Buradan Daha Lezzetli

5.2K 92 5
                                    


Kuzey elimi bırakmış Serdar ağa denen herifin yanına gelip konuşmasını dinliyordu. "Dicle kaç yaşında?!" Dedi Kuzey, göt lalesi ise Dicleye bakarak "Yirmi ağam!" diyince Dicle hemen atladı lafa. "Hayır ağam yalan söyler! Ben daha onyedi yaşımdayım!"

Dicle'nin yanına gidip elimi omuzuna attım. Kulağına "Sakin ol." diye fısıldadım. Başını aşağı-yukarı sallayıp Serdar götüne döndü. Bense elimi Dicleden çekip ellerimi cebime soktum. Arkama dönüp yürümeye başladım. Kuzey'e güvenesim geldi bir an, yoksa kızı asla orda bırakmazdım!

Yanımda bir hareketlilik hissedince yanıma baktım. Dicleydi, "Kuzey ağa seni çağırıyor gelin ağam." dedi ellerini önünde birleştirerek. Neydi bu kadınların hali? Diz çökmek, elleri önde beklemek?

Derin nefes alıp arkama döndüm. "Bana Kamel de kısaca!" Diyip Kuzeylerin yanına yürüdüm. Kuzeyse yanıma gelip kucağına almıştı. "Lan! Bıraksana, ben ne güzel yürüyordum." O çoktan beni arabaya bindirmişti. Gözlerim Dicleye takıldığında oda bizim arabaya binmişti.

Kuzey arabayı çalıştıracakken kapıyı açıp çıkacakken elimden tutup kucağına çekmişti. "Eve kadar böyle gideriz! DÜZGÜN OTUR!" Kucağından inip koltuğa oturdum. Cebimden kulaklıklarımı çıkarıp taktım. Elimle karnımı okşayıp yolu izledim bir süre. Elimin üstünde bir el hissetiğimde elime baktım. Kuzey elini elime atmıştı. Elimi çekip siler gibi yaptım.

Kuzey sadece bakıp karnımı okşamaya başlamıştı. "Kontorle mi gitsek?" Diyince gözlerimi ona çevirdim. Omuz silkip dikiz aynasından Dicleye baktım. Kara kara yere bakıyordu. Olmazdı böyle!

Kulaklıklarımı çıkarıp radyoyu açtım. Bluetoothla bağlanıp Dilan Polat - Enercii şarkısını açtım. Arabanın üst açılma tuşuna bastıktan sonra ayağa kalktım. Şapkamı çıkarıp koltuğa bıraktım, şarkı başlayınca da ona eşlik etmeye başladım.

"EĞLENDİRİYOR BENİ DEDİKODULARINIZ,
YÜZÜME GÜLÜP ARKAMDAN KONUŞMALARINIZ.
NE GÖZÜNÜZ TUTAR NE DE BEDDUALARINIZ,
ÇEKEMEYENLER PARTİ KURSA KAZANIRSINIZ!"

Dicle'nin elinden tutup ayağa kaldırdım. En sonunda dayanamayıp bana da eşlik etmişti.

"YÜZDE YÜZ ENERCİ,
BU NASIL BİR SİNERJİ?
TEK TEK EDİYORUM HATER'LARIMI ALERJİ?
UMRUMDA MI? DEĞİL HİÇ!
HANGİNİZ İKİNCİ?
ALLAH'IN LÜTFU BANA BİTMEYEN BU ENERCİ!"

Dicle hemen yerine oturup konuştu. "Kuzey ağam özür dilerim! Gelin ağam şey edince-!" Kuzey sokaklardan geçerken "Önemli değil! Kamel'in ne kadar deli olduğunu ve etrafa delilik saçtığını görüyorum." Diyince omuzuna vurup dirseklerimi cama yasladım. "Otur üşüteceksin!" Onu takmayıp biraz daha oturdum.

Kuzey dayanamamış olacak ki elimden tutup oturtmuştu. Onu umursamayıp şapkamı ters takıp yolu izlemeye başladım. Yukarı katman kapanınca Kuzey'e döndüm. "Üşüteceksin! Sonra senle uğraşamam!" Diyince kaşlarımı çattım. "Durdur arabayı!" Kuzey beni takmayıp yola bakıyordu. Ayağımı frene atıp bastırdım. Araba durunca kapıyı açıp kendimi dışarı attım.

Kuzey arabadan inmeden koşmaya başlamıştım ki önümü siyah arabalar kesti. Kuzey yanıma gelip kolumdan sıkıca tutmuştu. "YÜRÜMEK İSTİYORUM BIRAK!" Diyip göğsünden ittirmiştim. Kuzey korumalara ilerleyip birkaç şey demişti. Bir koruma bizim arabaya binince tüm arabalar çalışıp yürümeye başlamıştı bile. Kuzey elimden tutunca gözüm oraya takıldı. "Bıraksana!" Diyince konuşup birkaç adım attı. "Beraber yürüyelim o zaman." Elimi iyiyce kavrayıp bize bakanları umursamadan ilerliyordu.


Bilmem ne kadar yürüyorduk ama hala yorulmamıştık. İkide bir espriler yapıp gülüyorduk. Bilmem ne oldu ama günüm mutlu geçmişti sanırım?

O kadar yoldan sonra şimdi bana pamuk şeker alan Kuzey'i bekliyordum. Uflayıp şekerin yapılışını izliyordu. Ona gülüp bir basamağa oturdum. Bir süre sonra elinde büyük pamuk şekerle gelen Kuzey'i görünce ellerimi çırptım. Gözlerimin parladığına emindim.

Pamuk şekeri elinden alıp hızla yemeye başladım. Heryerime bulaştırdığıma eminim ama banane? Pamuk şekeri yerken beni izleyen Kuzey'e diktim gözlerimi. "Ne var?" Kuzey gülüp burnumu silmişti eliyle. "Dikkatli ye, her yerine bulaştırıyorsun." Pamuk şekeri ona uzattığımda biraz bekleyip etrafına baktıktan sonra küçük bir ısırık almıştı. "Lezzetli değil ya burdan!" Diyip hızlıca dudağımdan öpüp geri çekilmişti. Utanıp başımı eğdim. "Buradan daha lezzetli!" Ayağına vurunca ayağını sıvazlayıp "Ne? Doğruyu söylüyorum!" dedi.

Pamuk şekerin kalanını yiyip çubuğu Kuzey'e yaklaştırmaya başlayınca uzaklaşmıştı. "Kaçma gel lan!" Diyince koşmaya başlamıştı bile. Peşinden koşarken insanlara çarpa çarpa geçiyorduk. "HEY! DUR ORDA LAN!" Ayaklarımı hızlandırıp ona yetiştiğimde sırtına atladım. Ellerimi hızlıca boynuna doladığımda durup gülmesini bastırmaya çalışıyordu. Gülmelerimiz durunca sırtından inip yürümeye başlamıştım. "Konağa gidelim artık." Yanıma gelip benle aynı hızla yürüyüp konuştu "Evet. Çünkü çok açsın!" Diyince gözlerimi kısıp ona baktım. İÇİMİ Mİ OKUYOR BU BENİM ÇÜNKÜ ÇOK AÇIM!

Önüme dönüp sokaklardan geçe geçe konağın önüne gelmiştik. Korumalar kapıyı açınca direk içeri geçip mutfağa koşturmuştum. Ama ilk önce tuvalete gidip ellerimi yıkadım. Sonra da hızla yemek masasına geldiğimde sandalyeme baktım. Yenisi gelmişti. Hızlıca oturup önüme birkaç şey doldurdum. Yutkunarak yemeklere baktım bir süre. Çatal-kaşık-bıçağı umursamadan ellerimi sıyırıp ellerimle yemeye başlamıştım.

Birkaç dakika sonra başımı kaldırdığımda gülerek bana bakan Kuzey'i görmeyi beklemiyordum. Hızlıca önüme dönüp yemeğime devam ettim. "Gelin yavaş ye, boğulacaksın kızım!" Diyince bir saniyeliğine Selen anneye dönüp konuşmuştum "Ana çok açım çok!" dedim ağzımdakilerle. Ben yemek yerken Selen anne "NE?! Ana mı?" Diyince ne dediğimin farkına baktım. Başımı kaldırıp masadakilere baktım. Gözlerimi Selen anneye çevirdim. Gülümseyip dolan gözlerle bana bakan Selen anneye gülümseyip önüme döndüm.

Yemeğime devam ettiğimde birkaç kişiden gülüş sesi geliyordu. Tabağımdakiler bitince birkaç şey daha doldurup onları da yedikten sonra ellerimi peçeteyle silip tuvalete geçmiştim. Elimi yüzümi yıkayıp salona geçtim. Selen anne Elis ve Kuzey'in yanına oturmuş ben geldiğimde Kuzey'in yanında yer açmıştı. Çekinerek yanına oturup şapkamı çıkardım. Selen anne şapkamı alıp ters takınca ona baktım.

Osman babaya dönüp elini sallayınca herkes bu haline gülmüştü. Şapkamı çıkarıp kucağıma bıraktı. "Kız torunum nasıl?" Dedi ellerimi tutarak. Bende bir elimi karnıma götürüp okşadım. "He leblebi mi? O çok iyi-." Demeden hepsi gülmeye başlamıştı. Yanımdaki Kuzey ise kahkahalar atmaya başlayınca cümlemi düşündüm bir süre. LEBLEBİ Mİ?

AMINAKOYİM!

Dudağımı ısırıp başımı eğdim. "Yenge sen bizi güldürdün Allah'ta seni güldürsün emi?" Diyen Ozan'a çevirdim bakışlarımı. "Benim çocuğuma leblebi adını mı verdin sen şimdi?" Dedi Kuzey gülerken. Elini karnıma atıp okşadı bir süre. Selen anne yanımızdan kalkıp yerine geçti. Kuzey hala elini çekmemiş sohbet ede ede arada karnımı okşuyordu. Arada da yavaş acıtmadan kaşıyordu.

Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. Çok yorgundum zaten. Mıyışmaya başlayınca uyuyacağımı anladım. Kafam birşeye yaslandığında burnuma gelen kokuyla kendimi uyukuya bıraktım zorlamadan...


10K için gerçekten çok çok teşekkür ederim 💗💗

Deli Kız (Kuma) +18Where stories live. Discover now