KY « 17 »

193 55 21
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın✨

Keyifli okumalar 💕

•••

Zaman, hiç acelesi yokmuşçasına kaygısızca geçip giderken ziyafetin üzerinden henüz bir gün geçmişti. Oysa bir gün içerisinde o kadar çok şey yapmıştım ki geriye dönüp baktığımda bu kadar şeyi bir güne nasıl sığdırdığıma hayret ediyordum.

Ziyafette Felix ile olan buluşmadan sonra, salona geri dönmüştüm. Birkaç saat boyunca diğer aristokratlarla vakit geçirmiş, Diceon'dan olabildiğince uzak durmuştum. Gece geç saatlere kadar devam edecek olan ziyafetten kraldan izin isteyerek, erken ayrılıp odama geçtiğimdeyse ilk iş olarak Kai ve Abel'ı çağırmıştım.

Yirmi iki günlük bir gezintiden, toplayabilecekleri ne kadar bilgi varsa toplamışlardı ve bu bilgiler ışığında asıl planıma sağlam adımlarla başlayacaktım. Fakat küçük bir pürüz vardı. Bu planımı tek başıma gerçekleştiremezdim, paralı askerlerin yardımına ihtiyacım vardı ve tüm bunlardan önce onların güvenlerini kazmam gerekiyordu.

Kai ve Abel ile olan toplantımızdan sonra geceyi, kısa süre içerisinde paralı askerlerin güvenlerini nasıl kazanabileceğimi düşünerek geçirmiştim ve yalnızca iki saat uyuyabilmiştim. Gün aydınlandığındaysa ilk iş olarak, ziyafette aşağılanmama sebep olan elbise sayesinde küçük bir oyun oynamıştım.

Her gün olduğu gibi Abigail yine erken saatlerde odama geldiğinde ona ziyafette giydiğim elbiseye benzer elbiseler almak istediğimi söylemiştim. Beklediğim gibi Abigail bu söylediğime karşı çıkmıştı ve ben de ona ziyafetteki elbiseyi "abimin" bana hediye ettiğini söylemiştim. Bunun üzerine Abigail, aldığı son dakika haberlerini tüm sosyeteye yaymak amacıyla vakit kaybetmemek için aceleyle saraydan ayrılmıştı. Bu yaptığım, Diceon'ın sarsılmaz gibi görülen itibarına leke bile sürmezdi fakat dün olanlardan sonra rahat durmak istemiyordum ve yapabildiğim her yöntemle Diceon'a rahatsızlık vermek istiyordum. Çocukça yöntemlerle veya daha şeytani...

Abigail'in ardından planıma büyük katkı sağlayacak olan Raven, odama gelmişti. İlk başlarda, diğer günlerin aksine bugün ona olabildiğince nazik ve sakin yaklaşmıştım fakat sinsi karga, bir niyetimin olduğunu anlamıştı.

Direkt konuya girerek, "Ne istediğini söylersen eğer işler, ikimiz için de daha kolay olacak." deyivermişti.

Ona tabii ki planımı anlatmamıştım. Bu planı kimseye anlatamazdım yoksa bana karşı çıkmak isteyen pek çok kişi olurdu. Bu yüzden, ona bir sebep göstermeden "Birden fazla kişiyi, uzak mesafedeki bir yere ışınlayabilmen mümkün mü?" diye sormuştum. O ise bunun imkânsız olmadığını, yalnızca biraz zamana ihtiyacı olduğunu söylemişti.

Bense ona oldukça uzun bir süre vermiştim. Konuşmamızın üzerinden çoktan sekiz saat geçmişti ama Raven'dan hâlâ haber yoktu. Oysa ben bu süre zarfında Kai ve Abel'ın şövalyelik törenini gerçekleştirmiş, Grant ile ata binmenin temel kurallarını öğrenmiştim. Hatta gün içerisinde Bay Eins gelip birkaç saat tarih ve ekonomi dersleri anlatıp gitmişti.

Şimdiyse birkaç adım arkamdan gelen Sophia ile birlikte, askeri yemekhanenin arka bahçesinde geziniyordum. Yarım saat önce Felix, çay fincanımın altına yapıştırdığı gizli not aracılığıyla beni burada buluşmaya çağırmıştı. Notta söylediğine göre beni çok özlemişti. Dün akşam gördüğü birisini ertesi gün görmek istemesi, onun delirdiğinin somut kanıtıydı. Fakat bu umurumda değildi, Felix'i kullanabilmek için ona iyi davranmalı ve bu iğrenç aşk oyununa biraz daha katlanmalıydım.

Hiç beklemediğim bir anda çalılıktan çıkan bir el sağ koluma yapıştığında, gelişmiş reflekslerimle kolumu kendime çekip çalılıkların arasından yalnızca kolu görünen yabancıyı ani hareketimle çalılıklardan çıkardım. Sağ kolumu geriye doğru çekip, kolunu hafifçe büktüm ve sol dirseğimle ensesine bastırarak onu etkisiz hale getirdim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 18, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kötülüğü Yaşatmak |ARA VERİLDİ|Where stories live. Discover now