35. Bölüm

300 267 19
                                    

                                   🪐

Atlas'lar ile en son denize gittiğimizde toplu bir etkinlik yapmıştık ve onun üzerinden haftalar geçmişti. Kedilerle ilk başta ilgileniyorduk ama bir süre sonra işlerden dolayı ilgilenememeye başlamıştık maalesef. Ondan dolayı kediyi bir tanıdığımıza sahiplendirmiştik. Sıraç'ta kendi kedisini aynı kişiye sahiplendirmişti. Böylece Bihter ve Behlül ayrılmayacaktı. Bunlar kediler için en iyisi olmuştu.

Doğum günüme bir hafta kalmıştı. Hepimizin işleri yoğunlaşmıştı ve boş zamanımız çok az vardı. O boş zamanlarımızda ise evde biraz vakit geçiriyorduk. Eğlenmeyi özlediğimiz için bugün buluşup bir yerlere gidecektik. Ama bugün keyfim hiç yoktu. Aynı şekilde Lilya'nın da keyfi yoktu. Çünkü sabah iğrenç bir haber görmüştük.

Televizyonda haberler açıkken kahvaltı yapıyorduk. Güzelce kahvaltı yaparken günlük haberler dışında bir çocuk haberi sunuldu. Bir kişi küçük bir kız çocuğunu taciz etmişti. Ona kişi bile diyemezdik. İnsan,adam veya türevi kelimeler diyemezdim. O çünkü onları hak etmiyordu.

"Senin beyin hücrelerini sikeyim. Senin yedi ceddinden başlayıp yengenin kızlık soyadına kadar küfür edeyim..."

Lilya da benim gibi küfür etmeye başladı. "Senin ecdadını sikeyim..."

Ve daha nice küfürler ettik. Onun  savunması ise mide bulandıran cinstendi. "O kız o saatte orada ne yapıyordu? O da beni istedi ondan taciz ettim. Hem istemeseydi o şekilde giyinmezdi."

Küçük kızın yüzünü tanınmaması için blurlamıştılar. Ağlayarak ve titreyerek konuşma yapmıştı. Hiç mi kimse bu kız bu hâldeyken videosunu çekmeyin demedi? Kız daha 6 yaşındaydı. Her şeyi yeni kavrıyordu ve öğreniyordu. Çocukların ilk öğrendiği şey taciz,şiddet olmamalıydı. Mutluluk ve huzur olmalıydı. Ama o kız birçok çocuk gibi ilk olarak bu şeyleri öğrenmişti. Dünyayı kötü anılarla tanımaya başlamıştı.

Tıpkı ben ve Lilya gibi...

"O-o adam ba-bana dokundu." Sonra korunmak ister gibi kollarını birbirine sardı. Ağlaması daha da şiddetlendi ve ikide bir korkudan kekeliyordu. "Böy-böyle yaptı."

"Canımı acıttı." Sonra ağlayışının arasından inler gibi bağırarak ve hâlâ acı çekerek "Canım çok yanıyor!" dedi.

Geçmişimin Geleceği Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin