27. Manzarası Güzel

134 15 37
                                    

Selam ballarım. Nasılsınız? Gününüz nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz? Umarım güzel gün geçiriyorsunuzdur ve geçireceksinizdir. Araya fazla zaman koymadan bölüm yayınlayacağım desem bir aksilik çıkıyor ve ben yayınlayamıyorum :( Bunun için sizlerden özür dilerim... Lafı uzatmadan okumaya alalım sizi :) Sizleri seviyorum bunu sakın unutmayın. Kocaman öpücüük :)))

Medya'da ve bölüm içersin de Ayza'nın giydiği kıyafeti bulabilirsiniz :)

🥊

Omzumun sızlamasıyla bulunduğum yerde kıvrandım ve birkaç dakika sonra da gözlerimi açtım. Ağça ve Verda fazlasıyla dağınık yattıkları için onların yanından kalkıp tek kişilik koltukta uyumaya çalıştım. Çok rahatsız bir koltuk olduğu için her yerim tutulmuştu. Oysaki daha 1 saat bile uyumamıştım. Dün olanları düşünürken de uykuya dalmıştım.

Telefonumun ışığı birkaç kere yanıp sönünce yerimden kalkıp masanın üzerindeki telefonumu aldım. Şifreyi girerken tekrar eski oturduğum tek kişilik koltuğa kuruldum.

Levent Kir: Olanlar için gerçekten özür dilerim. Lütfen telafi etmeme izin ver.

Okuduğum mesaj içimdeki öfkeyi tetikledi. Neden bu kadar öfkelendiğimi hiçbir şekilde bilmiyordum.

"Demek ki çok seviyorsun. O yüzden de sevginle doğru orantılı sinirin, öfken var ona karşı." Tepemde dikilen ve mesajımı okuyup yorum yapan Ağça'ya çevirdim bakışlarımı.

"Başkalarının telefonuna bakmaman ve mesajlarını izni olmadan okumaman gerektiğini öğrenemedin mi sen?"

"Öğrendim tabii ki de. Sadece öyle sinirli bir şekilde telefona bakıyordun ki kötü bir şey oldu sandım. Yanına geldim, seslendim duymadın. O arada da gözüm kaymış, okumuşum."

"Bu okuman için sebep değil."

"Ben söylemiştim okuma diye." Diye araya girdi Verda.

"Salak niye söylüyorsun. Bilerek okumadığımı söyledim ben. İnsan yalanımı devam ettirir değil mi?"

"Sence attığın yalana Ayza inanmışa benziyor mu?" Verda'nın sorusuyla Ağça bakışlarını bana çevirdi. O bana baktığında tek kaşımı havaya kaldırıp kafamı sağa sola salladım.

"İnanmamış."

"Beni aptal olarak gördüğün için bunun bir cezası olacak."

"Ceza?" diye sordu bana. O sorusunu sorarken ben elimdeki telefonu masaya koyup yerimden doğruldum. Ayağa kalkıp birkaç adım ona doğru attım. Ona attığım adımların karşılığı olarak o da geriye adımlar atıyordu. "Gelme üzerime katil!" yattığımız yatağa geldiğimizde kendini yatağa attı. Ellerimi havaya kaldırdım.

"Cezan çok büyük olacak sarı kız." Üstüne eğilip gıdıklamaya başladım. Kahkahalarla bize eşlik eden Verda'ya bakışlarımı çevirdiğimde ne yapacağımı anlamış olacak ki kafasını sağa sola salladı. "Sen de onu durdurmadığın için ceza alacaksın kara kız." Kolundan tutup tek hamlede Ağça'nın yanına çektim ve ikisini birden gıdıklamaya başladım. Güldükleri ve savunmasız bir halde oldukları için bana karşılık veremiyorlardı.

Kapının açılmasıyla üçümüzün bakışları kapıdaki Portakal nineye kaydı. Yüzündeki korkuyu anında silip mutluluğa bıraktı.

"Ay çocuklar ben de bir şey oluyor sandım. Allah sizi ne yapmasın hemi." Bize bakıp güldüğünde bu sefer ona adımlar atıp kızların yanına oturtturdum.

"Özür dilerim Portakal nineciğim. Cezadan sen de nasibini alacaksın." Üçünü aynanda gıdıklamaya başladım bu defa. Portakal ninenin ve Ağça'nın gülüşleri birbirine o kadar çok benziyordu ki gülmeden edemedim. Verda artık gülmekten ağlama moduna geçmişti ve elini havaya kaldırıp mola işareti verdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RAUNDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin