir sonraki ✎ kalemli geçişten sonrasını okumasınlar lütfen.

✎﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏

Eylem'den

"Ay karnım ağrıdı, güldürmeyin daha fazla!"

Elimi karnıma bastırıp öne doğru eğildiğimde Hilal tekrar kahkahayı basmıştı. Onu duyar duymaz ben de güldüğümde gözlerim yaşarmaya başlamıştı.

Hızlıca akan göz yaşlarımı silip kendime gelmeye çalıştım.

Önümde gülmekten yiyemediğim gün tabağı dururken yanındaki bardaktan bir yudum çay içip diğer elimle yüzümü yelledim.

"Çok güldük, çok ağlamasak bari." diyen Hilal ile nihayet gülmem durulmuştu.

Kollarını göğsünde birleştirerek gülmemizin bitmesini bekleyen Seda "Ben sizi ağlatayım da rahatlayın isterseniz." dedi tehditkâr bir ses tonuyla.

İkimiz de aynı anda ağzımıza fermuar çekip tekrar Seda'yı dinleme pozisyonuna geçtik.

Dün, Seda ve Onur'un ailesi sevgili olduklarını öğrenmelerinden sonra ilk defa bir araya gelip yemek yemişlerdi. Biz de Hilal ile gruptan mesajlaşmanın bizi kesmeyeceğine karar vererek onların evinde gün yapma fikrini ortaya koymuştuk ve bu sayede bir araya gelmiştik.

"Yani? Siz basıldıktan sonra ne oldu?" dedi Hilal sırıtarak.

Seda o anları tekrar yaşıyormuşçasına kafasını yukarı kaldırıp derin bir nefes aldı. Daha sonra bize bakıp "Ne olacak? Kalkıp mutfağa kaçtım. Gün sonuna kadar da hiçbir aile üyesinin suratına bakamadım. Bu kadar delice bir pozisyonda basılmak ne ya? Camdan atacağım kendimi." dedi ağlamaklı bir sesle.

Elimi yumruk yapıp gülüşümü kapattım ve "Kanka inan çok üzüldüm." dedim ciddi olmaya çalışarak.

Seda sinirle gülerek repliğimi devam ettirdi. "Bu kadar yıpratma ya kendini."

Hilal ile tekrardan kahkahayı bastığımızda zilin çalmasıyla hepimiz ayaklandık. Hilal heyecanlı bir sesle "Oturun siz, ben bakıyorum." dedikten sonra kapıya yöneldiğinde Seda ile göz göze gelip birbirimize kaş göz yaparak Hilal'i işaret ettik.

Hilal'e çaktırmadan yavaş adımlarla peşinden yürümeye başladık. Dış kapının karşısındaki kolonlara vardığımızda bedenimi durdurup sadece kafamı uzattım. Seda'da yukarıdan kafasını çıkartınca birbirimize bakıp sessizce gülüştük.

Gülümseyerek "Hoş geldin." diyen Hilal ile dikkatimizi kapıya verdik. Karşısında bir buket papatyayla dikilen Akın "Hoş buldum." dedikten sonra belinden tutup eğilerek Hilal'in alnından öptüğünde Seda ile birbirimizin koluna ayı gibi vurarak heyecanımızı dile getirmeye çalışmıştık.

"Gün hâlâ bitmedi ama istersen gelebilirsin yine de." dedi Hilal aşık aşık sırıtırken.

Akın'ın eli hâlâ Hilal'in belindeyken eğilip dudaklarına kısa bir öpücük verdiğinde gözlerim ve ağzım aynı anda açıldı.

Ardından Seda ile aramızda tekrar bir kol vurma merasimi yaşandı.

"Yok, enerji depolamak için bir uğradım sadece. Sen keyfine bak." diyerek göz kırptığında gülümseyerek imalı bir sesle "Sonra görüşürüz." demeyi de ihmâl etmedi.

Akın'ın o ses tonundan ne çıkarmalıydık bilmiyordum ama kollarımızın bu süreçte gazi olduğunu çok iyi biliyordum.

Hilal de hülyalı bir sesle görüşürüz dediğinde kapıyı kapatmadan Seda ile parmak ucunda salona koştuktan sonra kendimizi koltuklara attık.