38.bölüm

10K 1K 99
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Başta bir miktar +18 vardır. Yaşı küçük olan ve rahatsız olacaklara duyurulur.

İyi okumalar...

Yanına oturdum ve sırtımı göğsüne yasladım ancak Miraç'ın sırt koyma yerindeki eli gelip belimi sarmamıştı. Herkes filme odaklandığı için salonda filmin sesi dışında çıt çıkmıyordu ve konuşursam Ali anında damlardı. 

O sebeple tek kelime etmeden koltuğun başındaki elini tuttum ve bir nevi zorla belime sardım. Hiç bir tepki vermemişti ama en azından elini geri de çekmemişti. Gerçekten sinirlenmişti ve bu sebeple filmin bitmesini de Ali'lerin gitmesini de hiç istemiyordum.

Nitekim bugün hiç bir şey istediğim gibi gitmiyordu. Yarın okul olduğu için Hilal Elif'in uyuması gerektiğini söyleyerek kalkmak istemişti. Ali normalde daha uzun kalacak gibi olsa da karısına hayır diyememişti ve evden ayrılmışlardı. 

Miraç, Arda'ya uyuması için kitap okurken de hiç odaya geçmek istememiş salonda kanallar arasında tamamen rastgele geziniyordum. 

Arda'nın olabildiğince geç uyumasını ve Miraç'ın da belki oğlunun yanında uyuya kalmasını istiyordum şu an. 

Ancak bugün hiç bir isteğimin gerçekleşmediği gibi bu da gerçekleşmemişti. Çok geçmeden Miraç'ın salon kapısında durduğunu yan gözle görebilmiştim ve sırf ona dönmemek için kanal değiştirmeyi bırakmış ve televizyondaki şeyle ilgileniyormuşum gibi yapmaya başlamıştım. 

En azından bir basketbol maçına denk gelmemiş olsaydım keşke.

"Odaya!" diyen Miraç'la ona dönmek zorunda kaldım ve gülümsedim.

"Ben biraz daha televizyon izleyeceğim sevgilim, sana iyi geceler." 

Ancak iyi geceler demediği gibi dik dik bakmayı da sürdürdüğü için televizyonu kapatmak ve ayaklanmak zorunda kalmıştım.

"Ya da uyuyalım, birden çok uykum geldi."

Miraç "Tabii tabii!" dercesine başını sallarken ben önden içeri ilerlemiştim. Miraç da hemen peşimden geliyordu. Doğrudan yatağa ilerleyecekken kolumdan çekilmiş ve kapattığı kapıya yaslanmıştım sertçe.

Ben yutkunurken Miraç ne konuşuyor ne de beni kollarıyla kapı ve kendisi arasında hapsetmek dışında bir şey yapıyordu. Yalnızca gözlerini gözlerimden bir saniye dahi çekmeden bana bakıyordu. 

Gözlerimi kaçırırken "Özür dilerim." diye mırıldandım daha fazla dayanamayarak. Zaten ben yok saysam da Miraç'ın yok saymaya niyeti yoktu.

Eli çeneme gitti ve kendisine dönmemi sağladı tekrardan.

"Kaçıncı özürün bu Bala?" dedi büyük bir sakinlikle. 

"Kimsenin gözü önünde seni öpmedim, birilerinin inadına. Ağzımdan kaçırmışsam ne var? Özür dilerim."

Pek de ağzımdan kaçırmış sayılmazdım aslında ama bunu bilmesine de gerek yoktu. 

Kaşları 'Öyle mi?' dercesine havalandı. 

"Sana daha en başında aramızda olan her şey aramızda kalacak dedim. Sen de tamam dedin. Buna aramızdaki ufak tefek tartışmalardan tut ki seks hayatımıza kadar her şey dahil. Tabii Elif'in yanında bunu bile söylemişsen daha neler neler anlattığını düşünmek istemiyorum."

Sadece bir kaç kez Kardelen'e ufak anlaşmazlıklarımızı anlatmıştım ve o kadardı. 

"Çok da bir şey anlatmadım." diye mırıldandım içime kaçmış bir sesle. 

Metresin KızıWhere stories live. Discover now