42

2.5K 203 195
                                    

Asla düzgün bölüm yazamam, kaos devam ettiremem.

Gözlerimi bir kez daha kırptım ve anlamayı unuttuğum filmi izlemeye devam ettim. Klasik bir savaş filmiydi, evimizde genelde bu izlenirdi zaten.

"Yemek ye, yarın son maçın var."

Elçin önüme bir tepsi bıraktığımda gözlerimi ondan çektim. "Beni görmezden gelmen bir şey değiştirmeyecek, kendini yıpratmanın anlamı yok. Nasıl sonuçlanacağını biliyordun, buna rağmen bu işe giriştin."

Gözlerimi sinirle kapattım ve oturur halden yatar hâle geçtim. "İştahım yok." O gözlerini devirdi ve yanıma geldi. Tepsiyi sehpaya bıraktı ve gözlerini bana çevirdi. "Kalk." Omuz silktim.

Ellerimden tuttu ve beni kaldırmaya çalıştı. "Lan kalk öküz gibi olmuşsun zaten, gücümüz de yetmiyor artık."

Tekrar omuz silktim. "Ne halim, ne hayat enerjim, ne de iştahım var." Daha fazla zorlanmasın diye kendimi kaldırdım.

"İlişkin bitmiş olabilir ama hayatın hâlâ devam ediyor. Kariyerini bitirmeye çalışma, Türkiyenin en güçlü kadını olduğunu duyurman lazım."

Tepsideki yiyeceklere bakıp, yüzümü buruşturdum. "Ağzını yüzünü ekşitme Gece, bunlar yenilecek."

Sehpaya oturdu ve tepsiyi kucağına aldı. "Aç bakayım ağzını." Çorbada bir kaşık alıp, bana yaklaştırdığında tuhaf tuhaf ona bakındım. "Sen mi yedireceksin?"

Omuz silkti. "Benim hatunum üzgünse tabi yediririm." Dudaklarım izinsizce büzüldü. Uzattığı çorbayı içtim ve kollarımı ona sardım. "Ben ne sevap işledim de sana sahip oldum lan?"

Gözlerimi sıkıca yumdum. Babamın gözleri içerisine bakarak sarf ettiği sözler durmadan aklımdaydı, Adenin yapamadığını yapmıştı.

"Tamam, yapışma. Ye şu yemeği." Benden hızla ayrıldığında ayaklandı ve tepsiyi sehpaya bıraktı. "Hani sen yedirecektin?"

"Oldukça iyi gözüktün gözüme."

Telefonunu alıp, uzaklaştığında arkasından baka kaldım. Ne olmuştu şimdi? Tepsiyi ittirdim ve telefonuma sarındım.

"Elçin, Cengiz nerde?!"

Şimdiye kadar benimle beş yüz defa dalga geçmesi gerekiyordu, yokluğu çok belliydi.

"Birisinde kalıyordur, en son seviştiği kadınla arası iyiymiş."

Mutfaktan seslendiğindr omuzlarımı düşürdüm. Şu an Adenle eğleniyor olabilirdim, onu sevebilir, tatlı tatlı konuşmasını dinliyor olabilirdim. Hızla sirkelendim ve ayaklandım. Mutfağa, Elçinin yanına adınladığımda birisiyle telefonda konuştuğunu anladım. Sessizce ilerledim ve arkasına geçtim. "Geldiğimde hallederim, ofisime bıraksan yeter." Her zamankinin aksine daha sakin, daha nazik konuşuyordu.

Öyle ki ben bile şaşırmıştım ses tonuna. Bana kısa bir göz atsada telefonu kapatmadı. Camın önündr dışarıyı izliyordu, yüzünde hafif bir tebessüm çiçek açmıştı. Kollarımı belinr sardım ve başımı omzuna yasladım. Anlıma hafifçe vurdu ve telefondakine cevap verdi.

"Tamamdır Cenk, ben hallederim onları."

Kafamı hafifçe kafasına vurdum. Telefonu kapattı ve iç çekti. "Cenk kim la?"

"Asistanım. İyi çocuk."

Kaç tane iyi çocuk vardı etrafında?

"Şu salondaki adamdan ne haber?"

Omuz silkti. "Siktim öldü." Kıkırdadım ve belini daha sıkı sardım. "Yarınki maçtan sonra kafayı dağıtmak istiyorum." Ellerimi çözdü ve bana döndü. Yüzümü avuçları arasına aldı. "Bana bak Gece." Tüm dikkatimi ona yönelttim.

Le / Yarı Texting GxGWhere stories live. Discover now