Ufak Detaylar (IV)

129 45 34
                                    

9 ve Nova, taş ocağının merkezinde son bulan spiral yoldan indiler ve depolama alanının karşısına, çalışanlar için kalacak bir yer ve ofis amacıyla inşa edilmiş binanın önünde durdular.

           "Saklanmak için oldukça güzel bir yer; fakat fazla ürkütücü." dedi Nova. Eskimiş ve yırtılmış perdelerle örtülü karanlık camlara göz gezdirdi. Bakışlarını yanından sessizce geçen 9'a sabitledi ve konuşmaya devam etti. "Hey! Karanlık fobim var," etrafa attığı ürkek bakışların ardından hızlı adımlarla 9'un arkasına takıldı. "Beni duydun mu? Karalık fobim," 9, aniden durup arkasını dönünce irkildi ve sustu. Karanlık yüzünden fark etmedi ama 9'un yüzüne her zamanki hissizlik ifadesi hakimdi. "Fobinin ne olduğunu biliyor musun?" diye söylenmeye devam eden Nova, attığı son adımın hemen ardından bir de çığlık attı. "Siktir!" Ceplerini yokladı ve telefonunu çıkartıp feneri açtı. Ayağı altında ezilip büzülen fare ya da herhangi başka bir hayvanın cesedi olduğunu düşündüğü şeyin aslında eskimiş, basit bir kazak olduğunu görünce rahat bir nefes aldı. Telefonu koridora doğru tuttu ve hızla yolu ortalamış 9'a doğru yürüdü. "Her şeyden önce elektrik panosunu bulsak ne yapacaksak sonra yapsak?"

          9, Nova'ya döndü. "Işık dikkat çeker."

          "Tek bir lamba dikkat çekmez."

           "Işık dikkat çeker." diye tekrarladı 9, keskin bir ses tonuyla.

          "Korkuyorum diyorum!" diye diretti Nova.

          "Gidebilirsin."

           Nova, telefonu 9'un yüzüne tuttu. 9'un gözleri ışıktan kısılırken, "Gidebilir miyim? Bu kadar mı?" diye sordu.

            9, Nova'nın hâlâ yüzüne doğrulttuğu telefonu tuttu ve aşağı indirdi. Parmakları Nova'nın  parmaklarını da kavramıştı. "Yardım ettin, yardım ettim, ödeştik-"

            Nova, 9'un sözünü kesti. "Ve ardında onlarca ceset bıraktın ve biz de oradaydık ve büyük bir ihtimal Aylin'i kendime düşman ettim ve..." Nova'nın kaşları bir anda bitişti. Derin bir nefes verip cümlesini yarım bıraktı.

             9, koridorda ilerlemeye devam etti. Nova'nın elini önünden geçtikleri kapısı açık odalara doğru tutup içeriyi aydınlatıyor, en derli toplu olan odayı bulmaya çalışıyordu.

            "Böyle olmanı sağlayacak nasıl bir eğitim aldın?"

             "Sen hiç susmaz mısın?"

              "Kendimi güvende hissedecek kadar ışık bulamazsam, hayır." Nova, elini 9'un parmakları arsından kurtarmayı denese de başaramadı. "Ayrıca bu, normal bir şey. İnsanlar konuşurlar,"

              Çoğu da sadece konuşuyor olmak için boş konuşur, diye aklından geçirdi 9. Nova'nın dediklerine hiçbir tepki vermeden, önünde durduğu odanın içine baktı. Burası da toz ve kırık eşyalarla doluydu.

              "Burada normal olmayan tek varlık sensin, kütük gibi bir şeysin, insani hiçbir tepkin yok. Kanının aktığını görmesem zombi olduğunu düşünürdüm," diye konuşmaya devam etti Nova.

                Nova'yı duymuyormuş gibi yürümeye devam eden 9, diğerlerine nazaran en boş olan odanın önünde durdu ve Nova'yı içeri çekti.

                 "Bunu abim öğretti," diye devam etti Nova. 9 elini bırakınca parmaklarını ovuşturdu. Korkusu giderek artarken, nefeslerine odaklanmaya ve saymaya çalışıyordu. "Sürekli konuşacak yeni konular bulursan dikkatin dağılır ve karanlıktan korkmazsın," Gözleri bir ara oda duvarına takıldı; telefon fenerinin vurduğu nesnelerin duvara yansıyan gölgeleri hareketlenince kasıldı ve gözlerini kapatıp 9'un koluna sarılmak için adım attı. Attığı son adım boşluktaymış gibi hissetti ve yalpaladı. Kolları refleksle öne doğru uzanırken, parmakları 9'un kolunu buldu ve sıkıca tutundu. "Şimdi olmaz..." diye fısıldadı fakat panik atağı çoktan tetiklenmişti. Dizleri yere değmeden hemen önce belini kavrayan bir kol hissetti. Kapattığı gözlerini daha da yumdu.

8,9,3/Yakuza -I- (GxG)Where stories live. Discover now