Bölüm 28

667 135 51
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Helga, onun karşısında sırtını dikleştirdi ve öne doğru bir adım attı. Yalnız başına öylece kapının önünde duruyordu. Elbette ki Victoria'nın silahsız olduğu da aşikardı. Onlar için tehdit oluşturmuyordu. Genç kadın içeri doğru bir adım attığında Denar öfkeyle yumruğunu sıktı. "Kendi ayağınla ölümüne geldin" dedi ve ona doğru atıldı.

Anında kuşlar bir kere daha devasa adama doğru atıldı. Denar çığlık atarken kuzgunlar onu kan içinde bıraktı. Ancak gerçekten zarar vermediler. Erkek dizlerinin üzerine çöküp çığlık atarken kuşlardan biri efendisinin omzuna kondu. Victoria, sakince ona baktı. "Acaba oyma bıçağımın nerede olduğunu biliyor musun?" diye sorarken hiç de az önce bir adamın gözünü çıkartmış gibi değildi.

Helga kılıcını çekip ona baktı. O kuşları nasıl kontrol ettiğini anlayamamıştı ancak belli ki ne isterse yapıyorlardı. Dudakları sinirli bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Seni hafife almışım" dedi. "Yine de sana teşekkür borçluyum. Yokluğumda kocamı oyaladın"

Neden bahsettiğini anlayamamıştı. Başını çevirip Connor'a baktı ama erkek masum olduğunu belirtircesine ellerini havaya kaldırdı. "Ben sadığım" diye mırıldandı. Yüzündeki halinden memnun gülümsemesi olmasa gerçekten masum görünecekti.

"Asıl ben sana teşekkür ederim" dedi Victoria sakin bir şekilde. "Benim yokluğumda Connor'ı bana hazırladığın için"

Helga onun ne demek istediğini anlamamıştı ancak köşeye sıkıştığını fark edecek kadar da zeki bir kadındı. Connor inatla onu kabul etmediğini söylemişti. Victoria, ise değişik bir şey yapıyordu. O kuşlar sıkıntılıydılar.

Genç kadın, kılıcını tarttı elinde. "Biz Vikingiz" dedi en sonunda gülerek. "Kılıç ve kalkanla savaşırız. Eğitilmiş üç beş tane kuş ile aptal hokkabazlıklar yapmayız. Ancak sen bunu anlayamazsın İngiliz."

Eğitilmiş üç beş kuş...

Belki de ona gerçekten istediğini vermesi gerekiyordu. Denar'ın bunu görebilmesi için son gözünü de açık bırakmıştı. Aksi halde onu da çıkaracaktı kuşları. Victoria, dudaklarını büzdü ve geri doğru bir adım attı.

Helga ve kendini toparlamış olan Denar bunu yanlış anlamışlardı. Her ikisi de kadının peşinden gittiler ve kulübenin sınırlarından çıktılar. İşte o zaman saçma manzarayı gördüler.

Her ikisi de o kuşlar yüzünden sersemlemiş ve dışarıdaki askerleri unutmuşlardı. Hem Denar'ın hem de Helga'nın adamları dizlerinin üzerine çökmüş korku dolu bir şekilde öylece duruyorlardı.

Bu kadın gerçekten bir cadı olmalıydı. Bunca adam onun önünde korku dolu bir şekilde diz çöküyorlardı. "Sizi korkaklar!" diye bağırdı öfkeyle. "Bir kadının önünde azıcık sihir numarası gördünüz diye korkudan kendinizden mi geçtiniz? Kaldın ayağa!"

Victoria, başını yana eğdi. Elini adamlara doğru uzattı. "Yalvarın" dedi sakin bir şekilde ve anında adamların her biri secdeye kapanarak yalvarmaya başladı. Genç kadın, cam göbeği gözlerini onlara dikti. "Aklın varsa adamlarının yaptığını yaparsınız."

Bu özgüveni nereden geliyordu? Adamları nasıl olurda ona böyle biat ederlerdi? Her birini öldürtecekti. Ancak asıl sorun emir verdiği taktirde adamları onlara sırt çevireceklerdi. Belli ki ona karşı değişik bir korku besliyorlardı. Kuşlar yüzünden miydi?

TANRILARIN ELÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin