21. Vedalar

189 22 69
                                    

Merhaba herkese. Lafı uzatmadan sizleri aşağıya doğru alalım ayol. Özlemişsinizdir. Herkese iyi okumalar. Hepinizi öpüyorum muck <3

🥊

Elimizden geleni yaptık ama ne yazık ki hastayı kaybettik." Kafasındaki boneyi çıkartıp ellerinin arasına aldı. "Başınız sağ olsun."

Beynimde tekrar tekrar dolaşan ve boş koridorlara çarpıp beni bulan ve sesi gittikçe yükselen son cümleyi tekrarlıyordum. 'Başınız sağ olsun' bu şimdi ne demekti? Son mu?

İçimde tekrarladığım cümleye eş değer kafam da sağ sola sallanıyordu. Bu kimin sonuydu? Öz'ün mü, benim mi? Bir son olmalı mıydı ki?

Başımı gittikçe daha şiddetli sallamaya başladım. Olamazdı, olmamalıydı.

Gözümden akan yaş kendine yol çizerek dudaklarıma ulaştı. Tuzlu tadı bu sefer içimi doğru çizdiği yolu da daha çok yakmıştı.

"Hayır, olamaz." Sesim oldukça kısık çıkmıştı. O kadar kısıktı ki bunun hayal olduğunu dahi düşünmüştüm.

"Ayza?" ses geliyordu ama önümde sadece karanlık vardı? Bu karanlık bana bir şey mi anlatıyordu? Bu artık karanlığa hapsolduğumu mu söylüyordu?

"Ayza!" adımı duyuyordum ama tepkisizdim. Çünkü hiçbir uzvum tepki vermek istemiyordu. Hepsi görevlerini unutmuş, hatta istifa etmişlerdi.

"Ayza, uyan!" kafamı yine sallamaya başlamıştım. Uyanmak istemiyordum. Her şeyin gerçek olması beni yaralıyordu.

Omzumda hissettiğim el ile gözlerimi açıp omzumda olan elleri tutup büktüm.

"Tamam sakin ol. Benim, Samet."

Etrafıma baktım. Hala hastanedeydik ve doktor da yoktu. Ellerime baktığımda eklemlerimdeki beyazlığı gördüğümde Samet'in ellerini ne kadar sıktığımı fark ettim. Ellerimi çektiğim gibi sıkmış olduğum yerlerini ovalamaya başlamıştı.

Hala sandalyedeydim ve kafamı yana çevirdiğimde Ağça'nın kızarmış gözlerini ve kırmızı olmuş burnunun ucunu gördüm. Diğer tarafıma baktığımda da Verda aynı şekildeydi. Burnunu çekiyordu ve bana belli etmemeye çalışan ama gözlerinden okuduğum korkuyu gördüm. Ya da o benim yansımam mıydı?

"Sen sayıklamaya başlayınca uyandırmak istedik. Rüyanda ağlıyordun?"

Bu daha çok soru tarzındaydı. Neden ağladığımı merak ediyordu. Anlaması çok da zor olmasa gerek.

"Kabus" dedim. Bu rüya olamazdı.

Elimi yüzümü silmek için kaldırdığımda ellerimdeki kurumuş kanı gördüm. Bu kan Öz'ün kanıydı. Bu kan babamın kanıydı.

"Ne oldu? Giren çıkan oldu mu?" diye sordum yerimden kalkarken. Bu sorunun cevabından çok korkmuştum. Bu sorunun cevabı bana umut da olabilirdi sonum da.

"Gayet iyi. Korkulacak bir şey yok."

"Emin misin? Benden bir şey saklamıyorsunuz değil mi?"

"Hayır tabii ki. Hiçbir sorun yok. Sen de iyi ol artık. Bir şeyler ye." Diye söze atıldı Ağça.

"Babam orada hayat mücadelesi verirken ben burada aç karnımı mı doyurayım?"

"O gayet iyi. Hem o da bunu isterdi."

"Ölmüş gibi konuşma." Dedim sesimi yükselterek. Ağça'nın yüzünün düştüğünü gördüğümde kendime kızmam için sebebim olmuştu.

Ne zaman iyi birisi olacaktım ben?

RAUNDWhere stories live. Discover now