Kodo-mei Oni (V)

En başından başla
                                    

            "Ne yapıyorsunuz siz?" diye ciyakladı Nail. "Eğer amcam bunları öğrenirse," 

            Bıkkınca yüzünü buruşturan Akari, "Demek amcan ikna olmak istiyor," dedi ve sağ koluna baktı. "Telefonunu getir." 

             İyi niyet olasılığı arayan Nail, Akari'nin sağ kolunu uğraştırmadan elini ceketinin içine attı ve telefonu çıkartıp Akari'nin önündeki sehpaya bıraktı. "Bunu insancıl yollarla çözebiliriz," 

              Akari, kekeleyen Naili umursamadı. Tekrar şişeye uzandı ve bardağı aynı ölçüde doldurdu. Hemen sonra telefonu alıp Nail'in yüzüne tuttu ve FaceID ile kilidi açtı. Sabır taşırıcı bir sakinlikle rehberde gezindi ve Selimhan'ı buldu. Görüntülü Çağrı düğmesine basıp telefonu hoparlöre aldı, aynı sinir bozucu sakinlikte ekrandaki yansımasına baktı. Çağrı cevaplanınca, ekranda beliren elli yaşlarındaki adamın yüzündeki şaşkınlık net bir biçimde görünüyordu. 

             "Nail iyi mi?" oldu, adamın ilk sorusu. 

              Akari gözlerini kıstı ve ekrandaki kamera çevirme butonunu bulup tıkladı. Ceketinin ensesinden sıkıca tutulmuş, sağ diz içine baskı uygulanarak zorla diz üstü çöktürülmüş Nail anlık olarak telefon ekranındaki küçük karede belirdi. 

              Rahat bir nefes alan Selimhan, "Her ne terbiyesizlik yaptıysa, bunun için senden özür dilerim," dedi. "Lütfen yeğenimin gençliğine ver." 

             "Özür hakkını yeğenin için kullanmana gerek yok. Özrü Nihon'a uygun olacak," dedi Akari sakince. Kamerayı tekrar kendine çevirdi ve memnuniyetsizliğini belli eden katı yüz hatları daha da gerildi, dudakları büzüldü. "Ne zamandır karşıma çocukları gönderebileceğin kadar benden çekinmeyi bıraktın?" 

             Kel başındaki ter damlaları parıldayan Selimhan kıpkırmızı oldu. "Ona sadece kargo hakkında bilgi-" 

            "Kargon iki hafta sonra elinde olacak." 

           Selimhan oturduğu ofis koltuğunun kolçaklarını sıktı fakat kamera açısı yüzünden ekrana yansımadı. Dikleşti ve koltukta öne kaydı. "Elimde iki hafta idare edebilecek mal yok, anlaşmamız," 

         "Limandaki aksaklığın sebebini çöz o halde." diye kestirip attı Akari. "Şu komiser; neydi ismi?" Akari parmaklarını şakaklarına dayayıp okşadı ve hatırlamaya çalıştı. 

          "Halit," dedi Selimhan, "Emniyet Müdürü'nün kardeşi. Senin üzerinden çok baskı yapıyor. Savcıdan evine arama izni talep etmiş." 

           Akarinin üst dudağı gerildi. Genişleyen burun deliklerinden sinirle soludu. "İşin içinde onun parmağı var. Dikkat dağıtıcıyı eliyle koymuş gibi buldu. İçerideki köstebeği bul." 

          "Köstebeğin bizim içimizde olduğunu düşünmüyorum," Akarinin bakışlarından -kilometrelerce uzakta olsa da- inatlaşmaması gerektiğini anladı Selimhan. Elindeki koz büyüktü. "Nail'i bırak, Akari. Bütün bunları yaşanmamış kabul edelim. Bir çocuğun ölçüsüzlüğünü görmezden gelebilirsin." 

            Akari'nin tek kaşı kalktı, hep aynı senaryo, diye geçirdi içinden. Sağ koluna başıyla işaret verdi. Sağ kol, Nail'in sağ elini yakaladı ve parmakları açıkta kalacak şekilde sehbaya koyup dizi altında tuttu. Nail debelenirken, boştaki korumalardan birine işaret verdi. Saniyeler içinde içeriden getirilen O'tanto kınından çıktı ve Nail'in serçe parmağına dayandı. 

         Çığlık çığlığa bağıran Nail yalvarmaya başladı fakat fayda etmedi. Akari'nin ikinci işaretinde artık serçe parmağı kökünden kesilmiş, masaya kan gölü yayılmaya başlamıştı. Elinin üzerindeki diz çekildiği an kalçalarının üzerinde yuvarlandı ve elini tutup çığlık attı. Çığlıkları, ağlamanın getirdiği hıçkırıklara karışıp ara sıra kesiliyordu. 

8,9,3/Yakuza -I- (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin