8

346 60 66
                                    

| Arda |

"Büşra yemin olsun seni bulup, vuracağım! Şerefsiz karı! Herkesi tek tek öldürdün!"

Büşra, Kuzey'in sinirle söylediği cümleye karşı koltuktan bir kötü kadın kahkahası patlattı. "Ahaha! Beni bulamazsın gülüm, ben aslında yoğum! Seni de vuracağım, göreceksin!"

Kuzey, televizyonun karşısındaki gri, büyük koltukta otururken öne eğildi ve yüzüne yerleştirdiği ciddi ifadeyle telefonuna kenetlendi. "Bekle ulan! Göreceksin sen şimdi."

Kıvanç ise Büşra tarafından vurulduğu için elenmişti ve onun Kuzey'le kapışmasını izliyordu. Kuzey'e olan bakışlarından onu ne kadar sevdiğini anlayabiliyordum. Birbirlerini buldukları için gerçekten çok şanslılardı. Lisede tanıştığı sevgilisiyle Finlandiya turu yapıp, aynı üniversitede okumaya devam etmek başka kime nasip olurdu ki?

Kolunu arkadan Kuzey'e attı ve onu kendine çekip, kıvırcıklık ve dalgalılık arasında giden saçları arasına duygu dolu bir öpücük bıraktı. "Yavrum bu kadar ciddiye almasan mı? Altı üstü oyun."

"Olmaz Kıvanç," dedi tüm ciddiyetiyle. "Hem şimdi aşk yapmanın sırası değil, tüm dikkatimi dağıtıyorsun. Önce bu şirret karıyı öldürmem lazım."

"Sensin lan şirret!"

Kıvanç da benim gibi bu ikisinin atışmalarına çok gülüyordu. "Kedi köpek gibisiniz yemin ederim. Ne ara bu hale geldiğinizi bile hatırlamayıp, alışkanlık oldu diye birbirinize böyle davrandığınızdan eminim."

"Yoo. Ben hatırlıyorum," dedi Kuzey gözlerini telefonundan ayırmadan. "Büşra seninle beraber halıma çizdiğimiz panda ailesine çikolata sürüp, mahvettiği için bu haldeyiz. Alacağım intikamımı! Duydun mu lan, dört göz!"

Efe gözlerini devirdikten sonra telefonuna bakmaya devam etti. O da Büşra'nın tam karşısındaki ikili koltukta, benimle beraber oturuyordu. "Malsınız. İkinizi de vuracağım şimdi."

Kıvanç gibi ben de vurulmuştum ve son kalanlar olan Kuzey, Büşra ve Efe'nin kapışmasını izliyordum. Açık konuşmam gerekirse, eğleniyordum. Normalde oyunlarla arası o kadar da iyi olan birisi değildim ama bu ekiple beraber oynadığımız oyunlardan çok zevk alıyordum. Özellikle Kuzey ve Büşra'nın atışmaları, oynadığımız oyunlara ayrı bir tat katıyordu.

"Amını sikeyim!" Efe'nin ani tepkisi yüzünden irkildim. Göz ucuyla telefonuna baktım, o da vurulmuştu. Hem de Kuzey tarafından... "Lan Allah'ın cezası! Ben senin tarafındayım, beni neden vurdun?!"

"Kanka özür dilerim, Büşra'yı öldürüp, birinci olmak için seni de aradan çıkarmam gerekiyordu. Ama merak etme, kanın yerde kalmayacak."

"Lan sıçtırtma kanına şimdi! Ben birinci olacaktım! Beni niye vurdun?!"

Dayanamayıp Kıvanç'la beraber gülmeye başladık. Bunun üstüne Efe de dayanamamış, sinirden de olsa gülmeye başlamıştı. "Ne gülüyorsunuz lan otoban personelleri? Açın da götünüze gülün!"

"Hoşt! Kıvanç'ın götüne sadece ben bakabilirim!" dedikten sonra Kuzey, Kıvanç'a döndü. "Değil mi aşkım?"

Kıvanç gülümsedi ve onaylama anlamında kafasını aşağı yukarı salladı. "Evet sincabım. Tapusu sende zat-"

Kıvanç'ın kurduğu şakayla karışık cümle, Kuzey'in aniden "Ananı...!" diye bağırıp, koltuktan fırlaması yüzünden yarıda kesilmişti. Ona eş zamanlı olarak odayı kaplayan Büşra'nın şuh, kötü kadın kahkahası, aralarındaki kapışmanın nasıl sonuçlandığını belli ediyordu.

"Hahaha! Noldu lan, tuvalet terliği? Aldın mı boyunun ölçüsünü?"

Kuzey zırlama sesleri çıkardığında Kıvanç gülerek sevgilisini kendine çekti ve onun göğsüne yatmasını sağladı. "Üzülme," dedi onu saçlarından öptükten sonra. "Bir dahakine sen kazanırsın."

another love | bxbWhere stories live. Discover now