26. Sufle

147 14 85
                                    

Herkese merhabalaar efendim. Nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. Bu sefer gerçekten uzun bir bölüm ile geldim karşınıza. Dolu dolu bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz. Görüşleriniz benim için çok kıymetli. O yüzden bölüm hakkında bana görüşlerinizi iletirseniz beni çok mutu edersiniz. Lafı daha fazla uzatmadan sizi bölüme doğru alayım. Sizleri seviyorum. İyi okumalar <3

Bölümde geçen Ayza'nın kıyafetini ve makyajını Medya'ya ekliyorum. Oradan bakabilirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Daha çok kişiye ulaşması için de paylaşım yaparsanız sevinirim.

🥊

Aynadaki yansımama baktım. Kırmızı elbisem, salık -dalgalı- kızıl saçlarım, kırmızı rujum, gözlerimdeki siyah sisli bir makyaj ile çok seksi duruyordum. İçimde 'neden seksi giyindik ki' diye soru soran yanıma hiç kulak asmıyordum. Çünkü cevabını bende bilmiyordum.

Eve geldikten sonra telefonumu Levent yüzünden kapatmıştım. Ardı arkası kesilmeyen telefon çağrı sesleri beni daha çok sinirlendirdiği için aramalarına cevap dahi vermemiştim.

Evime gelme olasılığını göz önünde bulunduruyordum ama sinirimi farkında olmuş olacak ki kapıma kadar gelmemişti. Eğer gelmiş olsaydı kendimi tutamayabilirdim. Bunun o da farkındaydı.

Elime aldığım ucunda kırmızı su damlası şeklinde olan kolyeyi de boynuma taktıktan sonra tekrar ayna karşısına geçip kendime baktım. Güzeldim ve kendimi hep güzel bulmuştum. İnsanların daha doğrusu "toplumun" güzellik algısı umurumda dahi değildi. Kendi dünyamın güzeliydim ve benim için de bu önemliydi. Bana ne başkasının dünyasındaki güzellik algısından.

İnce bej renginde olan topuklu ayakkabımı da ayağıma geçirdikten sonra arabamın anahtarını girişteki anahtarlıklardan alıp kendimi dışarıya attım.

Öz'ü eve bıraktıktan sonra dosyalar, şartlar ve bizim koyacağımız koşullar hakkında beni arayıp bilgilendirdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Öz'ü eve bıraktıktan sonra dosyalar, şartlar ve bizim koyacağımız koşullar hakkında beni arayıp bilgilendirdi. Haklarımdan bahsetti, neler isteyebileceklerimden.

Arabaya binip çalıştırdığımda eş zamanlı telefonum da çaldı.

"Efendim Öz?"

"Çıktın mı?"

"Evet." Kendisi de çok gelmek istemişti ama ben kabul etmemiştim.

"Keşke ben de gelseydim ya."

"Veli toplantısı mı bu Öz? Ben hallederim."

"Sen şimdi bir boka sinirlenir her şeyi siler atarsın. Ben seni tanımıyor muyum!"

"Sinirleneceğim bir şey olursa sinirlenirim tabii ki."

"Al, bak işte. Yok ben duramayacağım. Ben de geliyorum."

"Öz başlatma gelmene he. Beni sinirlendiren şu an sensin. Biraz daha konuşur üstüme gelirsen oraya hiç gitmeyeceğim göreceksin."

RAUNDWhere stories live. Discover now