#5

407 54 84
                                    

Prenses ölmüş.
Prenses Prens'i kurtarmak için ölmüş.
Pres ölmeliydi.
Yanındaki koruma tek başına Prens'i kurtarmış.
Prenses Prensesi korumak için önüne atlamış.
Bu nasıl Prens, daha ablasını bile koruyamıyor.
Prens bir gün Kral olucak ve ülkeyi mahvedecek.
Prenses çok genç yaşta öldü.

Prensesi cenazesinde sonra kasabada herkesin dilinde bu sözler vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Prensesi cenazesinde sonra kasabada herkesin dilinde bu sözler vardı. Halk Prens'ten nefret ediyordu, ona olan bu nefret çığ gibi büyüyordu. Tüm Beritten halkı Prenses Clarce'ın ölümünün tek suçlusunu Prens Jay olarak görüyordu. Ama halkı bilmediği, sadece Jungwon'un bildiği bir sır vardı. Prensesin asıl katili Jungwon'du. O ilacı prense içirmesydi prens Prensesi kurtarabilirdi. O adamları
tek hamlesiyle yere indirebilirdi ama o yapmadı. Öylece presesin ölümünü izledi. Jay'in prensesin ölümünü izlemesini izledi. Onun mahvoluşunu izledi. Bu ona acı veriyordu ama yine de bunu yaptı. Yapmak zorundaydı. Çünkü kendine verdiği sözü unutamıyordu.

Kral ölücek, kraliçe ölücek, prensesler ölücek, hemde Prens'in gözleri önünden . Tıpkı jungwon'un ailesinin gözleri önünde öldürüldüğü gibi . Ve en son Prens ölücek.

Prenses ölmüştü. Hemde Prens'in gözleri önünde. Jungwon'un planı bozulmadan işlemişti. Sonu acıydı ama plan gerçekleşiyordu. Bu sadece ilk adımdı. Prens aşık olduğu o kahverengi gözlerin sahibi yüzünden daha çok acı çekecekti.

...

Jungwon elinde yemek tepsisiyle Prens'in kapısının önünde durdu. Prensesin ölümün üstünden 2 hafta geçmişti ve haftaya Prens'in kılıç kuşanma töreni olacaktı. Prens artık 18 yaşına giriyordu ve kral olmasına çok az bir zaman kalmıştı. Ama kendini toparlamıyordu. Aklı hala kız kardeşimin ölümündeydi çünkü Clarce'ın ölümünden kendini suçlu biliyordu.

" İçeri girebilir miyim?" dedi Jungwon kapıyı tıklattıktan sonra.

" Girebilirsin."

Jungwon elinde yemek tepsisiyle içeri girdi. Prens yine taşları oyup değişik takılar yapıyordu. Küçüklüğünden beri bir şeyler tasarlamayı seviyordu, incilerle, kristallerle, zümrütlerle mükemmel tasarımlar yapıyordu.

" Yemeğinizi Prensim."

" Tepsiyi bırak yanıma gel."

"Peki efendim."

Jungwon tespiyi bıraktı ve prensin karşısındaki sandalyeye oturdu.

" Efend-"

" Daha kaç defa tekrar etmeliyim. Yanlızken bana Jay de."

" Ama efedim siz benim Presimsiniz, nasıl size isminizle seslenirim."

" Prensin olarak emrediyorum o halde. "

" Peki efendim... Yani peki Jay."

" Elini uzat.

" Elimi mi? Şey efen- Jay, sebebinin öğrenebilir miyim?"

prophecy - jaywon (Tamamlandı)angtsWhere stories live. Discover now