26.Bölüm: KAÇIŞ part-2

86 11 14
                                    

"kimi geçmişinde ki hatalarından  kaçar kimi de gelecekte yapacak olduğu hatalarından."


Gülfem son söylediklerime bir karşılık vermeyerek benim haklılığımı kabul etmişti.

Suskunluk çoğu zaman insanın kafasını dinlemesini sağlardı. Ama şuan içinde bulunduğumuz suskunluk için aynı şey söylenemezdi. 

Konuşmadan geçen her saniye benim ve Cüneyt'in aleyhine işliyordu. 

"Olan oldu artık Gülfem. Asıl şimdi ne yapacağız onu konuşalım." dudaklarımdan dökülen kelimeler ile aramızdaki sessizliği bozan ben oldum.

Gülfem az önceki tonuna göre daha yumuşak bir ses tonu ile; "Gün doğmadan sarayı terk etmelisin. Başka kurtuluş yolu yoktur Dilşah hatun. " dedi. Saraydan gitmem gerektiğini bende biliyordum. Ama kapıda askerler varken elimi kolumu sallayıp çıkamazdım ya. Hem Cüneyt'i de zindanda bırakamazdım.


"Nasıl terk edicem kapıda nöbetçi askerler var. Hem Cüneyt hala zindanda biliyorsun Onu orada ölüme terk edip kendimi kurt-"

 "Hatun bir nefes al! Kaçmanın kolay olmadığını bende bilirim. Sen benim dediklerimi yaparsan burdan ikinizi de kurtarıcağım merak etmeyesin."

Gülfem ne kadar kendinden emin bir şekilde konuşsa da ben her şeyin bu kadar kolay olmayacağını biliyordum. 

Ülkenin vezir-i azam'ını öldürmüştüm. Ve şimdi zindanda tutsak olan Cüneyt'i de alıp bu saraydan kaçmam ne kadar kolay olabilirdi ki? 

Gülfem bakışlarımda ki şüphe ve korkuyu fark etmiş olmalı ki, eli ile sırtıma dokunarak; "Hatun! Korkma bu kadar. Hem kendine hem de bana güvenmen gerek. Güven sağlandığı vakit bu saraydan sağa salim kurtulursunuz." dedi.


Gülfem ile güven konusun da bir sıkıntım yoktu. Ona güveniyordum. Beni ele vermeyeceğini biliyordum. Benim tek sıkıntım kendimleydi. Veziri öldürürken oluşan cesaretim şimdi yoktu. 

                                                                *************************

Güneş ışığı dağların arkasından süzülerek yaprakların üstüne düşüyordu. Gecenin gizemli karanlığının dağılması ile adımlarımız artık daha da sıklaşmıştı. Güneş nasıl gecenin karanlığını yararak tüm ihtişamı ile ortaya çıktıysa, sakladığımız ceset de şüphesiz en yakın vakit de  ortaya çıkacaktı.
Omzumdan destek alarak yürüyen Cüneyt'in nefesinin daha çok sıklaşması ve Gülfem'in inleyerek karnını tutması ile mecbur durmak zorunda kaldım.


"Nee old-" daha cümlesini tamamlayamadan öksürük krizine giren Cüneyt'i sağ tarafım da bulunan bir ağaca dayandırarak oturmasına yardım ettim.Hemen önümde duran çantadan suyu çıkarak bir iki yudum Cüneyt'in içmesine sağladım. Zindan da geçirdiği şu sayılı günde o kadar çökmüştü ki.. Sapsarı yüzü, baygın bakan gözleri ve yaşadığı nefes sıkıntısı ile adeta ölmek üzere olan bir hasta gibiydi. Bir elim ile yanağını okşarken "İyi misin?" diye sordum. Ağzını açmadan kafasını 'evet' anlamında salladı.


Elimi bu sefer saçlarına götürerek, başını okşadım. Günlerdir yıkanmadığı için o güzelim dalgalı saçları keçe gibi olmuştu. Ben Cüneyt'in solgun yüzünü izlemeye dalmışken, beni düşüncelerimden uzaklaştıran Gülfem'in sesi oldu. 

 "Hatun neden durduk? Sabah oldu! Vezirin öldüğünü fark edip peşimize atlı askerlerin düşmesi an meselesidir. Bilmez misin?"

Gülfem ne kadar haklı olsa da hem Cüneyt, hem de kendi güçten düşmüş bir hâlde iken daha fazla yola devam edemezdim 
Kafamda dönen düşünceleri sözlü bir şekilde Gülfem'e de aktardım. "İkinizin de bir adım atacak hali kalmadı Gülfem. Biraz dinlenmeniz gerek."Eli ile karnını tutan Gülfem daha fazla itiraz etmeden Cüneyt'in yanındaki ağaca sırtını dayayarak oturdu.



Uykusuz kalması ve karnındaki bebeği Onu iki kat daha fazla yorduğundan olsa gerek Gülfem'in gözleri hemen kapandı. Ne kadar uyumak istemese de uykunun tatlı sarhoşluğuna karşı koyamamıştı. Kafamı Cüneyt'e çevirdiğimde Onun da çoktan uyumuş olduğunu fark ettim.


Onlar uyurken bende ikisini de görebileceğim bir konuma geçerek olanları ve bu olanlar sonrası başımıza gelecek olan  felaketleri düşünmeye başladım.


Saraydan kaçmak aslında sandığımdan da  kolay olmuştu. 

Gülfem babasının eski vezir olması sebebi ile saraydaki tüm odaların -buna zindanlar da dahil- anahtarlarının yerini biliyordu. O Cüneyt'i zindandan çıkarmak için gerekli olan anahtarları bulmaya gittiğinde bende gizli geçitlerden geçerek sarayın mutfağına inmiştim. Mutfaktan yol boyu yetecek kadar su ve yiyecek aldıktan sonra gizli geçitten geri geçerek vezirin odasında Gülfem ile buluşmuştuk.

 Gülfem zindanın anahtarlarını bana verirken; "Geldiğin yoldan aynı şekilde devam et hatun. Bu sefer ilk sağa dönüşte değil, üçüncü sağa dönüşten geçip zindanın arka giriş kapısına çıkacaksın. Bu anahtarlar ile kapıyı açtıktan sonra Cüneyt'i de al. Arka giriş kapısının yanındaki yol ayrımından dışarı çık. Ben seni bahçede bekliyor olacağım" demişti. 

 İlk başta benimle vedalaşmak için Gülfem'in beni bahçede bekleyeceğini sanmam ne büyük aptallıkdı?

Gülfem'in de bizle birlikte neden kaçtığının nedenini hala bilmesem de Onun da kaçmak için sebepleri olduğuna emindim.

Hiç kimse bir sebebi olmadan kaçmazdı biliyordum. 


bölüm sonu

https://www.wattpad.com/1393674183-felaket%27i%CC%87n-%C3%A7i%C4%9Fli%C4%9Fi-tanitim 

ay yukarı bir link koydum. yeni kurgumun linki açılır mı bilmiyorum. açılmaz ise profilime girip FELAKETİN ÇIĞLIĞI İSİMLİ YENİ KURGUMA DESTEK VEREBİLİRSİNİZ.

merhaba ben geldim. o kadar yoğun bir dönemdeyim ki. geçen bölümde de söylediğim gibi okulum hastane stajım yaklaşan sınavlarım ve tam bir bela olan kpss derken kendime bile vakit bulamıyorum ondan bölümler biraz gecikmeli geliyor. bu bölüm diğer kaçış bölümünün part 2'si olduğu için bilerek kısa tuttum.  hatalarım varsa kusura bakmayınnn

neyse size bir şey daha söyleyeceğim kuzularım. benim aklımda çok güzel bir kurgu var. distopik bir gelecekte geçen kıtlık ve kuraklığın olduğu bir ülkede yönetimin ağır cezaları ve insanların yaşam savaşını ve hükümet ile girdiği savaşı ve kaçışı anlatan bir hikaye olacak. bugün eğer vakit bulursam ona da ufak tanıtım bölümü atmaya çalışacağım. size duyurular kısmından haber veririm zaten. neyse bizim şuanki hikayeye geçelim. (HİKAYEYİ YAYIMLADIM BU ARADA HJFHSHFHJD)

Asya saraydan hem cüneyt hem de gülfem ile kaçtı sizce şimdi ne olacak? nereye gidecekler ya da yakalanacaklar mı ya da gülfem neden asya ile kaçtı. sizce onun sarayı terk etme nedeni ne? 

ve binlerce soru ile sizleri baş başa bırakıyorum gelecek bölüm görüşmek üzere ballarım. sizleri çooooooooooooooooooooooook seviyorummmmm




AŞK-I FEVERAN (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now