59 / Özel Bölüm 3

2.9K 172 112
                                    

100 bin olmuşuz.
Tebrikler bize, çok sabrettik...

Eh o zaman bu bölümde Gece ve Elçin sevgili olmadan önce, ufak bir anı olsun.

Elçin'den

Dolaptan arakladığım dondurmayı masaya bıraktım ve bir kaşık alıp, tekrar salona geçtim. Herkes meşgul olduğu için evde benden başka kimse yoktu, kendi halimeydim. Bazen günler geçiyordu bu evde tek başıma olalı. Cengiz maçlara çıkıyor, salonlarla uğraşıyor ya da sinirini ve stresini atmak için durmadan sağda soldaydı.

Gece durmadan röportajlarda, dergi çekimlerinde ya da konferanslardaydı. Eve duş almak için geliyor, birbirimizi göremeden ayrılıyordu. Bense kendi halimdeydim, bir süre dışarı çıkmak istememiştim. İnsanlardan uzak durmak benim için iyi olmuştu, neredeyse bir yılı aşkın süredir doğru düzgün dışarıya çıkmışlığım yoktu.

Gecenin dünya kupasından beri kendime zaman tanıyordum. Ben ve asla dinmek bilmeyen duygularıma. Kapının hızla açılıp, kapanmasıyla yerimde sıçradım. Koltuktan doğrulup, kimin geldiğine baktığımda hızla ayaklandım. Gece sırtını kapıya yaslamış, soluklanmaya çalışıyordu.

"Gece?" Ona seslensem de cevap vermemesi beni ürkütmüştü, bir tür panik atak geçiriyor gibiydi. Yanına ilerlediğimde dışarıdan gelen sesle kaşlarım çatıldı. En yakın cama ilerleyip, kapıya bakındığımda bir gazeteci sürüsüyle karşılaştım. Yüzüme patlayan flashlara küfür savururken perdeyi iyice örttüm. "Gece iyi misin? Ne oluyor?" Yanına koşar adımlarla gittim ve diz çöktüm.

Gözlerini sıkıca yummuş, nefes almaya çalışıyordu. "Gece, siktir. Bana bak, ne oluyor?" Elim ayağım birbirine karışmış, ne yapacağımı kestiremeyecek halde ona bakınıyordum. "Panik atak? Panik atak mı geçiriyorsun? Ne yapmam gerekiyor?" Etrafıma bakındım. "K-küçükken çizgi filmde madın kese kağıdına nefes alıp, veriyordu. Evde kese kağıdı var mı ki?"

Titreyen ellerini avuçlarım arasına aldım, elleri buz gibiydi ama buna rağmen boynundan aşağıya ter damlası süzülüyordu. "Gece, benimle birlikte nefes al tamam mı?" Yeşil gözlerinin etrafı kanlanmıştı, gözaltı torbacıkları çıkmıştı ve uykusuzluktan morarmış haldeydi. O benden de kötü duruyordu. Onunla birlikte derin nefesler alıp, vermeye başladığımda ellerini iyice sıktım.

Çok nefes almaktan başım dönmüştü.

"Elçin."

Titreyen sesi başımdan aşağıya kaynar sular dökülmesine neden oldu. Gözünden aşağıya bir damla yaş süzüldü. "Evet Gecem, söyle." Bir damla yaşın devamı geldi, en sonunda kollarını bana sararak ağlamaya başladığında hızla ona karşılık verdim.

"Şşh, sorun yok. Seninleyim, yalnızız."

Burnum sızlamaya başladığında dudaklarımı birbirine bastırdım. Neredeyse onun önünde ağlayacaktım, böylesine perişan bir halde olması beno kahrediyordu. "Yapamıyorum, her şey üst üste geliyor." Kafasını iyice boynuma gömdüğünde gözyaşlarını hissettim.

En son ne zaman ağlamıştı hatırlamıyorum, belki ilk sarhoş olduğumuz henüz yeni lise 3 olduğumuz vakitler? O zamanda böyleydi, bir süre sorunsuzca devam etse de o gece dayanamıyorum diyerek ağlamıştı. Eşcinsel olduğunu fark ettiğinde büyük bir bunalıma girmesine rağmen güçlü duruyordu, kolay kolay ağlamazdı.

"Daha fazla bu sorulara katlanamıyorum Elçin, insanların beni hiç yerine koymadına katlanamıyorum. Yemek yerken bile aniden beni çeken kameralara katlanamıyorum, her şeye göğüs gerebileceğimi sanan insanlara katlanamıyorum, yanımda olmayan anneme katlanamıyorum. Senin yerinde olması gereken kişinin şu an burada olmamasına katlanamıyorum." Beni daha sıkı tuttuğunda yüzümü buruşturdum.

Le / Yarı Texting GxGحيث تعيش القصص. اكتشف الآن