8. Tanrının Bana İyiliği

333 31 38
                                    

İşteeee karşınızda yeni bölüm. Umarım beğenirsiniz. Sizlerden ricam oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :) Daha çok okunması ve bilinmesi adına da arkadaşlarınıza önerirseniz çok mutlu olurum. Umarım karakterlere ısınmışsınızdır :) Ben lafı daha fazla uzatmadan sizleri yeni bölümü okumak adına aşağıya alayım. Güzel okumalar. Hoşça kalın <3

🥊

"Öz müsabaka ne zaman başlıyor?"

"Daha belli değil. Onlar da bir şey söylemedi, ben de aramadım." Tamam anlamında kafamı salladım ama o görmedi çünkü uzaktaydım.

"Ayza ne zamandan beri çalıştığını da görmüyorum kendini fazla saldın."

"Biliyorum Öz, farkındayım. Çalışmak istemiyorum."

"Neyse gözlem yapabildin mi?"

"Yaptım."

"Ee anlatacak mısın yoksa ben hafızanı mı okuyayım?"

"Yüksek ihtimal sinir sıkışması var. Sağ elini fazla kullanmıyor, hatta hiç kullanmıyor. Sağ eli arada uyuşuyor ve onun için de kullanmak zorlu oluyor. Dengede durmak için hep solunu kullanıyor. Yani bütün gücünü solundan alıyor. Yüksek ihtimal duruş yaparken sol ayağı önde olacak ve sağını olabildiğince kapatacak. Yüzüne darbe almamak için ya da yüzünü çok beğendiği için maske takıyor olmalı. Belki özel bir sebebi de olabilir. Ben de onu yanıltmak adına sağımı kullandım. Sanki solum iyi değilmiş gibi."

"Oysa ki, sen her iki elini de kullanıyorsun. Aferin çocuk sana." Güldü. Gülüşünde gurur vardı. Benle gurur duyuyordu.

"Sende ne bilgiler var ihtiyar?" ihtiyar lafını görmezden gelip konuşmaya başladı.

"Sokaklarda yetişmiş. Yüksek ihtimal oradan biliyor dövüşmeyi."

"Benim gibi yani."

"Senin gibi çocuk, senin gibi." Bu onun kalbini kırdı. Aslında benim üzülmem lazımdı ama o duyguyu kaybetmiştim, kendime karşı. Devam etmesi için bekledim.

"Başka bir antrenörü varmış ama galiba anlaşmazlıklardan sonra bu antrenörü yani Yiğit gelmiş. Bununla da çok anlaşıldığı söylenemez." Bu bilgileri nereden aldığını düşündüm. "Beni dinliyorsun değil mi?"

"Evet, evet. Tabi ki." Elimle onu göstererek "Sen devam et." Dedim.

"Burada daha yeni. Burada çıkmadan önce Sek Dövüş Salonunda çıkıyormuş. Oradaki antrenörü ile anlaşmayı fes edince buraya gelmiş. Burada 5. Müsabakasıymış. 3'ünü kazanmış, 1'inde berabere, 1'inde de kaybetmiş. Hafife alınacak birisi değil anladığım kadarıyla. Maskeyi neden taktığı konusunda bir bilgim yok. Belki zevk için, belki bilinmek için, belki de dediğin gibi özel bir nedeni var."

"Öz, bu bilgileri nereden ediniyorsun?"

"Bu da benim sırrım çocuk. Herkes iyi olduğu işi yapmalı değil mi?" göz kırpıp benden yanak aldı. Kendimi direkt geri çektim.

"Ha bu arada Samet'in orada ne işi vardı? Biliyor musun?"

"Ne, Samet mi? Samet kim?"

"Öz anlamamazlıktan gelme. Garson olan Samet'ti. Bizim orada çalışan Samet."

"Olabilir canım. İki işte birden çalışıyordur."

"Benden bir şey saklıyorsun ama öyle olsun. Şimdilik görmezden geleceğim."

Ani bir gürültü ile kapı çalmaya başladı.

"Kapıya yakın olan açar." Diye bağırdım.

"Sen daha yakınsın." Biraz geriye adım attıktan sonra Öz daha yakın olmuştu.

RAUNDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin