Alla Beni Pulla Beni

4.4K 76 30
                                    


Gözlerimi açtığımda saçlarımı okşayıp beni izleyen bir Kuzey gördüm. İyice gerilirken sonradan jeton düştü. Hızla uzaklaştım. "E...Um.." Nidaları çıkıverdi ağzımdan. Ayağa kalkacakken Kuzey bileğimden tutup kendine çekti. "Günaydın!" Dedi yanağımdan öperken. Kızaran yanaklarıma küfür edip "Günaydın!" dedim mırıldanırcasına.

Bu halime gülüp ellerini sıkılaştırdı. "Uyuyalım biraz daha." Diyince çekilmeye çalıştım. "Hayır, hayır! Kahvaltı yapacağız bizi beklerler." Dedim hızla, Kuzeyse üstümü örtmüş gözlerini kapatmıştı. "Saat daha altı olmadı. Uyu biraz hatun!" İyice kızaran yanaklarımı içten ısırıp yorganı kafama kadar geçirdim. Kuzey yorganı boynuma kadar indirip bir elini tişörtün içine sokmuş belimi ovuyordu. "Uyu hadi!"

"Uyukum yok?" Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duyduğuna emin değildim. Yanağıma bir öpücük daha bırakıp komidinin üzerindeki kumandayı alıp televizyonu açtı. "Ne izleyelim?" Diye sorunca biraz düşünüp cevap verdim. "Komedi?" Kuzey dediğime sırıtıp birkaç film aradı. En sonunda bir tanesini açınca beni iyice kendisine çekip sarılmıştı.

"Nefes alamıyorum bıraksana!" Dedim çocuk gibi. Ellerini biraz gevşetip kafasını filme çevirdi. O filme bakarken ben yüzünü inceliyordum. Çene hatları,gözleri,kaşları,saçları,burnu ve dudaklarıyla Yunan Tanrısı gibiydi.

Onu izlemeyi bırakıp gözlerimi filme çevirdim. Başröl erkek ve kadın şuan yiyişiyordu. Hızla ellerimle gözlerimi kapattım, o sırada da "Hih!" nidası çıkmıştı ağzımdan. Kuzey gülüp ellerimi açmıştı. "Film istedin? Al sana film."

O filmi senle de yaşayabiliriz yavrum.

Gözlerimi odaya çevirdim. Bir süre odayı inceledikten sonra Kuzey'in gözlerine çevirdim. Kahve gözleri beni o toprağa gömmeye başlamıştı bile. Ama gözlerinde anlayamadığım birşey vardı.

Aşk bu aşk!

He bir sen eksiktin amınakoyim! Wolf bakışlımla bakışıyorum sg.

Ay yesinler!

Ay götüm!

İç sesimi boşverip Kuzey'in gözlerine odaklandım. Yaklaşmaya başlayınca bende ona yaklaştım. Gözlerime son kez bakıp dudaklarıma çevirmişti. Yavaş yavaş dudaklarımı öpmeye başlayınca anlık bir heyecan ve hisle karşılık verdim. Kaşları havaya kalkmıştı. Şaşırmıştı sanırım, bir elimi ensesine atıp daha çok bastırdım kendime. Bir bacağımı tutup kucağına oturttu.

Ellerim tişörtüne giderken o sadece beni izliyordu. Tişörtünün eteklerini tutup hızla yukarı çektim. Tişörtünü bir köşeye fırlatıp Kuzey'i tekrar ensesinden tutup dudaklarına yapıştım. Televizyondan gelen inleme sesleri kesilince dudaklarını ısırmaya başlamıştım. Kendimi aletine oturturup hareket ettim. Başını yatak başlığına yaslayıp inleyince bacak aramdaki sıvı daha da artmıştı.

Kuzey başını kaldırıp bana baktı. Elini yanağıma götürüp okşadı. "Arsız gözlerine bakılırsa çok mu istiyorsun?" Dediğinde başımı boynuna gömüp emmeye başladım. Elini kalçalarıma götürüp sıktığında refleksle kalçamı sallamıştım. Burnumu boynuna sürtüp aşağıya kadar indim. Eşofmanına gelince uçlarından tutup indirdim. Boxerinin üstünden birkaç defa okşayıp boxeride indirdim.

Bir Kuzeye bir elime sığmayan aletine baktım. Kuzey başlığa yaslanmış beni izliyordu. E ben ne yapacakım şimdi?

Kuzey bu halime gülüp konuştu. "Ucunu ağzına alıp em sonrada tümünü ağzına almaya çalış ve alamadığın kısımları elinle okşa." Başımı aletine çevirip aklıma gelen şeyle sivri tırnaklarıml ucuna bastırdım. İnleyip küfür edince gülümsedim. "Siktir! Kamel çek o hançerlerini!" Tırnaklarımı çekip birkaç kez ovuşturduktan sonra ucunu emdim. İnleyişleri kulaklarımda yankılanırken hepsini ağzıma almaya çalıştım. Ben ağzımla git-gel yaparken ağzıma sığdıramadıklarımı da iki elimle ovuşturuyordum.

Elleri saçlarımı bulunca tutup bastırmaya başladı. Kursağımda hissettiğim aletiyle gözlerim dolmuş öksürmeye başlamıştım. Elini çekince geri çekilip birkaç kez nefes çektim. Aletini tutup lolipop yalayan çocuklar gibi yalamaya başladım. Ağzımdan çıkarıp gövdesini emip öptüm.

Dizlerimin üzerine çıkıp aletine yaklaşıp sürtündüm. Kuzey ellerini tişörtüme götürüp kaldırdı bir eliyle tişörtü tutarken bir eliyle kilotumu yana sıyırıp aletini geçirmişti. Geriye yaslanıp ellerimi dizlerine yasladım. Kuzey iki eliyle bacaklarımı tutmuş bir yukarı bir aşağı indiriyordu. Bende dizlerindeki ellerimi sıkılaştırıp ona yardım etmeye başladım.

Odada bizim inleyişlerimiz yankılanırken bende ne ara bu hale düştüğümüzü düşünüyorum? Geçen gün bizi bir insan görse düşman sanardı. Şimdi ne oldu bize? Kuzey bacaklarımı iyice kavrayıp biraz kaldırmıştı. Kendi bedenini hareket ettirince kendimi havalarda hissediyordum. Hızlanmaya başlayınca ağzımdan bir çığlık çıktı. "Üzgünüm bebeğim!" Yavaşlayınca doğrulup ellerimi omuzlarına yasladım.

Ağzını kulağıma yaklaştırıp boğuk ve inlemeyele karışık bir sesle "Kamel!" demişti. Bende onun kulağına yaklaşıp nefesimi verdim sonra da "Kuzey!" dedim başımı omuzuna yaslayıp inlemeli çığlıklar atarken.



Sabah olan olaylar yüzünden tekrar usluca duş alıp kahvaltıya inmiştik. Karnım aç olduğu için hızla tabağıma birkaç şey doldurup yemeye başlamıştım. Babam konuşmaya başlayınca başımı yemeğimden kaldırıp ona çevirdim. "Kamel nasıl düşmüş o kabin?" Diyince yediğim şey boğazımda takılı kalmıştı. Kızarıp öksürmeye başlayınca Kuzey "Helal! Helal!" diyip sırtıma vuruyor ve su içiriyordu. Yutkunduğumda bakışlarımı Kuzey'e çevirdim. Sırıtıyordu amip!

Babama bakıp gülümsedim. "Bilmiyorum herhalde tekerlekleri bozuldu." Babam başını sallayıp yemeğine döndü. Derin bir oh çekip yemeğime odaklandım. Hızlıca yemeği yedim. "Kamel dün bebek için bir doktordan randevu aldırtmıştım! İstersen bugün gidelim?" Diyince hızla ellerimi çırpıp güldüm. "Gidelim gidelim!" Kuzey gülüp ayağa kalktı. "Hadi o zaman! Size de afiyet olsun efendim. Beni de hoş karşıladığınız için teşekkür ederim!" Demiş beni elimden tutup bahçeye çıkarmıştı.

Arabaya bindiğimizde kemerlerimizi takıp arabayı sürmeye başlamıştı. Radyodan bir müzik açıp dinlemeye başladım. Barış Manço'nun Alla Beni Pulla Beni şarkısı çalıyordu. Kafamı koltuğa yaslayıp şarkıya eşlik ettim.

"Alla beni,pulla beni, al koynuna, yâr
Gözüm senden başkasını görmez oldu, yâr
Gönlüm senden birşey ister, nasıl desem, yâr?
Alla beni, pulla beni, al koynuna, yâr..."

Kuzey'e bakınca oda şarkıya eşlik etmeye başlamıştı. Gülümseyip önüme döndüm ve onun sesini dinledim.

"Senin için dağları deler, yol açarım, yâr
Senin için denizleri kuruturum, yâr
Senin için gök kubbeyi yerlere çalarım, yâr
Canım' iste, canım bile sana kurban, yâr..."

"Dağlar, taşlar, uçan kuşlar senin olsun, yâr
Deniz, derya, gökler hep yerinde dursun, yâr
Gönlüm senden birşey ister, nasıl desem, yâr?
Alla beni, pulla beni, al koynuna, yâr..."

Gözlerini bana çevirip elimi tuttu. Dudaklarına götürüp birkaç öpücük bıraktı. Ona bakıp gülümsedim. Dudaklarımı ısırıp önüme döndüm. Elimi bırakıp yola devam etmişti.

"Kız mı? Erkek mi olacak?" Dedim çocuk gibi çıkan sesimle. Başını bana çevirip gülümsedi. "Sağlıklı olsun yeterdir balım!" Dudaklarımı birbirine bastırıp çığlık atmamak için sabır ettim. Dayanamayıp sordum. "Balım mı?" Dedim heyecanlı bir sesle. Başını iki saniyeliğine çevirip göz kırptı. "Evet! Balım,hayatım,aşkım,bebeğim, karıcığım,bebeklerimin annesi!" İyice kızarınca başımı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Kuzey gülüp elimi tutmuştu...

Deli Kız (Kuma) +18Where stories live. Discover now