B Ö L Ü M O N Y E D İ(+18)

1.8K 54 4
                                    

2023...
Hepimiz için dolu dolu geçsin. Her türlü duyguyu tadmanız en çok mutluluğu yaşamanız dileğiyle... İyi okumalar.

   Kendimi duyguları derin yaşama konusunda kontrol edebilirdim. Öfkemi mantıklı düşünüp en iyi şekilde kullanırdım. Kendime göre onu en mantıklı halde yansıtırdım. Mutluluk konusunda olabildiğimce sınırlayıcı olurdum kendime karşı. Bazı duyguların bağımlılık yarattığına inanırdım.

  "Maria. İyiyim. Gerçekten. Kapıda zaten onlarca memur var." On iki tane. Her cephede iki şer tane, dört tanesi de sürekli devriyede...

  "Fred'de merak ediyor seni. Sen telefonlarımı açana kadar her on dakika da bir arayıp iyi olup olmadığını öğrenmemi istedi." dediğinde ayaklarımı orta sehpaya uzattıp bardağın dibindeki bitmek üzere olana sıvıya odaklandım.

   "Sakın olanları söyleme. Kendi üzerine gider gereksiz yere. İyi olduğumu söyle. Biriyle partilediğimi falan söyle." dedikten sonra bardağı dudaklarıma yasladım. Tek dikişte bitirdim ve ağzımda oluşam tatla gözlerimi kapattım.

   "Gerçekten iyi olduğuna emin misin A?" Gözlerimi açtığımda karanlık dönüyor gibiydi. Odadaki hiçbir şeyi seçemiyordum.

   "Gerçekten iyiyim Maria. Kapatıyorum artık." dedim ve yüzüne kapattım. Telefonu koltuğa bırakırken kollarımı iki yanıma öylece bıraktım. Başımın döndüğünü hissetmek gülümsememe sebep oldu.

    Hayat çok sikikti. Ve alkol tam bir ağrı kesiciydi. Sınırı bilmek püf noktaydı. İki kadeh daha içersem kendimi hissedemeyeceğimi biliyordum. Ama şimdi... Tüm duyularım en verimli halindeydi. Sesler çok netti... Hafif rüzgarın esip pencereden içeri girişi, perdeyi yavaşça okşayışı... Kokular mesela, evin içerisini incelerken kullandıkları kimyasların kokusu sanki elimde tutuğum boş bardaktan geliyormuş gibi çok yakındı. Camın dokusunu sanki en ince ayrıntısına kadar hissediyordum. Kristaller değiyordu sanki ellerime...

  Babam zevkli adamdı. Koleksiyonuna koyduğu içki oldukça iyiydi. Başımı koltuğa yaslayıp geri attım. Zihnimin bu gece düzenlenmesi gerekiyordu. Uzun süre mola vermiştim, zihnimdeki oyuna. Artık toparlanıp kendime gelmeliydim.

   Neden kendine gelesin ki Ans. Baban da gitti. Kimsenin sana ihtiyacı yok. Azat et kendini de.

   Anna var Ans. İki haftadır yanına uğramadığın, iki büyük kutu uğur böcekli çikolata sözün olan Anna var.

   "Sessiz ol." dedim zihnime sanki konuşan ben değilmişim gibi. Rüzgarı dinlemek istiyordum. Daha dikkatli dinlemek istiyordum. Rüzgarın söylediklerini duymak istiyordum. Koltuktan yavaşça ayağa kalktığımda dönen başımla gülümsedim. Uzun zamandır bu denli şarhoş olmamıştım. Babamın yanında kontorlü elimde tutmam gerekiyordu, bir şey olursa müdahale etmem gerekiyordu.

    Ama artık o yoktu. Müdahale etmem gereken biri yoktu.

   Artık özgürsün Ans.

   Ayaklarım zemine tam basarken çelik kapıyı açtım hızla. Esen rüzgar tenimi okşadı yavaşça. Kenarda duran boylarımı geçirdim ayağıma. Üzerimdeki ince badi asla havaya uygun değildi ama rüzgarı hissetmeme yardım ediyordu.

   "İyi geceler beyler." diyerek kapının önündeki biri kadın biri erkek memura baktım. Kendimi düzeltme gereği duymamıştım. Kapıyı kapatmak için hamle yaparken anahtarı almak aklıma son anda gelmişti.

   "Bir şey mi istemiştiniz Bayan Brown?" dedi kadın memur. Ona bakıp ciddiye kalmaya çalışırken bunu beceremeyip güldüm ve havayı gösterdim.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin