B Ö L Ü M D O K U Z (+18)

3.5K 72 8
                                    

"Hadi ama Angel, ne olduğunu bana anlamalısın." diyerek tepemden ayrılmayan Mari'ye bir kez daha göz devirip dinlendirici gözlüklerimi tekrar takıp önümdeki kağıda eğildim.

Başkan'ın bildiğim tüm bilgileri... Aklımdaki soruları cevaplamak için yeterli değildi belki ama bir kaç soruyu da cevaplayabilirdi.

'Pol Langert, 62 yaşında Dowlboll Kasabasında doğmuş. Annesi ve babası Kasabada görev yapmış iki öğretmendi. Pol tek çocukmuş. Ortaokul döneminde sıkıntılı bir çocukmuş. Lisede derece ile mezun olmuş. Üniversite'yi de kasabada okumuş. Hayatı boyunca sadece mesleği gereği kasabadan dışarı çıkmış. Hepsi kısa süreli seyahatlermiş. 28 yaşında Kylie ile evlenmiş. 34 yaşında baba olmuş, Teo için saçma bir hayat başlamış.'

Kısaca göz gezdiğim kağıtta pek bir şey bulamamıştım. Tekrar tekrar kaçırdığım bir nokta var mı diye bakarken karşılaştığım hep aynı hüsrandı.

Hadi ama Ans. Kasabanın üniversitenin yayınladığı bir sergi küpüründen ne bekliyorsun ki?

İç sesimi geçirtirip aklıma gelen fikirle Maria'ya döndüm.

"Mari?" dediğimde oturduğum masanın diğer ucunda o da bir dosya ile ilgileniyordu.

"Efendim Ans." dediğinde dosya incelerken çatılmış kaşları tüm ciddiyetine bana döndü.

"Senin şu yönetim dairesinde asistanlık yapan arkadaşın orada mı hala?" dediğimde gözleri kısıldı bana anlamaz şekilde bakarken aynı zamanda düşünüyor gibiydi.

"Luna mı? Sanırım evet. Uzun zamandır konuşmuyoruz." dediğinde uzun zamandır görüşmemeleri kötü olsa da hala yönetim dairesinde tanıdık birinin olması iyiydi.

"O halde arayı kapatmalısın. Ve benim için olay gününde başkanın yaptığı her şeyi asistanından almalısın." dediğimde çatık kaşlarına rağmen hafifçe gülümsedi. Çocuksu yüzü gülüşüyle aydınlandı.

"Ona senin şu kullanmadığın marka çantalarından birini hediye edebiliriz." dediğinde arkasında kalan hiç açmadığım dolabı gösterdim. Büyük baba Brown'ın hediyeleri...

"İstediğini al. Brown soyadı azıcık işe yarasın." dediğimde daha çok gülüp koltuk üzerinde duran telefonunu almıştı ki durdu." Saat henüz sabahın altısı." dediğinde güldüm. Masanın üzerindeki kahvemi alıp büyük bir yudum aldım.

"Onu rüyanda görmüş olman iyi bir bahane olur." dediğimde bir kahkaha attı. Bende geri kalmadım kendime gülümsemekten. En çok kendime gülümsedim, bazen yalandı bazen gerçek. Ben dahi çözemiyordum bunu, kendimi.

"Ans. Emma'nın sonuçları çıkınca bana da haber verir misin? Biliyorum o dosyadan uzak durmamı istiyorsun ama o benim kardeşim." dediğinde gözlerindeki endişeye yenildim. Kafamla onaylayıp oturduğum sandalyeden kalkıp bilgisayar masasında şarja takılı telefonumu elime aldım. En üstte sürekli kontrol ettiğim kasabanın haber gazatesine ait bir haber vardı. Başlık ilgimi çekmişti, bildiğim bir haber olsa bile basına nasıl yansıttıklarını merak etmiştim.

Doolbolw Kasabasında 30 yıldır başkan olarak görev alan Pol Langert, geçen haftalarda kaybettiği oğlunun, Teo Langert 'ın, cinayet şüphelisi olarak göz altına alındı. Henüz durumla ilgili net açıklamalar yapılmasa da Başkan Langert' ın bu cinayette katil olabileceğini savunan Teo ölmeden önde babası Pol ile yaşadığı tartışmayı duyan bir tanık var. İlerleyen saatlerde tüm gelişmelerden sizi haber edeceğiz.
Doolbolw Haber ajansı.

Bu tanık her kimse onunla yapılmış ifadeye ulaşmalıydım. İfade kafamdaki soru işaretlerini aydınlatmazsa bu tanığa ulaşmalıydım.

İkinci bildirim yerinde babamın hemşiresini gördüğümde mesajı merakla üstten okudum.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin