yirmi yedi

210 20 241
                                    

Harry kamyonetini Twyford Caddesi'nden çıkartıp, A5203 üzerindeki Caledonian Yolu'na soktu. Saat gece yarısını çoktan devirdiği için yollarda boğucu bir trafik yoktu. O yüzden hangi yola girerse girsin etrafımız artık dayanma gücü sınırları fazlasıyla zorlanmış sabırsız şoförlerden arınmıştı. Dördümüz de ön koltuğa sıkış tıkış oturmuştuk ve arabaya binmeden önceki halimizi pek aratmayacak kadar suskunduk. Olanlardan sonra hepimizin morali fazlasıyla bozulmuştu ve henüz hiç kimse konuşmak için ilk adımı atmaya hevesli değildi. Eh, aslına bakarsanız bunun için kimseye hak vermiyor değildim. Hepimiz berbat bir gece geçiriyorduk ve eminim Sam ve Wren sınavların bitimini, Harry dün akşamdan sonra yeniden görüşecek oluşumuzu ve Camilla da yorucu bir nöbetten çıktıktan sonra geçireceği o birkaç saatlik deşarj olabilme fırsatını bu şekilde hayal etmemişti.

Ve hepsi de benim suçumdu. Geceyi sadece kendimin değil, onların da burnundan getirdiğimi düşündükçe şu koltukla birleşip iyice yok olmak istiyordum.

Başımı hafifçe sağa çevirip kızlara baktım. Camilla cam kenarında oturuyordu ve çenesini yumruk yaptığı eline yaslamış, yanımızdan bir zaman tüneli gibi buğularla akıp geçen yolu izliyordu. Wren sadece karşısına bakıyordu. Harry ise zaten arabayı kullanan kişiydi ve aramızda her şeye rağmen en çok konuşan kişinin o olmasına karşın, arabaya bindiğinden beri onun da ağzını bıçak açmıyordu. Sadece birkaç defa, özellikle de kırmızı ışıkta durup beklerken, gözlerinin üzerimde gezindiğini hissetmiştim. Göz göze gelmememiz için özel bir çaba sarf ediyordum çünkü bunu yaptığım anda zorla bastırdığım, boğazımın düğümlenmesine neden olan gözyaşlarımın kontrolsüzce dökülmeye başlayacağından emindim.

Tıpkı kimsenin şu anda beni teselli etmekle uğraşmaya sabrının olmadığından emin olduğum gibi.

Harry'nin büyük bir cesaret örneği göstererek arabadaki sessizliği kırıp, "Texaco'dan benzin alsam beni bekler misiniz?" diye sorduğunu duydum. Kafamı kaldırdığımda ilerideki, tabelası kırmızı ışıklarla aydınlatılmış bir benzin istasyonunu gösterdiğini gördüm. "Aslında zorlasam sizi eve bırakana kadar idare eder ama yine de risk etmek istemiyorum."

Camilla fark etmez anlamında omuz silkip, tavrını destekleyen anlaşılmaz bir onaylama sözcüğü mırıldandı. O kadar sessiz bir biçimde mırıldandı ki arabanın ciğerlerimize ılık toz üfleyen ısıtıcısı ile motorunun boğuk gürüldemesinin altında kolaylıkla yutulmuştu. Wren ise hiçbir şey söylemedi. Benim için de nerede durduğumuzun, ne kadar beklediğimizin bir önemi yoktu. Nasıl olsa eninde sonunda eve dönecektik ve düşüncelerimle, daha da doğrusunu söylemem gerekirse kendimden utanç duymama neden olan uğursuz düşüncelerimle baş başa kalacaktım. Bir kaçışım yoktu.

Harry bu sessizliği bir çeşit onay gibi kabul edip dönüş sinyallerini yaktı. Kamyoneti yolun sağ tarafındaki Texaco isimli benzin istasyonuna doğru çevirdi. Araç sallana sallana o kadar da yüksek sayılmayacak bir tümseğin üzerinden geçip benzin istasyonuna giriş yaparken Harry ile aynı anda bir araç daha önümüzdeki küçük boşluktan girmeye çalıştığı için hızını aniden düşürmek zorunda kaldı. Bu bizim daha da şiddetle sarsılmamıza neden oldu. Neredeyse Wren ile kafalarımız birbirine tokuşacak gibi oldu.

"Özür dilerim," dedi Harry, hepimizi temin eden bir ses tonuyla. Wren Harry'nin arabayı sarsıp durmasına çok sinirleniyordu, çünkü sürekli bunu yapmasının midesinin ağzına tırmanmasına ya da bir gün dördümüzden birinin şu ön camdan yaydan kurtulmuş ok gibi dışarı fırlayacağına inanıyordu. Ancak ilk kez Harry'e bu konuda şikâyet etmedi. Wren'in boğazını temizleyip oturuşunu düzeltmesinin haricinde hiçbirimizden ses çıkmadı.

Önümüze aniden kırıp bizden önce benzin almak için giriş yapan aracın hemen arkasından girdik. Başının üzerinde benzin istasyonunun adının yazılı olduğu kırmızı bir kep, kocaman, karanlıkta oldukça dikkat çekip parıldayan bir mont ve bol bir pantolon giyen görevli Harry'e yanaşması için elini sallayarak yön veriyordu. Yakıtların depolandığı tanklardan boş olan bir tanesinin hizasına geçip arabayı durdurmasını ve kontağı kapatmasını seyrettim.

Evermore || stylesDonde viven las historias. Descúbrelo ahora