☾ikinci kitap, birinci bölüm☽

14.1K 628 329
                                    

''Evet, yemeğimi burada yiyeceğim.'' Cümleme devam etmeden önce dişlerimin arasındaki tırnağımı özgür bıraktım. ''Pekala, size iyi eğlenceler baba.''

Tırnağımı yemeye devam ederek telefonu kulağımdan uzaklaştırdığımda babam önce davranarak telefonu kapattı. Gerçekten bütün gün çalışmıştım ve yorgun hissediyordum. Hergün olduğu gibi tavuk ve patates kızartmasını miğdeye indirip eve gidecek, duşa girme düşüncesini bir kenara atarak yastığıma yapışacaktım. Belki film izleyebilirdim.

"Baekhyun! İki numaralı kasa!"

Kendime boş vaatlerde bulunarak iç geçirdim ve tezgahın üzerine bıraktığım, üniformamın bir parçası olan şapkayı takarak ön kısma doğru ilerledim. Bugün işe erken çıkma ümitleriyle gelmiştim ama yeni çalışan gelmeyince bu iptal olmuştu.

Koşar adımlarla ön tarafa çıkıp iki numaralı kasanın arkasına geçtim ve etkinleştirdim. Perşembe gününde olmamıza rağmen hafta sonuymuş gibi kalabalıktı ve benimle birlikte tüm kasalar açılmıştı.

"Sırada bekleyenleri buraya alabilirim!" Gür sesimle bağırdığımda beklemekten sıkılmış gibi görünen yaşlı adam herkese çarpa çarpa önüme geldi.

"Peh, siz gençler! Amma da uyuşuksunuz."

Bozuntuya vermeden gülümsedim ve kasada sipariş için ekran açtım. "Merhaba efendim. Siparişinizi alabilir miyim?"

Adam arkasında kuyruk oluşturmuş insanlara inat ediyormuş gibi cüzdanındaki parayı teker teker sayarken kaşlarımı kaldırdım ve onu izledim. Yirmi dört yaşıma basmış olmama rağmen çaresizce burada çalışıyor, para kazanmak için çabalıyordum. Yaşıtım olan çoğu kişi haberlere çıkıyorlardı. Kimi önemli birisi olan babalarının arkasında, kimi yanında duruyordu. Hepsi aynı şeyle anılıyordu: Geleceğin varisi.

Yaşlı adam ısrarla cüzdanını kurcalarken gözlerimi devirdim ve yan kasada sipariş alan Chin Ho'ya döndüm. Yan gözle bana bakıyor ve içinde bulunduğum durum yüzünden bıyık altından gülüyordu. "Aish," Sadece kendimin duyabileceği şekilde küfrederken gözlerim onun müşterisine kaydı.

Vücuduma mermi saplanmış gibi hissettiren karmaşık duygular bacaklarımdaki tüm gücü alırken kasaya tutundum. Gözlerime yaşlar hücum etmişti ve bu şaşkınlıktandı.

Kucağında taşıdığı iki-üç yaşlarında iki erkek bebekle eğleniyor gibi görünüyordu. Hatta hiç görmediğim kadar gülümsüyordu.

Bu Chanyeol'dü.

'Unuttum' dediğim ama beynimin en saklı yerinde duran kişi.

Saklı şeyler önemlidir.

"Bu yaşta sağır mı oldun sen?" Yaşlı adam kızgın bir şekilde elini önümde sallarken kafamı toplamaya çalıştım. Hayır, o Chanyeol değildi. Evet, o kesinlikle Chanyeol'dü.

Omzumda hissettiğim elle yerimden sıçramaktan son anda kurtulup bana endişeli bir şekilde bakan Chin Ho'ya döndüm. "Baekkie, sen iyi misin?" Ve artık Chanyeol de bana bakıyordu.

Önüme dönerek kafamı belli belirsiz salladım ama Chin Ho ikna olmuşa benzemiyordu. "Eun Jung, buraya gel!"

Yaşlı adam söylenmeye devam ederken arkalardan bir ses duyuldu ve Eun Jung geldi. Aceleden şapkasını yamuk takmıştı.

"Eun Jung, gitmek üzereydin biliyorum ama birkaç dakikalığına Baekhyun'un yerine bakar mısın?" Chin Ho'nun işini bırakıp benimle ilgilenmesi güzel bir şeydi ama karşısında Chanyeol vardı. Sırf bana inat olsun diye Chin Ho'nun bu yaptığını şikayet ederdi.

Don't Cry Tonight ☆ İkinci Kitap ☆ ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin