Bir Sürü Mü

4.2K 90 6
                                    

'Ay Hoşt Ulan' adlı bölüm güncellenmiştir!

"Im, Kuzey!" Dedim parmaklarımla oynayarak. Kuzey işaret parmağını çeneme atıp başımı kaldırdı. "Ne oldu?" Dudaklarımı yakayıp gözlerine baktım. "Şimdi biz bebeğin cinsiyetini öğreneceğiz ya iki ay sonra? Cinsiyet belirleme partisi yapar mıyız?" Tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle Kuzey'e bakıyordum. Kuzey kahvesini içip arkasına yaslandı. "Nasıl olacak o?" Diyince ellerimi masaya atıp doğruldum. "Şimdi doktor cinsiyeti bir korumaya söyler koruma da gerekenleri yapar."

Gülümseyip başını salladı. Ayağa kalkınca bende ayağa kalktım. Elini omuzuma atınca geri çekilmek istedim. "Evde kimse yok rahat ol." Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Nasıl?" Sırıtıp beni çekiştirerek yürümeye başladı. "Böreğe o kadar odaklanmışsın ki annenleri duymamışsın. Annenle baban bir iş yemeğinde ağabeylerinse galiba sevgilileriyle." Diyince kaşlarım havaya kalktı. "Hainler bana nasıl söylemezler!" Dedim çocukça.

Kuzey bir elini bacaklarıma bir elini belime atıp kucağına almıştı. "Ne yapıyorsun?" Beni dinlemeyip merdivenlerden çıkıyordu. "Kuzey nereye ya?!" Hâlâ dinlemeyip beni odama götürdü. Yatağa bırakıp yüzüme yaklaştı. Aklıma banyoda yaşadıklarımız gelince hızla ayağa kalkıp "Ben ne olacağını biliyorum!" dedim. Kuzeyden uzaklaşınca gülmeye başlamıştı. "Hatırladıklarını tekrarlayalım mı?" Dedi üstüme gelerek. Elimle silkeler gibi yaptım. "Ay hoşt!"

Ben odada koştururken Kuzeyde peşimden geliyordu. "Kaçma! Zaten yakalayacağım yorma beni!" Diyince kendimi giyinme odasına attım. Aklıma bu odanın kapısının kilidi olmadığı gelince küfür ettim. "Hay ananı sikeyim!" Odadan çıkacakken Kuzey çoktan gömleğinin düğmelerini açmış kapıya yaslanmıştı. Elimi ona doğrulttum. "Cici bebek! Tatlı bebek!" Diyip yanından geçecekken elini önüme atmıştı. Durup ona döndüm.

Yüzüme yaklaşıp birkaç defa dudağımdan öptü. Kızaran yanaklarıma da öpücük bırakıp yüzümden uzaklaştı. "Şu kızaran yanaklarını ısırıp koparmak istiyorum!" Dedi dayanamaz bir sesle. Ben konuşmayınca o tekrar konuşmuştu. "Ne oldu benim arsız kızıma?" Omuzuna vurup yüzüne baktım. "Ne arsızı aslan gibi atladın üstüme!" Gülüp dudağımdan öptü tekrar. "Öpmesene be-!" Tekrar öpünce geri çekildim. "Ne yapayım kızım? İlacım gibi, öptükçe iyi oluyorum."

Dudaklarımı yaladım. Dolaplara göz gezdirdim birkaç kez. "Bir yerlere gidelim mi ister misin?" Başımı sağa-sola sallayınca yanıma gelip ellerini belime doladı. Arkama geçip ellerini karnıma attı. "Keşke hemen doğsa da kucağıma alsam." Dedi ve karnımı okşadı. Ellerimi ellerinin üstüne attım. "Keşke." Diye ekledim aynadan bize bakarak.

"Düşünsene evimizde minik minik bir sürü Kameller, Kuzeyler var." Aynadan yüzüne baktım. "Bir sürü mü?" Çenesini omuzuma yaslarken "Belki futbol takımı kurarız?" demişti. Yutkundum o sıra. Gözümün önüne aynı evde onbir çocuk gelmişti. "Olmaz! Olmaz! Onbir çocuk olmaz!" Diyince gülmüştü. "Olur olur! Bal gibi de olur. Hem sen kendin istersin belki?" Dedi göz kırpıp.

Geri çekilip arkamı döndüm. Gömleğinin yanlarından tutup aşağıya çektim. Dolaptan beyaz bir tişört aldım ve yanına gittim. Tişörtün başını tutup başından geçirdim. İki kolunu da yanlardan sokunca dolaptan parfümünü aldım. Bunu kendim düşünmüştüm tabi. Parfümün kapağını açıp birkaç pıs sıktım. Parfümü dolaba bıraktıktan sonra gri bir eşofman aldım. Yanına ilerleyip eşofmanı uzattım. "Bunu da sen giydirsene." Diyince ayağına bastım.

Arkamı dönüp tekrar dolaba ilerledim. Üstüme mor bir sweat altıma da mor şort tayt geçirdim. Saçlarımı kulaklarımın arkasına atıp arkamı döndüm. Kuzey aynada saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. Yanına gidip ellerimle saçlarına şekil vermeye başladım.

 Yanına gidip ellerimle saçlarına şekil vermeye başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ellerimi tutup çekti. Kendi ellerini kullanıp benim ona yaptığımı yaptı, ilk önce parmaklarıyla taradı sonrada bastırdı. Ona gülümseyip "Hadi aşağıya inelim!" dedim. Kuzeyse elimi tutup yürümeye başladı. Aşağıya inince mutfağa gidip böreği kontrol ettim. Sonra dolaptan birkaç abur cubur çıkarıp tabaklara doldurdum. Portakal suyunu da alıp salona geçtim. Tepsiyi sehpaya bırakıp Kuzey'in yanına oturdum. Kuzey filmleri incelerken bende onunla beraber inceliyordum.

En sonunda birini seçince ayağa kalkıp ışıkları kapattım. Tekrar yanına gidip oturdum. Elini koltuğa atıp başımı omuzuna yaslatmıştı. Üstümüze bir pike örtüp sehpayı koltuğa yaklaştırmıştı. Sehpadaki tepsiden birkaç cips attım ağzıma. Kuzey filmin sesini açınca gözlerimi filme çevirdim. İyice üstümüzü örtüp filme odaklandım.

Kuzeyden

Film komedi olduğu için ikide bir kahkahalara boğuluyorduk. Bense hem filme bakıyor hemde Kamel'in gülüşüne bakıyordum. Bir insan nasıl bu kadar harika olabilir? Mavi gözleriyle, pembe dolgun dudaklarıyla, siyah saçları ve çilleriyle harika gözüküyordu. Tekrar gülmeye başlayınca gülüşünden çekemedim gözlerimi. Çekemezdim de bu masum gülüşü aklıma kazımak istiyordum. Hiçbir zaman unutmamak istiyordum.

Bir yandan Kamel'e bir yandan Elis'e bakıyordum da Elis'e karşı hissettiğim duygular Kamel'e hissettiklerimden bin kat farklı. Kamel'in yanında huzurlu ve mutlu hissediyorum fazlasıyla. Bir baktı mı o Mavilerine gömmek istiyordum kendimi. Sanki çekip gitse bir anda yarım kalmış gibi hissedecekmişim gibi hissediyorum. Gülüşünden laf edemiyorum bile! Gülüşü fırtınalı hayatıma doğan bir çiçek gibi. Bende ondan yararlanan bir arı gibi. Ama ondan hiç kopamayan bir arı.

Değil kopmak on saniye yanından ayrılmak bile istemiyorum. Sıkıca sarmalayıp içime sokmak istiyorum. Onu benden kimse almasın, ona zarar vermesinler, hep benle kalsın, onu korumak istiyorum. Hele aklıma bebek gelince içimde ayrı bir sevinç ve heyecan var. Elimde olsa onunla bir sürü çocuk yapmak isterim. Bu düşünceyle sırıttım.

Az önce onbir çocuk yapmak istediğimi anlamıştı. Şakasına diyordum ama aslında onbir çocuk fena değil hm? Kamel'i koltuk altlarından tutup kucağıma çektim. Kaşları havaya kalkmıştı. "Ne yapıyorsun?" Diyince onu televizyon tarafına çevirdim çenemi omuzuna yaslayıp üstümüzü örttüm. Ellerimi karnına atıp okşadım.

Bir çocuğum olacak en sonunda. Sağ sağlim doğar İnşAllah çünkü hem Kamel'in hem bebeğin yorulmasını istemiyorum. Hele zarar görmelerini asla. Kamel'i iyice sarmalayıp boynundan öptüm. Kendini o kadar filme kaptırmıştı ki boynunu öptüğümü fark etmemişti. Bende filme odaklanıp karnını okşadım bir süre...

Deli Kız (Kuma) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin