"O... Hemde en güzellerinden! " Louis Briana fısıldadı "kimseye söyleme sana Hazelin çok sevdiğin tahta atını bile getirdim" Genç adam oğlanın aşağı inip kapıya koşmasıyla gülümseyerek küçük yeğenine baktı. "Aman Tanrım! " Louis Eathan Sinclair ve Laura Harrisonun birleşmesinden olan kıza bakarken başını iki yana salladı. Evet dünyanın en güzel şeyisin lakin bu ne kadar güzel bilmiyorum... " Genç adam kızın kollarını sevecenlikle açarak ona gelip boynuna tutunmasıyla güzel kokusunu içine çekerek başını okşadı. "Sen daha dört aylıksın... Bu neyin sevecenliği... Tanrım..." Louis Lauranın gülümseyen gözlerine bakıp iç geçirdi.

"Dayısı geldiği için mutlu... Dayısı güzelliklerle geldi... " Laura dudaklarını dişledi. Birkaç gün önce Louisi rüyasında beyaz güvercin dolu bir odada görmüştü genç kadın. Artık rüyalarına alıştığından omuzlarını çekip bırakarak gülümsedi.

"Hissediyor... " Louis yeğenini öpüp haberi alarak koşan annesine teyzesine ve Karen Fergusona baktı.

"Louis oğlum! " Maeve gidip oğluna sarıldıktan sonra nefesini tuttu.

"Louis... Birşey mi oldu! " Karen ağlamaya başladı.

"Sakin olun... Louis babam için kaleden saray hekimlerinden birini getirmiş. " Eathanda gelişi altından bir haber çıkmasını ümit etmişti lakin Louis tek kelime etmemişti.

Callie kafa sallayarak yeğenine baktı. "Peki..."

"Babam, dayım... Lord Sinclair? "

"Ian babamın mezarını ziyaret etmek istedi. Oraya gittiler" Callie güçlükle yutkundu.

"Peki... Oraya giderim bende... " Louis kafa salladı.

"Bekleyelim... Dönerler Louis"

"Sanırım oturmaktan bacaklarım ağrıdı biraz yürümek evimin havasını içime çekmek iyi gelecek Eathan... " Genç adam ona sarılmaya devam eden yeğenini koluna yatırdı ve uyuyor olduğunu gördüğünde gülümsedi. "Gökten düşmüş sanki... "

"Sen birde ağlarken gör" Eathan dilini şaklattı.

"Onun dayısı benim" Louis annesine bakarak güldü.

"Ellie, Hazel nasıl Louis? Neden gelmediler"

"Beraberimde hekim ile geldim. Duraksayıp zamanı uzatmak istemedim" Genç adam hayal kırıklığının büyüğünü yaşıyormuş gibi görünen Leydi Karene iç geçirerek baktı lakin bu kadınlar konuşsa yaygara çıkaracaklarmış gibiydi. Louis soğuk kanlı davranmak zorundaydı. "Önce adamlar..." Diye geçirdi içinden. "Hadi Sinclair... Gidelim"

---

Ian çöküp Brian Fergusonun anıt mezarı üzerindeki toprak üzerinde elini gezdirirken gözlerini düşürdü. "Başına çok iş açtık babacık... Bizim yüzümüzden yaşamadığın şey kalmadı... Ama hep dik durdun... Arkamızda oldun... Bu aileyi toparladın bizi, beni adam ettin lakin nasıl sen kadar güçlü olunur öğretmedin..." Adam eli üzerinde yanan derisi yüzünden hissetmediği lakin içten sızlayan kötü yaraya bakıp başını iki yana salladı. " Benden bu kadar Brian... Elimden geleni yaptım... Artık düz yolda adım atamayan bir herifim... Her neredeysen izlerken çok keyiflendiğine şüphem yok... "

"Ian... " Adelard adamın yanına çöktü. Diğer tarafa oturan Noaha bir müddet bakıp "Geçecek" dedi sakince. "Biz neler atlattık... "

"O neler kısmını atlatan biz değil bu adamdı Harrison... Biz " Neler" Olan taraftayız... Sence Robert benim için ne düşünüyor? Onu öylece salıverdim... Ardında durmadım... Canı için kendiminkini ortaya koymak yerine daha kolay olan yolu seçtim... Ben "daha neler" dedirtecek kısmıyım..."

LEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin