51 Hasret...

723 87 33
                                    

3 Gün Sonra

Laianın hayatındaki en garip atraksiyonlar şu çadırdan sıvışmak için yaptıkları olmaya başlamıştı. Genç kız koca kaleden elini kolunu sallayarak çıkmaya yahut önüne çıkmaya cesaret edemeyenleri pataklamaya pek alışıktı lakin şu kapısı dahi zor tutan keçe içinden çıkmak için saatlerce düşünüyordu. Babasının bakışları önüne kale duvarları seriyordu artık bunun ilk sebebi onları çok incittiğinden daha fazlası olmamadı için verdiği mücadele diğeri ise anne baba hakkının vicdanını durdurması idi. Babasının neden direndiğini aycan ona söylemişti. Elbet içi şu an çokça rahattı Yaman da sağolsun Aytuğa anlatmıştı olan biteni ve Laia Çolpan hatunun da yumuşadığını biliyordu. Lakin bir sonraki gelişleri ne vakit olacaktı, Laia da Aytuğbda daha ne kadar sabretmek zorundaydı bilemez haldeydi. Genç kız sessizce başlığını takıp annesini uyandırmamak için hareket etti. Babası az evvel namaza gitmiş Laia bir süredir uyanık olduğundan çadırda namazı eda etmişti. Şimdi ise dereye inmek gerekiyordu. Laia Aytuğun her sabah dere kenarında soluklandığını da bir ihtimal onu beklediğinide biliyordu. Bugün göresi gelmişti Aytuğu. Laia adamın geçen gün üzerinde kalan pelerinini eline alıp kendisininkine sarındıktan sonra kapıyı iteledi lakin gıcırdadığında yüzünü sıkıp ardına baktı. Annesi bir yandan diğerine dönünce o da dışarı hızla atlayarak alacakaranlığa şöyle bir baktı. Hafif hafif kar yağıyordu. Laia kaşlarını kaldırırken McDonald ve SinClair yolunun şu vakitte buz tuttuğunun bilincindeydi... Genç kız sert havayı içine çekip sarıldığı diğer pelerin ile çadırların arka tarafından ağır ağır ilerlemeye koyuldu. Öte yandan babasının dayısını beklediğini düşündüğünde bu havada onca yolu nasıl geleceklerini bilemedi genç kız. Peki gelecekler miydi? O nasıl olacaktı ki... Laia biliyordu ki babasının hatırına bir müddet beklemek gerekirdi ve o uygun zamanı bilirdi. PekiAytuğ bilir miydi? Çokça ısrarcı sabırsızdı. Laia kendi kendine gülerken kendisinde de sabır kalmadığını düşündü. Demek ki aşk böyle birşeydi. Her an özlemek her an yanında olsun istemekti. Hoş annesi o güzel duyguların belirli bir süre devam ettiğini söylüyordu daha sonra yerini sevgi ve bağlılık alıyor ve ilişkiyi yürüten de aşk değil sevgi oluyordu. Genç kız kendinden beklenmeyecek kadar derinlere daldığını farkettiği vakit adınlarını hızlandırıp oba girişinden çabuk çabuk çıktı ve dereye doğru ilerlemeye koyuldu. Bir ara odun da toplasalar iyi olurdu. Kardevam ederse yakacakları yetmeyebilirdi. Laia dere kenarına indiğinde burada meşaleler olmadığından karanlığın içinde etrafı görmeye çalıştı.

"Yol nereyedir? " Aytuğ sarınmış sarmalanmış çabuk çabuk ilerleyen karaltıyı gördüğünde hafifçe tebessüm etti lakinnemin olmadan yanaşmak iyi olmayabilirdi.

"Kerim Allah! ” Laia yerinde sıçrayarak ağacın yanından çıkan adama baktı.

" Leylam... " Aytuğ etrafına bakıp hatuna doğru yaklaştı. "Hayırdır bu vakitte? "

"Sen biliyor yapıyor! " Laia kaş çattı. Bir kere söyletmese olmazdı.

"Ne biliyor? "

"Görüşüm geldi seni" Laia kızarıklığını gizlediği için şimdi karanlığa minnettardı.

"De hele nasıl geldin hatun farkedilmeyesin? "

"Yastık koydu ben yatak içe atam gelende yatacak"

"Bak sen... " Aytuğ başını iki yana salladı.

"Saydan kaçsa ben daha az telaş... " Laia kıkırdadı. "Bu senin kaldı bende"

"Kalsın hatun giyesin anı. Daha kalındır. Üşütmeyesin melekler nur indirir bak" Genç adam eliyle yolu gösterdi. "Hayde şu yöne az yürüyeli sonra dönesin"

"Melek indiriyor kar" Laia gözlerini irice açarak ayağını kaldırdı. "Basıyor biz meleke"

"Görmezmisin Leylam bu buz taneleri  nasıl heç birbirine değmeden düşer dikkatli bakasın heç ilişmez birbirine... Onca arştan aşağı tek başına ineydi bir bütün olur felaket ederdi... "

LEYLAWhere stories live. Discover now