40. Bölüm

11.1K 1.1K 284
                                    

ÖNEMLİ DUYURU:

Öncelikle finale tutacak uzunluğuna göre bir ya da iki bölümümüz kaldığını bilmenizi isterim.

Erken gelebilir, eksik gelebilir ama hikayenin sonu başından da önce aklımdaydı ve o sona geldik. Yazabileceğim sahneler var mı, var ama bunlar hikaye akışına bir katkısının olmayacağı sahneler.

Bazılarınızın beklediği üzere Miraç'ın eski karısını bir şekilde dahil ettiğim bir başka senaryo da var mesela aklımda ama gerek yok yani. Sürekli tekrara düşmektense burada, tadında bırakmanın daha iyi olacağını düşünüyorum.

Finalden sonraki hafta Bala'nın babasından bu denli nefret etmesine rağmen neden bir türlü kopamadığını daha iyi anlamanız için geçmişlerinden kesitlerin olduğu bir nevi özel bölüm atmayı planlıyorum ama tabii hikayenin aslına bu da dahil olmayacak.

Sadece babasıyla nasıl konuşmaya devam ettiğini cevaplar nitelikte olmasını istiyorum. Mantığıma sığmayan bir şeyi, karakterlere uymayan bir şeyi yazmadım, en azından öyle düşünüyorum. Yazmak da istemem.

Üstelik Düş Kapanı'nın sırasının geldiğini düşünüyorum artık. 1 ocak pazartesiye geliyor ve başlamak için mükemmel bir gün. Hem o zamana kadar son bir kontrol yapar, hem de kapakmış, tanıtımmış o tarz şeyleri ayarlamaya vaktim olur.

Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Damdan düşercesine bir gün final yazısıyla karşılaşmayın diye biraz önceden haber vermek istedim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

"Yeter! Miraç, lütfen!"

Kolunu tutmak da istemiştim ama hiç de zorlanmadan elini elimden kurtarmış ve bir yumruk daha atmıştı. Egemen'in yüzü kan içinde kalmıştı ve bir şey olmasından korkuyordum. Zira Miraç pek kendinde görünmüyordu.

Neyse ki bu sırada Engin geri dönmüş ve Miraç'la ikizinin arasına girmişti. Ben de bunu fırsat bilerek Miraç'ı bir kez daha kolundan çektim.

Ama bu da yetmemiş ve Miraç ne Engin'in ne de benim araya girmemle durmamıştı ancak görevlilerle birlikte engel olabilmiştik. Egemen hem yumrukların hem alkolün etkisiyle zaten sersem gibiydi. Engin ise ikizinin suçunu bilircesine mahcup bir tavır içindeydi.

"Bırak!" dedi Miraç tersçe ve hâlâ bir şey yapacakmışçasına yanında dikilen görevliye çıkarıp kimliğini gösterdi.

"Ben Egemen adına özür dilerim." dedi Engin bir yandan ikizini tutarken bir yandan sesini bana duyurabilmek için biraz öne eğilmişti.

"Sadece hislerini saklamak istemediğini söylemişti, bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim."

Ben daha ağzımı açamadan Miraç bir yumruk da Engin'e geçirmişti.

"Ne seni ne o ikizin olacak piçi karımın etrafında görmeyeceğim! Ayılınca iletirsin!"

Engin yumruk yediği yanağını tutarken korumalarda Miraç'ın polis olmasından kaynaklı ikileme düşmüş gibilerdi.

Ardından Miraç sertçe elimi kavradı ve peşi sıra dışarı ilerletmeye başladı. Büyük adımlarına yetişemediğim için neredeyse bu topuklularla koşuyor, kısmen sürükleniyordum.

"Miraç!" dedim biraz olsun yavaşlaması için. Sesten mi duymamıştı yoksa duyamayacak kadar sinirli miydi pek anlayamamıştım.

Dışarı kadar bu şekilde zar zor peşinden ilerlemiş ve dışarda bir kez daha şansımı denemiştim.

Metresin KızıWhere stories live. Discover now