3. İlk Günkü Gibi

975 60 114
                                    

Herkese merhabaa 3. bölüm ile karşınızdayım. Yayınlamam biraz uzun sürdü biliyorum lütfen kusura bakmayın. Oylama ve yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz sevgiyle kalın 🧚‍♀️

🥊

"Beni özledin mi kızım?" yavaş yavaş üstüme doğru gelince geri çekildim. Korktum. Olmayan gücümle ittirdim onu. Ondan korkmuştum. Titriyordum.

Gerçekten babam mıydı? Babam korkunç biri miydi? Yabancılara inanmalı mıydım?

"Sen benim babam değilsin. Yalan söylüyorsun." korkum cümlelerimi sarıyor ve çelme takıyordu.

"Benim babam yok. Sana inanmıyorum. Eğer hemen buradan gitmezsen arkadaşlarım gelir ve seni döver. Beni korurlar." Hiçbirimiz ona kafa tutacak kadar güçlü değildik.

Üstüme gelmeye devam ediyordu ve bu benim daha da korkmama sebep oluyordu. Korktuğumu anladığı için bu ona daha fazla zevk veriyordu. Korkmamalıydım. Ben de güçlüydüm. Özel güçlerim vardı. Ya da o an olmasını diledim.

Tanrım, ne olur bana şu an özel bir güç ver. Buradan kurtulduğum an sana geri iade edeceğim ve karşılığını vereceğim.

"Ben senin babanım tatlım. Babanı özlemedin mi? Hadi gel, sarıl babana. Hisset babanı." Gülüşü yüzünde daha çok yere sahip oldu. Gözleri o kadar korkutucuydu ki, simsiyah gözleri sanki bir silahtı ve benim şakağımda tetiği çekilmesini bekliyordu.

"Benim babam yok. Ben sokak çocuğuyum. Bırak peşimi yoksa seni pişman ederim." Küçük ellerimi yumruk yapıp bekledim. Ona zarar veremezdim benden kat be kat güçlü ve yapılıydı. Yumruğum ona sinek ısırığı gibi gelirdi.

Yolun başına, ıssız bir yere geldiğimizde endişem ve korkum artmıştı. Bu da bana hiç yardımcı olmuyordu. Eğer koşarsam beni yakalayamazdı. Ondan daha hızlıydım ve bana yetişemezdi. Aklıma bu fikir gelince yüzümde tebessüm oluştu ama içimdeki şeytanın sesleri, konuşması tebessümümü tekrardan korkuya bıraktı.

Ya bana yetişirse? Babam bana zarar vermez değil mi? Babam mı?

Arkamı dönüp hızla koşmaya başladım. Arkama hiçbir şekilde bakmıyordum. Çünkü göreceğim görüntüden korkuyordum.

Her bir adımım diğerinkinden daha hızlıydı. Daha sağlamdı. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Korkum her şeyin önüne geçiyor ve aklımı bulandırıyordu. Gözyaşlarım teker teker intihar ederken adımlarım da sağlamlığını yitiriyordu.

Ayaklarım, ellerim, dudaklarım, her uzuvum titremeye başlamıştı. Arkamdan geldiğini hissediyordum. Adım sesleri kulağımı buluyor ve en kötü şarkıyı sunuyordu bana.

Korkuyla önüme çıkan ilk sokağa girdim. Kapağı açık çöp konteynırını gördüğümde içine atladım. Çöpün leş kokması hiç umurumda değildi. Kapağını kapatıp bekledim. Hayatımın belki en kötü anıydı. Beklemek, beklemek ve beklemek...

Ses gelmeyince kapağı yarım aralayıp dışarıya baktım. Kimse görünmediği için rahat bir nefes alıp konteynırdan dışarıya çıktım. Tanrıya teşekkür edip yürümeye başladım. Tanrı beni duymuştu. Dinlemiş ve kaçmam için fırsat vermişti. Hızlı adımlarla yürüdüm yolu. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, birazdan dışarı çıkıp parçalanacaktı. Telleri görünce yolun sonuna geldiğimi anlamıştım.

"Babandan kaçma kızım." Hızlı nefes alışverişi, ayak sesleri, uydurulmuş birkaç müzik mırıltısı ve ıslık sesi duydum. Korkuyordum. "Babalardan kaçılmaz, öğreteceğim sana bunu."

RAUNDWhere stories live. Discover now