10

28.2K 1.3K 253
                                    

Kart almak için görevlinin yanına giden Bora'nın yanına geçtim.

"Ne oynayalım?"

Soruma karşılık gülüp "Mümkünse bütün oyunları." diye cevap verdi.

"Saçmalama." diyip elimle sırtına geçirdim.

Ahlayıp yüzünü buruşturdu. "Elin de ağırmış, küçücük olmana rağmen." dedi.

Gözlerimi devirdim. "Abartma, sert vurmadım."

Bora'nın bütün oyunları oynama konusunda devam eden ısrarını takmayıp görevliden dört oyun için iki kart aldım.

Ellerimizdeki kartlarla çarpışan arabalara doğru ilerlemeye başladık.

"Bir dakika ya, bu oyunu kim kazanacak onu nasıl anlayacağız?"

Bora'nın sorusuyla adımlarımı durdurup ona baktım. Tabi aramızdaki boy farkı biraz fazla olduğu için her seferinde başımı kaldırmam gerekiyordu.

"Harbiden, aklıma gelmedi hiç."

Beraber sıraya girdikten sonra avucunu çenesine yaslayıp gözünü kısarak çözüm yolu aramaya başladı.

Beş dakikadır sırada dikiliyorduk ve Bora dut yemiş bülbül gibi hiç konuşmuyordu.

"Ağaç oldum, ağaç. Düşünmene gerek yok, diğer üç oyun üzerinden karar veririz. Olmayan beynini yorma boşuna."

Dikkatini çekmek için konuştuğumda kollarımı göğsümde birleştirip sıkılmış gözlerle Bora'yı izliyordum.

Alınmış gibi yapıp "Aşk olsun, Eylem. Hem sen o boyla ağaç olamazsın, olsa olsa fidan olursun." dedi.

Adımı söylediği anda kalbim teklemişken cümlesinin sonunda çaktığı lafla sinirlerim tepeme çıktı.

Tekrardan elimle sırtına vuracaktım ki Bora bu sefer izin vermeyip bileğimi havada tuttu. Bir şey diyecekmiş gibi duruyordu.

Sinirden ya da heyecandan hızlanan kalp atışlarımı umursamadan kaşlarımı kaldırıp sorgulayan bakışlarımı fırlattım.

Büyük bir ciddiyetle "Fidan kadar boyun olsa da elin ağır," dedikten sonra bileğimi bırakıp devam etti. "Kazananı nasıl belirleyeceğimizi buldum."

"Nasılmış?"

Gururla "Görevlilere söyleyeceğiz biri senin arabana biri benim arabama bakacak ve kaç defa çarpıştığımızı sayacak. En çok çarpışan arabanın sahibi kazanacak." dedi.

Benden övgü beklediğini belirten bakışlarıyla "Çok zekiyim, etkilendin değil mi?" dedi.

Dalga geçercesine güldüm.

"Ya ne demezsin, burada boş boş beş dakika dikilmeme değdi gerçekten."

Beklediği övgüyü alamayan Bora bana 'hıh' diye bir ses çıkarıp sıra bize geldiği için yan yana duran iki görevlinin yanına yürüdü.

Hasbinallah çekip görevlilere hararetli bir şekilde ne yapacaklarını anlatan Bora'nın yanında yerimi aldım.

"Anladınız mı?"

Görevliler birbirlerine baktıktan sonra bana ve Bora'ya tuhaf bir bakış attılar.

Biri kız biri erkekti. Bizim yaşlarımızda duruyorlardı.

Erkek olan "Bizim işimiz bu değil beyefendi. İlgilenmemiz gereken başka şeyler var." dedikten sonra kızla birlikte oyun alanındaki süresi bitmiş arabaları kontrol etmeye başladılar.

Asosyal Komşu | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin