Arı Kovanı ve Çomak (V)

107 38 67
                                    

Zamanın büyük kısmını taş ocağında geçiren Nova, saat akşam dokuz olunca beklemekten sıkılıp kalan üç saati dışarıda geçirmek istedi. Taş ocağından 9 ile ayrılıp şehre bağlanan yolu tuttu. Şehrin içine girmeden hemen önce ıssız bir yer olan ve şehrin manzarasını ayaklar altına seren bir tepeye park edip araçtan indi ve bagajda her zaman bulundurduğu kutu biralardan birini açtı. Bir kutu da 9'a teklif etmişti fakat 9 ısrarla bu teklifi reddetmişti. 

                   "Amma inatçısın ya." diye söylenen Nova, bagaj kapağını yavaşça kapattı ve aracın ön kısmına doğru ilerledi. Kalçalarını kaputa koyup bacaklarını da peşi sıra havaya kaldırdı ve ön cama yaslanana kadar kaput üstünde geriye doğru kaydı. Bira kutusunu başına dikerken diğer eliyle de yanındaki boşluğa vurdu. 

                Nova ile kaput üzerindeki son oturuşlarını hatırlayan 9 olduğu yerde kaldı. "Böyle iyi." 

                "Merak etme," dedi Nova, bira kutusunu bağdaş yaptığı bacakları arasına koyup. "Şu an seninle bir şeyler yaşamayı düşünemeyecek kadar üzgün ve gerginim." Biradan bir yudum daha aldı ve dipsiz bir karanlık gibi görünen denizin üzerine sarı benekler halinde yansıyan ışıkların parıltısına baktı. "En ufak parçası dahi en iyisi olsun diye yıllarca didindiğim arabam bugün benden alınacak." 

                 "Onu öldürebilirim." 

                  Nova'dan alaycı bir kıkırdama yükseldi. Birasından yudumladıktan sonra hüzünle iç çekti. "Onu yok edersen, zenginlerin uyuşturucu ve silah eğlencelerini ellerinden almış oluruz." 

                 "Murat," dedi 9, Nova'nın hüzünle paramparça olmuş yüzüne çekingen bakışlar atarken. "Akari'nin adamı mı?" 

                 Nova başını sallayarak onayladı. "Dahası da var: Murat'da bizimle büyüyen çocuklardan biri." 

                "Küçüklükten itibaren tanışıyorsunuz yani." 

                "Konuyu hatır işine getireceksen, O dediğinden bizim aramızda hiç olmadı." dedi Nova. Kalan bir yudum birasını bitirdi ve kutuyu tok gürültüler çıkartarak elleri arasında ezdi. "Ben onun ulaşamadığı bir hedef, bir takıntıydım," Ezilmiş metal kutuyu bacağının yanına bıraktı ve ön cama uzandı. "Kısaca anlayacağın, Murat, reddedildikçe bağlanan sağlıksız tiplerden." 

                "Gereksiz zarar veren insanın aldığı nefes ağaca saygısızlıktır."    

                9'un Japonca kurduğu cümleden birkaç kelime dışında hiçbir şey anlamayan Nova hafifçe doğruldu ve merakla ona baktı. "Türkçesini söyleyecek misin, istemeli miyim?" 

              "Gereksiz zarar veren insanın aldığı nefes ağaca saygısızlıktır." 

               "Güzelmiş. Senin mi?" 

                "Hayır." dedi 9, hissize. 

               "Hah!" dedi Nova, yapmacık bir alayla. 9'un eğitmenlerden başka kimseyle iletişim kurmadığını hâlâ hatırlıyordu. "Sizi insan öldürmeye böyle mi ikna ediyorlar?" 

                "İkna olmak bir seçenektir," 

                "Ve bir Doragonkurō'nun ikna edilme şansı yoktur." diye 9'un sözünü kesti Nova. Elinden geldiğince sesine 9'un hissizliğini katmaya çalışmış ve onu taklit etmeye çalışmıştı. 

                9, derin bir nefes aldı ve dudakları tekrar aralandı. "Bir Doragonkurō ikna olmaz; ağaca saygısızlığa son verir." 

                "Bu da bir eğitmenin sözü gibi duruyor." 

8,9,3/Yakuza -I- (GxG)Where stories live. Discover now