10.Bölüm: KATİL

510 35 35
                                    

"Güneş batar,çiçekler solar,insanlar ölür. Kaçınılmaz bir son hep vardır."

Dünyadaki  ölüm sessizliğini aratmayan  suskunluk geceyi de ele geçirmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Dünyadaki  ölüm sessizliğini aratmayan  suskunluk geceyi de ele geçirmişti.
Bastığım her adımda ayağımın altında ezilen yaprakların sesi ormanın içinde büyük bir gürültü ile yankılanıyordu.
Ormanın içindeki vahşi  hayvanların birine  yakalanmamak için ne kadar  dikkatli olmaya çalışsam da olmuyordu.
Bu sessizlikte gürültü yapmamak elde değildi ki.
Nefes alıp verirken ki çıkardığım ses bile ormanda yankı oluşturuyordu.

Ormandaki tek ses çıkaran  tek  varlık ben değildim.

Ormanda yaşayan diğer hayvanların sesi de gecenin bu ıssız sessizliğini bozuyordu.

Ölümü getirdiği için uğursuz kabul edilen baykuşlar dan , gücünü orman ahalisine duyurmak için  uluyan kurtlara kadar bu orman da yaşayan tüm  canlılar   benim ile birlikte gecenin sessizliğini bozuyordu.

Rüzgarın sakin bir şekilde eserek  yaprakları okşayıcı bir tavır   ile dokunması  yaprakların ahenkli bir biçimde  hareket etmesini sağlıyordu.

Rüzgarın esmesini seven tek yapraklar değildi.

Tenime değen ılık rüzgar benim de hoşuma gitmişti.

Bu ıssız ve karanlık ormanda sanırsam  tek hoşuma giden şey rüzgarın tenime tatlı bir buse gibi değmesiydi.

Ağaçların gökyüzüne kadar uzanmış olan dalların sıklığının artmasından dolayı artık ay ışığını göremiyordum.

Bu da kötüye işaretti.

Ay ışığı olmayınca bu karanlıkta ormanda daha fazla ilerlemek imkansızdı.
Bunun için artık bir yere oturup günün ağarmasını  bekleme kararı aldım.

Karanlık ormanda gözüme tek çarpan çaprazımda   sol tarafta duran bir tane ağaç oldu.
Ağacın olduğu tarafa doğru ilerledim. Ağacın yanına geldiğim zaman ağacın gövdesine bedenimi yaslayacak şekil de  yere oturdum.

İlerlemem için tek çare sabahın olmasını beklemekti.

Vaktin hızlı geçip sabahın bir an önce olması için kafamı gökyüzüne doğru çevirip ağaçların görmemi izin verdiği kadarı ile yıldızları izlemeye karar verdim.

Gecenin tek güzel yanı bu yıldızlar olmalıydı.

Yıldızlara baktığım zaman aklıma her daim  insanlar gelmiştir.

Kimi yıldızlar çok parlaktır. Tıpkı hayatında hem başarıya hem de aşka ulaşmış insanlar gibidir.   Şans onların yüzüne gülmüştür. En görkemli, en ihtişamlı hep O'dur. Tüm yıldızları ışıltısı ile  gölgede bırakır.

Bazı yıldızlarda sönüktür. Parıldadığına inanmak için bin şahit gerekir nerdeyse.

Bu yıldızları da hayatında o kadar çabaya rağmen hiç başarı elde edememiş, ilişki hayatlarında da tamamen  yanlış tercihler  yapmış şansız  insanlara benzetirim.

AŞK-I FEVERAN (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now