B Ö L Ü M Y İ R M İ S E K İ Z (+18)

1.1K 36 1
                                    

Bilinmeyen Numara:
"Neden benden yardım istemiyorsun Ans? Yardım edebileceğimi biliyorsun."

   Dedektif odasına girdiğim anda bana gelen mesaja dakikalardır bakıyordum. Dedektif başka bir dosya için yardıma gitmişti. Hemen geleceğini söylemişti ancak uzun zamandır yoktu. Burada beklemek beni her ne kadar rahatsız etse de yapacak daha mantıklı işlerim yoktu.

  Mesaja cevap verme fikri vermeme fikrimle girdiği mücadeleyi kazanmıştı. Ama ne yazacağımı bilmiyordum. Bu yaptığım katil oysa katil ile temas sayılabilirdi. Suçlu çıkabilirdim ama bir şeylerin artık ortaya çıkması gerekiyordu. Bu dosyada bildiğimiz şeyler herkesin bildiği şeylerdi. Ölen kişiler, tahminen nasıl öldükleri...

   Teo Langert...

   Davied Brown... Çoğu onun intihar ettiğini düşünse de o beni tehdit eden bu dosyayla bağlantılı biri tarafından öldürülmüştü.

    Şüphelerim elbette vardı. Ama bu şüpheler öldürülmüş olma ihtimaline kıyasla milyonda birdi. Tehditler, mesajlar hepsi öldürülme fikrini destekliyordu.

   Sen onun intihar etmiş olma ihtimalini kaldıramıyorsun Ans.

    Parmaklarım klavye üzerinde gezindi. Zihnim bir şeyleri kurcalamak istiyordu. Cevap vermeme ihtimali olsa bile bunu denemek istiyordu. Madem risk alıyordu bunu mantıklı kullanmak istiyordu.

    "Neden kim olduğunu söyleyerek bana yardımcı olmuyorsun?" Çok üzerinde düşünmeden gönder tuşuna bastım. Ve mesajım üzerinden çok geçmeden onun tarafından yanıtlandı.

  Bilinmeyen Numara:
  "Kim olduğunu söylersem işin eğlencesi kalmaz ki Ans."

   Beklediği cevap bu değildi. Onu tanımıyor ama hakkında tahminler yürütüyordum. Öncesinde onu tanımalıydım belki de.

   "O zaman oyun oynayalım? Senin verdiğin bilgiye karşılık benim vereceğim bilgi."

   Bu ne kadar mantıklıydı bilmiyorum. Odakladığım tek şey ondan bir şeyler öğrenmekti. O an fark ettim ki önceden mesajlar saniyeler sonra kaybolsa bile şuan attığı her mesaj hala duruyordu, en başından beri.

   Bilinmeyen Numara:
  "Oyun oynamak istiyorsun demek. Çok adil olmaz ama ben senin hakkında çoğu şeyi zaten biliyorum."

    Sakin kalmak için gözlerimi yumdum. Dedektifin şuna burada olması gerekiyordu. Mesajları okuyor olması gerekiyordu. Ama o hala gelmemişti. Ve ben şu noktadan sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Düşüncesiz davranmak istemiyordum. Zihnim kurduğu teorilerle burayı düşünmeyi unutmuştu.

   Bilinmeyen Numara:
   "Ama madem sen istedin oynayalım."

   Mesajı okuduğumda heyecanlandım. Oturduğum koltukta geriye yaslandım. Derin bir nefes aldım. Beynimin oksijene ihtiyacı vardı, düşünmeye ihtiyacım vardı.

    Bilinmeyen Numara:
  "Dedektif Dylan Copper'ın şefine senden şüphelendiği o yüzden seni de koruma amaçlı yanına bıraktığı memurlar tarafından izlettiğini biliyor musun?"

    Az önce aldığım derin nefesten sonra nefes alamadım. Mesajı bir kaç kez okudum. Bu mesajın bana böyle hissettirmemesi gerekiyordu. Ona zaten güvenmemiş olmam lazımdı. Bu durumun beni hayal kırıklığına sürüklememiş olması gerekiyordu.

    "Sana verecek bilgim yok A. Oyunu adil oynayamam."

   İstemiyordum. O lanet oyuna devam etmek istemiyordum. Neye dayanarak ona güveniyordum ki çoğu konuda haklı olsa da bu beni güvensizliğe itmek için hazırlanmış da olabilirdi.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin