Bölüm 15

585 60 70
                                    

Hahahaaa sonunda sınavı atlattım bir daha dönmemek dileği ile amkkk neyse hadi bölüme geçinn iyi okumalaaarr asklarım mwaaah😽

˚ ༘♡ ⋆。˚

"İmdat biri bana yardım etsin!" diye bağırdım hafif ağlamaklı bir sesle. Koltukların arasında fazla dar olmayan bir yerde oturuyordum. "Yardım edin!" Gözlerim bağlı olduğu için hiçbir şey göremiyordum tek duyduğum bana giderek yaklaşan adım sesleriydi.

"Kimse yok mu imdat!" Bağlı ellerimi hareket ettirdim biraz.

"Meyak etme küçük çocuk ben şeni kuytayacayım!" Omzumda hissettiğim el ile duyduğum ses yüzünden güldüm. Göz bandımı hızla çıkarıp çattığı kaşları ile bana baktı. "Ya anniş niye gülüyoyşun bozuydu işte!"

"Çok tatlısın o yüzden güldüm bebeğim." Kocaman gülümseyip yanağımı öptü. "Oh bâl bâl!" Kahkaha atıp onu kendime çektikten sonra sırasıyla yanağına burnuna çenesine öpücüklerimi bıraktım. Gerçek bal burada işte.

Boğaz temizleme sesi ile Akira benden ayrılıp arkasına döndü. "Noydu wonnie?"

"Efendim babanız sizi bekliyor antrenmanınız var." Çattığım kaşlarımın altından sorgular bir şekilde bakıyordum ona. Küçücük bebenin ne antrenmanı olacak yahu?

"Tâmam şen git hadi. Anniş şen de gelşene noluy!" Hyungwon'u yolladıktan sonra bana döndü. Kocaman açtığı gözleri ışıl ışıl parlarken nasıl hayır diyeyim ben ona. O yüzden başımı sallayarak onayladım. Ellerini çırpıp koşarak odadan çıktı hazırlanacağını söylemişti ama ufak bir sorun vardı ellerimi çözmemişti.

"Akira geri gel!"

"Akira! Böyle nasıl geleyim yanına çocuk!"

"Üştümü giyiniyoyum!"

"Aki-" dediğim sırada sözümü kesen cep boyun sesiydi. Hayır ya hayır bu halde görmemesi lazım. "Chris neredesin?" Ben aslında yoğum.

"Chris?" Evde yokuz canım yallah. "Lan napıyorsun orada..." Çabuk buldu ya ben bulamaz gider diye düşünüyordum. Koltuğu kenara çekip yavaşça eğildi. Başımı kaldırıp alttan alttan ona bakarken gözlerini ağır ağır üzerimde gezdirdi. Ardından biraz daha eğilip işaret ve orta parmağı ile çenemi yukarı doğru itip başımı az daha yukarı kaldırdı.

Daha kısık bir sesle eksik bıraktığı cümlesini tamamladı. "bu halde?"

Yüzümün alev alev yandığını hissederken hızlıca konuştum. "Oyun oynuyorduk Akira ile çöz hadi beni."

Sırıtarak başını salladıktan sonra dizlerini yere koyup üzerime doğru eğildi. Sıcak nefesleri boynuma çarparken küçük bir öpücük bırakıp içimin titremesine sebep oldu. Biraz oyalandıktan sonra ellerimi çözdü ama geri çekilmedi. "Bu oyunu bir de birlikte mi oynasak hm? Baş başa." Hassiktir.

Ellerimi göğsüne koyup ittim. "Akira bekliyor." Ellerimi kavrayıp kendine doğru hızla çektiğinde o altımda başı siyah deri koltuğa yaslıydı bense ellerim avcunun içindeyken üzerine eğilmiş şekilde duruyordum. Buna da o kadar fırsat verdim yapmadı şimdi de gördüğü her fırsatta sıkıştırıyor. Oyuncağın mıyım ben senin piç?

"Changbin, bırak."

"Akira'yı ben eğiteceğim bir iyi şanslar öpücüğü almak istiyorum sadece." İstem dışı yüzümü bir gülümseme kaplarken o da sırıttı. Kocaman adamın yaptığı hareketlere bak bir de mafya bu. İnanın, inanasım gelmiyor hiç.

Set fire to the rain ChanchangWhere stories live. Discover now