B Ö L Ü M Y E T M İ Ş A L T I (+18)

En başından başla
                                    

   "Şuan odayı kontorl ettiğine eminim." Dedi ahizenin diğer uzuncaki ses. Saçmalıktı. Saçmalıktan da öte. Yaşayan tek kişi derken bir ölüm tehditi alıyor gibi hissetmemişti. Ya da kimliğini dahi göstermeye cesareti olmayan bu adamdan korkmayı kendine layık görmüyordu.

  "O senin sevebileceğin bir kadın değil dedektif. Sizin hayatta elde ettikleriniz çok farklı. Sen çözüm getirirken o sadece bir belayı beraberinde sürükler. Sen umut ararken o felaketi bekler."
Telefonu kapatmak istedi. Boş sözlerini dinlemek istemedi. Genç kadının yanına dönüp tek derdi yüzüne değen saç tutumları olsun istedi. Giderek hoşlanmaya başladığı o tutamlar.

  "Saçmalamayı bırak. Ve ortaya çık. Seni elinde sonunda bulacağım. Sen bunu beni yormadan yap."

   "Hayır dedektif. Beni bulamayacaksın. Beni bulabilecek tek kişi o." Telefon kapandı. Konuşmadığı zamanlar gelen nefes sesleri gitti. Geriye kafasındaki soru işaretleri ile dedektif kaldı.

   Gözleri cenin pozisyonunu almış, saçlarının bir tutamı yüzüne kapatmış, genç adamın kafasını koyduğu yastığa sarılmış kadına kaydı. Derin bir nefes aldı. Sakinleşmesini sağlayan koku olmadığı için ayrıca gergindi.

   Lanet olası bu adam neden direk söylemiyordu ki her şeyi...

   Elbette Angel'a güvenmek istiyordu. Ama kendine dahi güvenmeyen birine ne kadar güvenebilirdi?

   Mantığı 'hiç' dedi. Ama kalbi güvenle titredi. Kadına sıkıca sarılmak az önce yaşadığı şeyin bir saçmalık olduğunu düşünmek istedi.

  
. . .

     "Hayır dedektif. Beni bulamayacaksın. Beni bulabilecek tek kişi o." diyerek kapattı telefonu. Bilgisayarına bağladığı kayıt kablosunu telefonundan çıkarıp dağınık masa üzerine bıraktı. Her şeyin dağınık olmasını seviyordu. Karmaşa ona farklı şeyler sunuyordu. Düzenin vermeyeceği detayları karmaşa veriyordu.

    Telefon içindeki minik hattı çıkarıp parmağının ucuyla kırdı. Masanın altındaki çöpe doğru fırlattı ve kendine engel olamadan yaptığı şeyin ne kadar mantıklı olduğuna karar vermeye çalışıyordu.

    Yaşadığı yoğun duyguya kaptırmıştı kendini. Planları arasında olmayan bu hamle başına bir şey açamayacak kadar küçüktü. Ama karşı taraftaki kişinin dedektif olması ise bu önemsiz durumu riskli hale getiriyordu. Artık onun kafasını annesi Kylie ile karıştıramazdı. Onu bu oyunda geri plana atacak farklı bir hamle bulmalıydı.

   Lanet olası adam melekten uzak durmalıydı. Onunla uyuyor olduğu düştü zihnine. Gözleri sıkıca kapanırken çenesi öfkeyle kasıldı. Yumruk yaptığı ellerini masaya hiddetle çarpttı. Sesini değiştirmek için kullandığı cihaz sarsılan masada yere düştü. Paramparça olurken onu izledi. İçinde bir şeylerin kırılan parçalar gibi etrafa savrulduğunu hissediyordu. Tutunacak bir şey bulduğunda bu acı daha katlanılır oluyordu.

   Ve o, her şeye rağmen ayakta kalmayı başarmış bir kadının kırık hayaline tutundu. Elleri kanla dans etmiş, hayallerini bir çırpıda katletmiş birinin canını tek hamlede alma cesaretini göstermiş bir kadına tutunuyordu.

   Çok güzel olduğunu düşündü. Her zaman çok güzeldi. Liseye yeni başlamış genç bir kızken... Hayatı kontrolünden çıkmış biriyken... Ölümü tatma cesaretini gösterirken... Güçlü bir kadınken... O her zaman güzeldi. Zekiydi. Güçlüydü. Adı gibiydi. Tanrı onu bütün güzellikleri ile kutsamıştı.

   Ama tanrının yarattığı bir meleğin cennetten kovulup şeytana dönüşmesi gibi onunda hayatta kalmak için mücadele vermesi gerekmişti.

  "İnsan psikolojisi farklı duyguların esiri olan basit bir mekanizma. Ama ben sıradan değilim." Fısıltı gibi kurduğu cümle sıradan olmadığını haykırırken gür bir haykırışa dönüştü. Az önce masaya indirdiği yumruğu tekrar havalandı ve masaya çarptı.

   Angel sıradan değildi. Ona layık olmak için sıradan olmamalıydı. Mükemmel olmalıydı. Angel gibi...

   "Sakin ol." dese de kendisi bunu dinlemedi. Dinlemeliydi. İlkel iç güdülerine karşı çıkmalıydı, melek gibi... Kendini kontrol etmeyi başarabilmeliydi. Kanatları kanamış melek gibi...

   Teo... O da bir tehlikeydi. Şimdi silik bir anı olarak kazınmıştı tarihe. O da sınırları aşmıştı. Melek izin vermezdi sınırlarının aşılmasına. Kesinlikle zorlamıştı Angel'ı. Dedektif gibi...

   Zihnine Angel'ın istemese biriyle uyumayacağı düştü. O kimsenin zoruyla bir şey yapacak biri değildi. O bunu istiyor olabilirdi. Yaralı kalbi tutunacak bir dal arayacak gibi güçsüzleşmiş miydi?

   "Hayır." Böyle bir şey düşünmesi deliceydi. Kesinlikle delice...

   "O böyle bir düşüncesizlik yapmazdı" derin bir nefes aldı. Ve inandırması gerek tek kişiye, kendine, bunu serçte haykırdı. "Yap-maz."

   Yapmamasını diledi. Sırrını ortaya çıkaracak bu büyük hatayı yapacak kadar aptal olmamasını diledi. Ama Angel aptal değildi.

   "Dedektif onu zorluyor." Oturduğu koltuktan kalktı. Küçük odada bir o yana bir bu yana hızla yürümeye başladı. Bir şeyleri kırmak, yıkmak istiyordu. Ama odanın içindeki bilgisayarlar onu hayata bağlayan şeylerdi.

   Ekranını kaplayan onlarca görüntü vardı. Ama ortadaki monitörün üzerinde o vardı. Onun için gülümsemişti bu fotoğrafta. Ağlamaktan kızarmış gözleri bu fotoğrafta oldukça belirgindi. Yeşil hareleri kırmızı damarlarla çevrelenmişti. Günlerce uyuyamadığı döneme aitti bu fotoğraf. Mor halkalarla süslenmiş göz altları buna örnekti. Yanaklarındaki iki derin çukur nadiren görülebilecek hoş bir manzara oluşturmuştu, yüzünde. Masanın önüne gelince adımları yere çivilendi. Parmağı monitör üzerinden Angel'ın yüzünü okşadı. Gözleri kısıldı, genişçe bir gülümseme yüzüne yayıldı.

   "Angel onu kullanıyor." Avuç içi yanağına dokundu. Sanki yüzünü gerçekten okşuyor gibi hissetti. Elini ekrandan çekti ve odasının tavanına baktı.

Angel kendini yakacak bir hamle yapmamıştı. Angel onu büyük bir zahmetten kurtarıyor olmalıydı.

   "Angel için birini daha temizlemen gerekmeyecek Endra." Dışarıdan birine sesleniyor gibi görünebilirdi. Ama o Angel'ın ona öğrettiği gibi ruhuna sesleniyordu. Angel'ın içinde tuttuğu ruhunun aksine Endra ruhunu kendi katletmiş ve onu tanrının yanına yollamıştı.

    Merhamet dilenmek için değil. Tanrının planını öğrenmek içindi...

  

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin