49

2K 137 121
                                    

Medya: Seda'nın elbisesi

Seda'dan

"Kızım, hâlâ hazır değil misin? Her an gelebilirler." diye bağırarak odama dalan anneme elimde maşayla bakakaldım.

"On beş dakikaya bitecek işim, sen içeride bekler misin lütfen? Zaten gerginim." diyerek tekrar saçlarıma odaklandım.

Geçen hafta Onur ile telefonda konuşurken anneme yakalanmam sonucu sığındığım bahaneleri yemeyen anneme, sonrasında babama sevgili olduğumuzu açıklamak zorunda kalmıştım. Şaşırtıcı bir şekilde tepkileri korkunç olmamıştı aksine bu kişinin Onur olmasına sevinmişlerdi. En nihayetinde babam, ailelerin zaten tanışık olmalarına rağmen dünür olarak da bir araya gelmenin uygun olduğuna karar vermişti.

Randevumuz böylece iptal olmuştu, benim suçum olduğu için Onur'a trip de atamıyordum. Çok acı bir durumdu.

"Alt tarafı bir yemek kızım! Gerilmeni kız istemesine sakla."

Kahkaha atarak mutfağa geçen annemin arkasından bakmaya devam ettim.

Rahatlığı beni öldürse de haklıydı. Böyle şeyler için erken olduğunu düşünsem de babama hayır dememiştim, Onur'u gerginken izleyecek olmak fikri cazip gelmişti ama tabii bunu düşünürken kendi durumumu hesaba katmamıştım.

Onur'un ailesiyle ilk karşılaşmamızda kapıyı suratlarına kapatıp pencereden kaçmıştım ve ilk izlenimimi mahvetmiştim. Buna rağmen ertesi gün beni görmek için yine gelmelerini de hatırlayınca bir nebze iyi hissetmiştim. Belki de o kadar da kötü bir izlenim değildir canım.

Sırıtıp saçımla uğraşmayı bıraktım ve aynadan son bir kez kendimi inceledim. Çok güzel olmuştum.

Etrafımda dönüp elbisemi savuşturarak odamdan çıktım. Mutfağa girdiğimde burnuma nefis kokuların gelmesiyle derin bir nefes aldım.

"Oh, mis gibi koktu." dedim ve ocağın başında çorbayı karıştıran annemin yanağına sulu bir öpücük kondurdum.

Anında yüzünü buruşturarak söylendi. "Rujlu dudaklarınla öpme beni diyorum o kadar!"

Gözlerimi devirip masadan aldığım peçeteyle yanağını sildim. "Ne kızıyorsun ya? Al işte sildim." dedim yalandan ağlamaklı bir ses çıkararak.

Aslında yalan olmayabilirdi, fazlasıyla gergindim ve en ufak olumsuz şey gözlerimi dolduruyordu.

Bir yanda yanağımın sıkılmasıyla başımı o yöne çevirdiğimde babamla karşılaştım. "Sen niye bu kadar güzel oldun bakayım?" diyerek eğildi ve sıktığı yere bir öpücük kondurdu.

Güldüm. "Aşk olsun, baba. Her zamanki halim." diyerek saçımı savurdum.

Bu sefer babam güldü. "Deli kız." dedikten sonra karşımdaki sandalyeye oturup eline telefonunu aldı.

Odamdan bildirim sesi duymamla bir anda ayaklanıp koşarak odama geçtim ve telefonumu açtım. Gelen mesajı okudum.

Sevgilim: Beş dakikaya oradayız, yavrum.

Sevgilim: Gelirken almamızı istediğiniz bir şey var mı?

Seda: Yok canım.

Mesajıma kalp atıp çevrimdışı olduğunda ellerim titremeye başlamıştı. Hemen rehberde Eylem'i bulup arama butonuna bastım.

"Efen-"

"Eylem geliyorlar! Ne yapacağım şimdi? Heyecandan öleceğim sanırım. Eylem, söylesene ne yapacağım?"

"Bir sus! Sakin ol be kızım. Aileniz zaten birbirini tanıyor, yemek yiyip oturacaklar sadece. Sen de kendin gibi davransan yeter. Anladığım kadarıyla seni seviyorlar zaten. Tamam mı bebeğim?"

Asosyal Komşu | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin