BÖLÜM 22

65.3K 3.9K 726
                                    



Herkese selamlar ve keyifli okumalar...💋💋💋

Lütfen bol bol yorum yapalımmm💖💖💖

Yaklaşık iki hafta sonra biriktirdiğim harçlıklarımla ailemden gizli şehire gitmek için otobüslerin kalktığı merkeze gittim. Kendime kitap alacaktım. Hedeflerim için bir yerden başlamam gerekiyordu.

Otobüsün kalkmasına daha 10 dakika olduğu için yolun kenarında otobüsün gelmesini bekledim. Çok geçmeden tam önümde bir araba durdu. Tedirginlikle geriye doğru birkaç adım gittim. Daha önce böyle bir arabayı gördüğümü hatırlamıyordum.

Sonrasında arabanın camı açılıp abimin yüzünü görmemle rahat bir nefes verdim.
Bir yabancı sanıp korkmuştum açıkçası.

"İnci, niye buradasın?"

Abimin sorusuyla başımı eğerek yüzünü daha net görmeye çalıştım.

"Şehre gidecektim. Almam gereken şeyler var da..."

Kaşları çatıldı.

"E bana niye söylemedin?"

"Bilmem, işin vardır diye..."

"Atla hadi..."

Uzanarak kapıyı açtı binmem için.

"Seni meşgul etmek istemem. İşin vardır."

Bıkkın bir nefes verdi.

"Nihal'i alıp şehre gidecektim ben de. Hem işim olsa bile götürürüm seni. Ne var bunda?"

"Peki o zaman..."

Açık olan kapıyı kapatıp arkaya oturdum.

~~~~~

Telefonunu heyecanla kapatmıştı genç kız. Nişanlısı onu aramış bebekleri için kontrole gitmeleri gerektiğini söylediğinde kalbi hızla çarpmaya başladı. Bunu bile ilgi sanıp oturduğu yerde mutluluk gözyaşlarına boğulmuştu. Çöktüğü yatağının dibinde bu sefer üzüntüden değil de mutluluktan ağlıyordu.

Sonunda kendini toparlamasına fırsat kalmadan mide bulantısıyla banyoya koştu. Son zamanlar mide bulantısı artmaya başlamıştı. Bu haline rağmen annesi bir kere yanına gelip de 'neyin var?' diye sormamıştı. Ama buna bile üzülmüyordu, onu üzen tek şey sevdiği adamın onu sevmediğini düşünmesiydi. Fakat bugün bu düşüncelerini rafa kaldırdı çünkü sonuçta o aramadan onu aramıştı öyle değil mi? Bu onu düşündüğü anlamına gelirdi. Ya da değer verdiği... bu anlamlara gelmese bile öyle inanmak istiyordu. Aksini düşünerek hayata tutunamazdı.

Sifonu çekip ellerini yıkadı. Ardından dişlerini fırçalayıp tekrar odasına girdi. Yarım saate geleceğini söyleyen nişanlısına güzel görünmek istiyordu. Dolabı açıp baktığında giyecek pek de güzel elbiselerinin olmadığını fark etti. Ama önemli değildi. Üzerine çuval giyse yakışan bir kızdı o.

Uzun bileklerine kadar gelen bol bir elbise tercih etti. Yaşıyla alakasız bir elbiseydi bu. Zaten kendisinin de değildi. Annesinin arkadaşlarından birinin kızının giymediği bir elbiseydi. Kendine ait fazla kıyafeti yoktu. Bu hoş bir durum belki değildi ama umursamadı çünkü mal mülk sevdası olan biri olmamıştı hiçbir zaman. Öyle diğer kızlar gibi çeşit çeşit elbisem olsun ,takılarım olsun, cebimde dolu param olsun istekleri ona hayli uzaktı. Tek istediği biraz sevgiydi. Birazcık olsa bile razıydı...

Seçtiği elbiseyi geri dolaba koydu çünkü kontrole gideceği için karnını açması gerekiyordu ve bu da tüm bacaklarını doktorun önünde açması demekti. Kadın doktor olsa bile Cihan'ın zamanında sırf kıyafeti biraz üstüne yapışıyor diye çıkardığı yaygaraları hatırladığından giymeye cesaret edemedi.

HATEMOnde as histórias ganham vida. Descobre agora