#26 ~final~

373 58 81
                                    

Beritten neler görmüştü, nelerden geçmişti, ne ihanetlere şahit olmuştu ne ölümlere hatta ne aşklara şahit olmuştu... Kalplerin kırılmasına, paramparça olmasına şahit olmuştu bu topraklar. Adaletsizliği görmüştü bu topraklar, kaç çocuğun, kaç annenin, kaç sevgilinin ahı vardı bu topraklarda. Ne çığlıkları susturmuştu, ne acıları gizlemişti bu krallık. Hayatın su gibi akıp gittiğini söylerler, bir bakmışsın yaşlanıp gitmişsin derler ve her seferinde de inanmazsınız, işte Beritten tamda böyle bir yerdi, zaman öyle hızlı geçiyordu ki ailesinin intikamını almak için gelen vampir çocuk şimdi asıl öldürmeyi istediği kişi tarafından idam edilecekti. Jungwon aslında hep hissetmişti bunu, saraya geldiği ilk gün Carmen'in tek bir sözüyle yere oturtan bu çocuğun sonu olacağını biliyordu. Krallığın en zayıf Prensi diyorlardı Jay için, Jungwon onu en başta böyle tanımıştı. Eğitimini tamamlamıştı ve doğru anı bekliyorum Beritten'a geri dönmek için. Prens Jay'in kılıç kuşanma törenine az kaldığında ülkeye geri dönüp yeminini gerçekleştirecekti. Jungwon en güçsüz Prensin zamanında ortaya çıkıp her şeyi basit bir şekilde halletmek istiyordu.

" Kılıçtan bile korkan bu çocuğu yenmek çocuk oyuncağı olacak, ailemi yakan bu aileyi teker teker yakmam çok kolay olacak."

Jungwon tamda böyle düşünüyordu, Prensin korkak olduğunu düşünüyordu ama asıl korkak oydu. Uzun zaman boyunca saklanıp en korkak prensin zamanında ortaya çıkmıştı. Korkak olan oydu çünkü gücünün ona yeteceğini düşündü, belki fiziksel olarak çok güçlenmişti ama bünyesi çok zayıftı. Ölümden, öldürmekten bu kadar çok korkarken bir krallığı yok etmeye yemin etmişti.
Jungwon masumdu, içinde olan tek şey annesinin ona söylediği sözlerdi. İnsanları öldürmek istemiyordu, kimseyi öldürmek istemiyordu. Belki o gece annesi 'Oğlum sizin krallarınızı, kraliçelerinizi, prenseslerinizi, prenseslerinizi yakacak' demeseydi asla böyle bir şeye yeltenmezdi. Birkaç yıl üzülürdü ve sonra unuturdu ama annesinin söylediği şey onu o kadar çok etkilemişti ki bu yemini gerçekleştirmese annesine ve babasına ihanet edeceğini sanıyordu. Çocukluk travmarı... Jay'de Jungwon'da çocukluk travmaların kurbanı olmuştu. Jungwon her ne kadar ailesiz, tek başına intikam yeminleriyle dolu bir çocukluk geçirdiyse Jay'in de ondan aşağı kalır yanı yokti. Yıllar boyunca ailesi tarafından güçsüz görülerek yetişmişti Jay. Prensti ve ülkede herkesten daha üst bir konumdaydı ama herkesin nefret ettiği biri olmuştu. Beritten halkına göre prensler güçsüz olamaz, her prens gibi Jay'in de güçlü ve dirayetli biri olması lazımdı. Kral Leonardo'nun ilk çocuğu kız olunca kraliyette dedikodular başını alıp gitti. Erkek çocuk çocuk önemliydi onlar için ve Kraliçe Helena ikinci çocuğunu doğum anında kaybedince ne yapacağını bilemedi Kral ama bildiği tek bir şey vardı, kimsenin laflarını işitmeyecekti, bu sefer erkek bir çocuğu olacaktı.
Kral başka bir ülkeden çekik gözlü erkek bir çocuk getirtti ve ölen çocuğunun yerine halka o çocuğu tanıttı. Nereden bilsin o çocuğun karısının yeğeni olduğunu, bir kıskançlığa kurban gidip annesinden koparıldığını. Kral Jay'i ailesi ölmüş ve kimsesiz bir çocuk olduğunu sanıyordu. Karısının onu aldattığını bile bilmiyordu hemde baş yardımcısı ve en çok güvendiği kişi Cedric ile.
Kral Jay'i çok sert eğitmişti, en küçük yanlışında ona bağırıyordu ve onu azarlıyordu. Belki de Jay'in insanlar ve kılıçtan korkmasın sebebi oydu. Jay korktukça daha da çok içine kapanık birine dönüşüyordu. Sevgiye muhtaçtı Jay ve yıllar sonra Jungwon sayesinde ilk defa gerçekten de sevildiğini hissetti. Gerçekten birilerinin onun için endişelendiğini hissetti. Prens Jay olduğu için değil sadece Jay olduğu için. Taa ki o güne kadar.

Jay Jungwon'un gözlerinin içine bakıp onun idamına karar vermişti. İçinde fırtınalar kopuyordu, bağırmak istiyordu, Jungwon'a tüm bunları niye yaptığını sormak istiyordu. Babasını, annesini, ablasını, kardeşini neden ondan aldığını sormak istiyordu ama şuan bunun için hiç zaman yoktu. Ülkesini kurtarması lazımdı ve bu düşüncelerden biran önce kurtulması gerekiyordu. Jay Jungwon'un gözlerinin içine baktı, acı doluydu ama daha çok pişmanlık. Bir şeyler söylemek istiyordu, gözleri çok şey anlatıyordu ama Jay anlamıyordu, belki de anlamak istemiyordu.

prophecy - jaywon (Tamamlandı)angtsWhere stories live. Discover now