31

458 71 26
                                    

Kan...
Kan ve kana susamış bir şeytan...
Yaşlı kralın acılar içinde kavrulan bedenini koruyamadığı güzeller güzeli eşi ruhunu sattığı şeytanın gücüne kattığı güç ile kendinden geçerken göz yaşları içersinde onu izleyen eşine doğru adımlıyordu. Adımlıyor...kendiyle beraber ardından gelen karanlık gölgesindeki kadının karanlığından kurtularak yavaş yavaş gerçekliğe doğru adım atmasına izin veriyordu.

" Kendine gel Katherine. Şu lanet olası iblisin aklına girmesine izin verme!"

" Beni kırıyorsun ama tatlım."

Katherina yanındaki kadının konuşması ile ona döndüğünde kanlı canlı yanında durduğunu farkedip bir kaç saniyeliğine de olsa nefesini tutarak yüzündeki sinsi gülümsemeyle eşini izleyen kadını izlemiş, o kadının nasıl canını yaktığını hatırladıkça diken diken olan tüylerini göz ardı etmeye çalışarak tekrardan önüne dönmüş ve elindeki kırbacı bir büyü yardımıyla ortadan kaldırmıştı.

" Hadi ama! Daha yeni eğlenmeye başlamıştık."

" Onu öldürürsek Jungkook'da bizi öldürür Em."

İblis kadın gözlerini devirerek yüzünü asarken odadan çıkartılarak tekrardan zindana sürüklenen eski eşinin acınası halini izlemiş ve keskin bakışlarını sendeleyerek sandalyesine ilerleyen güzel kadına çevirmişti.

" Dikişlerini patlatıp durma. Baygın bedenini sürekli sarayın köşelerinden taşımak zorunda değilim."

" Taşıma o zaman."

" Ölürsen dünyaya adımımı atamayacağımı biliyorsun tatlım. Bu kadar bencil olma."

" Vücudumdaki yaraların sebebi sen ve biricik eşimizken benim için bu denli endişelenmen göz yaşartıcı gerçekten."

" Sadece eğitilmen gerekiyordu."

Katherina başına gelecekleri umursamadan mor ışık hüzmeleriyle parıldayan elini yumruk haline getirerek sıkmış ve bunu yapar yapmaz ayaklarının dibine doğru savrulan kadını yayıldığı sandalyesinden keyifle izlemeye başlamıştı. Em onu öldüremezdi. Onunda dediği gibi dünyaya giriş bileti oyken bunu yapamazdı fakat bunu yapamayacak olması ona zarar vermediği anlamına gelmiyordu. Jungkook'u cehennemden çıkarmak için ruhuyla anlaşma yaptığı kadın o günden beri yakasını bırakmıyor, canını her fırsatta yaktığı gibi hiç bir şey yapmamışcasına onunla ilgileniyordu. İnsanoğlunu böyle dize getirmeyi öğrenmişti fakat bu çabaları ne yazıkki Katherina'da işe yaramıyordu.

" Eğitebildin mi bari?"

" Eğitememişim sanırım."

Demişti korkunç kadın, ellerini önündeki çıplak bacaklara dolayarak sersem bir şekilde. Katherina bir süre onun ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışmış, elbisesinin altına kayan eli farkettikten sonra ise ayakları önündeki kadının omuzuna sert bir tekme savurarak kendinden uzaklaştırmıştı.

" Bir daha öyle bir saçmalık yapmana izin vermem Em! Uzak dur benden yoksa canını yakarım."

" Hadi ama... sıkıcı olmayı kes. Öğrendiğime göre sevgilin olacak o piçte terk etmiş seni. Adı neydi... Lee?"

" Daha ne kadar o aptaldan bahsedip duracaksın?Beni terkettiğini söyleyerek sence canımı yakabilir misin? Ben senin oğluna... benim oğluma! Jungkook' a sahip çıkmak için bıraktım o piçi! Dizlerimin dibine senin çöktüğün gibi çöküp yalvardı bana... onunla kaçmam için. Arkadaşını umursamadı bile. Öyle bir piç beni istesede ben onu istemem zaten Em. Bu yüzden daha mantıklı şeylerle canımı yakmaya çalış aksi takdirde sıkıcı olan sen oluyorsun tatlım."

LanetWhere stories live. Discover now