21

15.4K 1K 884
                                    

Yüzlerimiz fazla yakındı ve bu kalbime hiç iyi gelmiyordu.

Uzun uzun surat ifademi inceleyen Bora'nın bakışları bütün yüzümü taradıktan sonra dudaklarımda son bulduğunda tepki vermemek için avuç içime tırnağımı geçirdim.

Üç saniye süren bu bakış, bana üç asır gibi gelmişti.

Kalp atışlarım o kadar hızlıydı ki kulaklarım uğulduyordu.

Havayı dağıtmak adına bakışlarımı yola çevirdikten sonra "İkimizin de yüz inceleme seansı bittiyse, artık gidelim." dedim gözümle yaklaşan otobüsü göstererek.

Bir şey söylemeden otobüse ilerleyince rahatladım.

Sanırım bu konu hakkında yorum yapmayacaktı.

Gerçi yorum yapmasa da bakışlarıyla bir sürü şey anlatmıştı, orası ayrıydı.

Şoförün tam arkasında bulunan ikili koltuktaki cam kenarına geçtiğimde Bora da çok geçmeden yanıma yerleşti.

Başımı cama çevirip çaktırmadan Bora'nın yansımasına baktım. Gözlerimiz kesişti.

Hızlıca gözlerimi kaçırdım.

Rezillik üstüne rezillik!

On dakika kadar kendi kendimi yiyip bitirdikten sonra Bora'nın sesini duymamla dikkatimi ona yönelttim.

"Kahvaltıda ne yemek istersin? Canın bir şey çekiyor mu?"

Yan yana oturduğumuz için vücutlarımız birbirine değiyordu ve kafamı çevirirsem duraktaki kadar olmasa da yüzlerimiz birbirine yakın olacaktı.

Başımı çevirip Bora'nın yakışıklı yüzüne baktım, salak salak sırıtmamak için üstün bir çaba sarfederek "Canım bir şey çekmiyor. Kafana göre takıl." dedim.

Yine gülümsedi.

Biri bu çocuğa niye bu kadar güzel güldüğünü sorabilir mi?

Bir dakika. Bu gülüşünü kaç kıza daha göstermişti?

Bedenime yayılan kıskançlık duygusunu bastırmaya çalıştım.

Kıskanmaya hakkım yoktu ama kalbim söz dinlemiyordu ne yazık ki.

Başını sallayıp önüne dönen Bora'dan bir süre bakışlarımı çekemedim.

Ben cidden feci abayı yakmıştım.

✎﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏﹏

"Buyurun, siparişleriniz."

"Teşekkürler."

Otobüsle gelmemiz bir saat süren bir mekana gelmiştik.

Küçük bir yerdi ama atmosferi kesinlikle çok iyiydi.

Beyaz masa, rengarenk sandalyelere sahipti. Mekan genel olarak mavi ve beyaz rengine hakimdi.

Etrafımı incelemem bittikten sonra Bora'ya baktım.

Gözlerimiz hemen buluştuğunda onun da bu sırada beni izlediğini anlarken umursamamaya çalışıp sahte bir alayla "Beni cidden pilavcıya mı getirdin Bora?" diye sordum.

"Evet. Beğenmedin mi?"

Suratı asıldığında ona sataşmaktan vazgeçtim ve hemen tavrımı değiştirip "Aslında güzel mekanmış, beğendim. Pilavı da çok severim zaten." dedim.

Hemen gülümsedi.

Resmen yavru bir köpek gibiydi. Ağzını yüzünü ısırmak istiyordum.

Tamam, sakin kalmalıydım. Eve gidince yatakta tepinebilirdim, şimdi olmazdı.

Asosyal Komşu | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin