10 - Burada Kurt benim!

Start from the beginning
                                    

"Kaçıyorlar!"  Darius kadınlardan tarafa koştu. Bir anda koşmayı bırakıp ardına dönen Laia'yı gördüğünde ise nefesini tutarak duraksadı. Neyse ki Luka ve Ignatius kızların peşinden gitmişlerdi. Darius da yaralı halinden faydalanabilmek adına boğazına bir hamle yaptı. Kadın anlayamadığı bir hızla avcunun ayasını gırtlağına vurduğunda ise sendeledi lakin Leo gelip canavarı yeniden yakaladı. 

"Size bunu boş bırakmayın dedim! Bu kadın değil! Şeytan!"

Laia iki adamın elinden kurtulmaya çalıştıysada yaralı kolu ve bacağı yeterince güç kullanmasına izin vermiyordu. Genç kız alana döndüğünde Ignatius ve Luka'nın ellerinde yalnızca üç kız ile döndüğünü gördüğünde iç geçirerek sırıttı. En azından birileri başarmıştı. Yüzüne yediği darbe ile yere tükürürken keyfi oldukça yerindeydi. Laia'nın vazgeçmeye hiç ama hiç niyeti yoktu...

---

Ian Sinclair titreyen elinde tuttuğu diviti salıvererek kız kardeşi ve Robert için yazdığı sürgün kağıdına bir müddet boş gözler ile baktı. 

Sürerim seni Rorot...

Dilinden öylesine çıkıveren bu cümlenin bir gün gerçek olacağını tahmin edebilir miydi hiç? Yeninden sakince kalkarak kağıdı aldı ve ağır adımlarla kapıya doğru yürüyerek açtı adam. Elindeki kağıdı askere krala iletmesi için uzattığı an bakışlarını yere indirdi. Kapı yüzüne kapandığı o dakika ise engel olamadığı hıçkırıkları ile olduğu yere çöküverdi. Tüm bunların daha basit bir yolu olamaz mıydı. Ian şu dakika her şeyin yoluna gireceğini bilse ipin ucuna başı dik yürürdü ailesi için. Güçlükle aldığı nefesleri onu tükettiğinde ise kapı önüne öylece bedenini salıvererek gözlerini tavana dikti. 

"Sonunda bunu da yaptım Rorot... Sürdüm seni... Beni affet..."

---

Sabah saatleri

Laia bu defa kolları havada asılmıştı dala. Gözlerini üzerinden çekmiyorlar başında tek tek nöbet tutuyorlardı. Genç kız yüzünü kaldırıp Ignatius'un gözlerine bariz bir kin ile bakarken adam sağa sola dönüp seslendi.

"Darius! Senin sıran!" Ignatius kadının alev alan bakışlarının gücünden kesinlikle korkuyordu şu dakika. Karşısında dikilecek cesareti bulamıyordu. Kaçmak en mantıklı yoldu ve Luka' nın hazırlıkları tamam etmesine bizzat yardımcı olmaya karar verdi olabilecek en hızlı şekilde kurtulmaktı dileği.

Darius sırıtarak elinden bırakmadığı kılıcıyla alana doğru ilerleyip kollarından astıkları kadının üzerindeki bol kirli gömleğe, altındaki köylü işi bol pantolona şöyle bir baktı. Güzel yüzü dün yediği tokattan bir parça dağılmış olsa da cazibesinden hiçbir şey kaybetmemişti. O cazibe ki Darius artık kendini tutamaz haldeydi. Kadına doğru ağır adımlarla yaklaşarak etrafında dönüp elindeki kılıcı kalçasına sertçe vurdu. Ardından ön tarafına geçerek kılıcın ucu ile kemerden çıktı çıkacak gibi duran gömleği sıyırıp beyaz tenine şöyle bir baktı. 

Laia adamın orasına burasına sürdüğü kılıç ile başta gözlerini irice açmış olsa da öfkesini patlatmak için içinde tutmaya kararlıydı. Sanıyordu ki biraz daha yaklaşması gerekiyordu ona. Darius kendince sırıtıp bir şeyler geveleyerek yanına yaklaşıp evvela çenesinden tutarak gözlerine baktı ardından ellerini bedeninin uygunsuz yerlerine kaydırdı. 

"Öpeyim mi seni Darius?" Genç kız iç geçirdi. "Yoksa geceyi mi bekleyelim?"

"Sen beni salak zannettin herhalde güzelim. O ellerini çözüp seni serbest bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun lakin dilersen bir öpücük ile şu ağzındaki yarayı iyi edebilirim."

Laia adama gülümsedi. "Neden olmasın?" Genç kız birbirine bağlı ayaklarını çözemiyor olsa da parmak ucunda yükselerek onu bağladıkları zincire sıkıca tutundu. "Yaklaş..."

Darius evvela kadının yeterince sağlam bağlanmış olup olmadığını kontrol etti ardından ona yaklaşarak sıkıştırdığı kalçalarından kendi bedenine yasladı. Kendinden geçmişti adam. Bu çul çaputun içinde sıkı incecik güzel bir beden vardı şüphesiz. 

"Sürüden ayrılanı kurt kapar Darius..." Laia adama hafifçe yaklaştı. "Burada kurt benim" diye mırıldandıktan sonra kendisine gülerek dudaklarına eğilen adamın burnunu öyle bir ısırdı ki şayet gücü yeterse kopartmakta bir sakınca görmeyecekti. 

Darius bağırarak geri çekilebilmek adına çırpındı. Kemiklerinin çatırdadığını hissedebiliyordu ve bu kadın burnunu muhtemelen kopartıyordu şu dakika. Adam saçına asılsa da onu suratından çekemeyeceğinin farkına vardığında karın boğluğuna sert bir tekme atarak nefesini kesti. 

Laia aniden yediği tekme ile nefes almaya çabalamaya koyuldu. bürkaç öksürük ile acısının dinmesini beklemesi ardından burnundan kanlar süzülerek  kendisine bakan Darius'u gördüğünde zaferine sırıttı. "Buraya gel Darius doyamadım!" Genç kız ağzındaki metalik tatı tükürerek sırıtmaya devam etti.

Darius ise ağız çevresinde ve göstermeye cesaret ettiği dişlerinde kendi kanını gördüğü canavara öfkeyle bakması ardından hızla hareket ederek suratına okkalı bir yumruk geçirdi kadın asıldığı zincire tuunarak kendisini yukarı çekip tekmelemeye kalktığında ise yere attığı kılıcı yerden alıp bacağına doğru savurdu ardından hırsını alamayıp bir kez daha vurdu.

"Darius! Lanet olası ne yapıyorsun?!" Ignatius adamın neredeyse kopmuş gibi görünen burnuna ardından başı öne düşmüş kendini salmış gibi görünen kadına baktı "Öldürdün mü onu lanet olası?!"

"Bırak öldüreceğim!" Darius yeniden atıldı ki Leo'nun kendisini sarmasıyla hareket edemedi. 

Ignatius kadının başını kaldırıp kan revan içinde kalan yüzüne öfke ile baktıktan sonra hesap sormak için Darius'a döndü. 

"Seni mahvedeceğim Darius!"

---

Robert başını duvara yaslamış parmaklıkların ucunda dua etmekteydi. Yaşı gereği çok bitkin düşmüştü adam. Bu defa buradan çıkışı olur muydu bilmiyordu. Hayatının belli evrelerinde şu koğuşa tıkılmış olmanın ironisi ile sinir bozukluğu ile gülüp karşı taraftaki karısına atıfta bulunmak isterken, Jennanın aniden bağırarak ağlamaya başlamısıyla ayaklanıp parmaklıklara tutundu. "Jenna! Jenna ne oldu?"

Jenna dayanamıyordu. İçi öyle sıkılmıştı ki sessizliğini koruyacak güç artık onda yoktu. Yüzünü elleri arasına sıkıştırıp bağırmaya başladı kadın. Az sonra kocasının sesini duyduğunda ise ağlamaya devam ederek ondan tarafa baktı. "Kızıma bir şey oldu Robert! Ona bir şey oldu!"

"Şhhh! Hiç bir şey olmadı ona!" 

"Bir şey yap Robert!"

"Sakin ol Jenna! Yaratıncından iste! O korur kızımızı. Koruyacak!"

"Bitsin artık Robert! Ne yapacaklarsa yapsınlar!" Jenna dizleri üzerinde oturup yüzünü koluna gömdü. "Dayanamıyorum!"

Robert karısının haline mi ağlasa kızına mı yansa bilemeyerek olduğu yere çöküp gözlerini yukarı dikti. "O bitti demeden bitmez leydi! O bitti demeden bitmez!"

---

Ayy içim daraldı... 

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere! 

Dünya kız çocukları günü kutlu olsun 🥰🥰🥰



LEYLAWhere stories live. Discover now