34

10.1K 667 419
                                    

Bora'dan

Koltukta ters bir şekilde oturarak telefona bakarken ofladım.

Arada bir de yanımdaki yemek masasına kahvaltı sofrasını kuran Akın'ın bana bakıp sabır dilendiğini duyuyordum ama görmezlikten geliyordum.

Bana görüldü atıp çevrimdışı olan Eylem'in profilini izlerken ekrandaki yüzüne güneş düşmüş gözleri kapalı bir şekilde güldüğü fotoğrafı bilmem kaçıncı kez zihnime kazıdım.

Yine utandığı için görüldü atarak kaçtığını bildiğimden o halini hayal edip kendi kendime sırıttım.

"Baka baka eskittin fotoğrafı, anladık çok aşıksın." diyerek alayla yüzüme bakan Akın'a göz devirdim.

"Kıskandığını bu kadar belli etme, Akıncığım." dedim tripli sesimle.

Ardından iç çekip "Keşke fotoğrafta gözü açık olsaydı, çok özledim ela gözlümü.." diyerek koltuktaki duruşumu düzelttim.

Elindeki özel olarak istediğim pankek tabağını masaya yerleştirip işaret parmağını bana doğrultarak kaşlarını çattı.

"Birincisi, seni kıskandığım falan yok. Hayatıma birini almamak benim seçimim, akademik kariyerime öncelik veriyorum." deyip tekrar mutfağa geçti.

Sırıttım.

Sofra kurmada diğer ev işlerinde olduğu gibi sıra yapmıştık ve her seferinde gastronomi okumasını bahane ederek bana göre uğraştırıcı olan şeyleri istemek çok eğlenceliydi.

Koltukta geriye gittiğimde sağ bacağımı sol bacağımın üstüne atıp kollarımı koltuğun iki yanına koydum.

Akın, sofraya demlikleri koyduktan sonra bana bakmadan sandalyesine yerleştiğinde "İkincisi de kaç aydır sevgilisiniz, hiç fotoğrafınız yok mu?" dedi önündeki tabağı kahvaltılıklarla doldururken.

Doğrulup ben de masada yerimi aldığımda pankeklerin çoğunu tabağıma koyup cevap verdim.

"Var tabii ki."

"O zaman o fotoğraflara bak?"

"Aptal, fotoğrafına bakmak gerçeğine bakmak gibi değil ki." deyip ağzıma iki tane pankek attım.

"Şimdilik fotoğrafıyla yetin, artık ne yaptıysan kaç gündür kızın profiline bakıp özledim demekten başka bir şey söylemiyorsun. Buluşmadınız da hiç."

Şüpheyle bana bakıp "Sahi, siz niye hiç buluşmuyorsunuz? Ne yaptın lan yengeme?" diye devam etti.

Bir anda yükselen Akın'a gülüp pankek yediğim elimle yanağını mıncıkladım.

Elime vurup ittirdiğinde "Tamam ya, bakma öyle. Bir şey yapmadım, yani kötü anlamda." deyip yine sırıtmaya başladığımda enseme yediğim şaplakla sinirle Akın'a baktım.

"Yav kardeşim vurma diyorum enseme, anlamıyor musun?"

Ne zaman sinirlense aynı şeyi yapıyordu.

Eli de ağırdı şerefsizin.

İlk tanıştığımızda eğlenceli şen şakrak biri sandığım kardeşimin gerçek yüzünü birlikte yaşamaya başladığımız zaman keşfetmiştim.

Tam anlamıyla huysuzun tekiydi.

Ne yaptığımız ev işini ne de yemekleri beğendiremiyorduk beyefendiye.

Cevap vermeden kahvaltısıyla ilgilenmeye devam eden Akın'a göz devirdim.

Anlaşılan konuyu üstelemeyecekti, işime gelirdi.

Asosyal Komşu | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin