Timeless (From The Vault)

117 8 1
                                    


--

Down the block, there's an antique shop
Sokağın aşağısında, bir antikacı dükkanı var

And something in my head said, "Stop," so I walked in
Ve içimden bir ses "Dur" dedi, böylece dükkandan içeri girdim

On the counter was a cardboard box
Tezgahın üstünde karton bir kutu vardı

And the sign said, "Photos: twenty-five cents each"
Ve üstünde "Fotoğraflar: Her biri 25 peni" yazıyordu

Black and white, saw a '30s bride
Siyah beyaz fotoğraflarda, 30'lu yıllardan bir gelin gördüm

And school lovers laughin' on the porch of their first house
Ve ilk evlerinin verandasında gülüşen okul aşıklarıydılar

The kinda love that you only find once in a lifetime
Hayatta bir kere bulabileceğin türde bir aşkları vardı

The kind you don't put down
Sonlandıramayacağın türden bir aşk

And that's when I called you and it's so hard to explain
Ve işte o zaman seni aradım ve bunu açıklaması çok zor

But in those photos, I saw us instead
Ama o fotoğraflarda, onlar yerine bizi gördüm sanki

And, somehow, I know that you and I would've found each other
Ve, bir şekilde, bizim birbirimizi bulacağımızı biliyorum

In another life, you still would've turned my head even if wе'd met
Başka bir hayatta tanışmış olsak bile dikkatimi çekerdin

On a crowded street in 1944
1944 de kalabalık bir sokakta .

And you werе headed off to fight in the war
Ve sen doğruca savaşa savaşmaya giderdin

You still would've been mine
Yinede sen benim olurdun

We would have been timeless*
Zamandan bağımsız olurduk

I would've read your love letters every single night
Her akşam yolladığın aşk mektuplarını okurdum

And prayed to God you'd be comin' home all right
Ve tüm gece Tanrı'ya eve dönmen için dua ederdim

And you would've been fine
Ve sen iyi olurdun

We would have been timeless
Zamandan bağımsız olurduk

'Cause I believe that we were supposed to find this
Çünkü bu aşkı bulmamız gerektiğine inanıyorum

So, even in a different life, you still would've been mine
Bu yüzden, başka bir hayatta olsak bile, yinede sen benim olurdun

We would've been timeless
Zamandan bağımsız olurduk

I had to smile when it caught my eye
Dikkatimi çektiğinde gülümsedim

There was one of a teenage couple in the driveway
Garajda genç çiftlerden birini gördüğümde

Holdin' hands on the way to a dance
El ele tutuşarak dans eden çiftleri

And the date on the back said 1958
Ve fotoğrafın arkasında tarihin 1958 olduğu yazıyordu

Which brought me back to the first time I saw you
Bu resim beni seni ilk gördüğüm zamana götürdü

Time stood still like somethin' in this old shop
Bu eski dükkanda sanki bir şey varmış gibi zaman dondu

I thought about it as I started lookin' 'round
Etrafa bakarken bunun hakkında düşündüm

At these precious things that time forgot
Zamanın unuttuğu bu değerli eşyalara bakarken

That's when I came upon a book covered in cobwebs
İşte o an örümcek ağları ile kaplanmış bir kitaba denk geldim

Story of a romance torn apart by fate
Kader tarafından parçalanmış bir aşkın hikayesini anlatan

Hundreds of years ago, they fell in love, like we did
Yüzlerce yıl önce, aşık olmuşlar, aynı bizim gibi

And I'd die for you in the same way if I first saw your face
Ve bende aynı şekilde senin için ölürdüm

In the fifteen hundreds off in a foreign land
1500'lü yıllarda yabancı bir ülkede yüzünü görseydim.

And I was forced to marry another man
Ve başka bir adamla evlendirilmek zorunda kalsaydım

You still would've been mine
Yinede sen benim olurdun

We would have been timeless
Zamandan bağımsız olurduk

I would've read your love letters every single night
Her akşam yolladığın aşk mektuplarını okurdum

And run away and left it all behind
Ve kaçıp her şeyi arkamda bırakırdım

You still would've been mine
Yinede sen benim olurdun

We would've been timeless
Zamandan bağımsız olurduk

'Cause I believe that we were supposed to find this
Çünkü bu aşkı bulmamız gerektiğine inanıyorum

So, even in a different life, you still would've been mine
Bu yüzden, başka bir hayatta olsak bile, yinede sen benim olurdun

We would've been timeless
Zamandan bağımsız olurduk

Time breaks down your mind and body
Zaman, aklını ve bedenini çökertiyor

Don't you let it touch your soul
Ruhuna da ilişmesine izin verme

It was like an age-old classic
Aynı çok eski klasik bir hikaye gibi

The first time that you saw me
Beni ilk gördüğün zaman

The story started when you said, "Hello"
Hikayemiz sen "Merhaba" dediğinde başladı

In a crowded room a few short years ago
Yalnızca bir kaç yıl önce kalabalık bir odada.

And sometimes there's no proof, you just know
Ve bazen hiçbir kanıt gerekmez, yalnızca bilirsin

You're always gonna be mine
Her zaman benim olacaksın

We're gonna be...
Biz olacağız...

I'm gonna love you when our hair is turnin' grey
Seni saçlarımız griye döndüğünde bile seveceğim

We'll have a cardboard box of photos of the life we've made
Yaşadığımız hayattan anılarla dolu kartondan bir kutumuz olacak

And you'll say, "Oh my, we really were timeless"
Ve "Tanrım, gerçekten de zamandan bağımsızdık" diyeceksin

We're gonna be timeless, timeless
Zamandan bağımsız olacağız, zamandan bağımsız

You still would've been mine
Yinede sen benim olurdun

We would've been
Biz olurduk...

Even if we'd met on a crowded street in 1944
1944 de kalabalık bir sokakta tanışmış olsaydık bile

You still would've been mine
Yinede sen benim olurdun

We would've been
Biz olurduk...

Down the block, there's an antique shop
Sokağın aşağısında, bir antikcı dükkanı var

And somethin' in my head said, "Stop," so I walked in
Ve içimden bir ses "Dur" dedi, böylece dükkanın içine girdim



Timeless*: Kelime anlamı olarak belirli bir zamana/ çağa ait olmayan, zaman üstü, hiç bitmeyen anlamlarına geliyor. Taylor şarkıdaki ilişkisini baska zamanlarda gördüğü çiftlerin aşklarına benzetiyor ve belirli bir zamana ait değildik baska hayatlarda, zamanlarda hep, ebediyen aşkımız vardı diyor.

Taylor Swift-Speak Now (Taylor's Version) (Türkçe Çeviri)Where stories live. Discover now