5. Bölüm

43.5K 2.5K 591
                                    


5. Bölüm | Ona Göre Davran O Zaman

Oturduğu sırada geriye yaslanmış hep olduğu gibi kitap okuyordu. Tüm sınıf dersin boş olmasını fırsat bilip bahçeye inmişti.

O ise, o sadece kitabını okuyordu. Teneffüste, derste utanmasa sınavlarda bile.

Böylesine kitap okumaya düşkün olması iyi bir şeydi. Ama hiç mi sıkılmıyordu?

Sınıftaki hatta okuldaki herkesin etrafına toplandığı biriydi. Bu kadar ilgi benim üzerimde olsa mahcup hissederdim belki. Ya da umursamaz ve uzak davranmaya devam edebilirdim. Bu konuda bir fikrim yoktu. Alef'te canı ne istiyorsa hep onu yapıyordu.

Yalnız kalmak istiyorsa çekinmeden kovuyordu başındakileri. Kibar değildi kaba olmaktan yana çekincesi yoktu. Bende aklıma geleni söylerdim ama o bunu abartı şekilde yapıyordu. Sanki dünya umrunda değildi.

Onun dünyası okuduğu kitaplar ve asla kulağından çıkarmadığı kulaklıktan dinlediği şarkılardı. Müzik beni de rahatlatırdı ve okumayı severdim ama tamamen sessiz bir ortamda olmadıkça ikisine de kendimi veremiyordum. Sınıfta önümdeki deftere birkaç satır karalamak çoğu zaman daha iyi geliyordu.

Şiir yazmak benim için bir alışkanlık gibiydi. Çok iyi miydim bilmiyordum hatta belki de tam tersi çok kötüydüm. Bilmiyordum çünkü kimseye okutmamıştım şimdiye kadar. Ama yazmak beni her zaman rahatlatırdı. O yüzden bırakamıyordum bu alışkanlığı.

Hoş bırakmak istediğim de yoktu...

Yine düşüncelerim benim dışımda sınıfta duran tek kişiye kaydı. En arka cam kenarında Rüveyda'nın sırasında oturmuştum. Açtığım camdan temiz hava gelmesi beni rahatlatıyordu. Bakışlarım ise duvar kenarında oturan çocuktaydı.

Beyaz gömleğinin üzerine giydiği siyah ceketin kapüşonunu başına geçirmişti. Yan profilden çenesini ve dalgalı dağınık saçlarının görünen az bir kısmını izliyebiliyordum yalnızca. Birde kaşları çatıktı.

Okuduğu öylesine bir sahne bile olsa onun kaşları yine çatık olurdu tabi. Hep öfkeliydi, huzursuz ve huysuz biriydi.

Kimseyi yanına yaklaştırmazken yine de herkes arkadaş olmak isterdi onunla. Niye hep serserilerin peşinde koşuyordu ki kızlar ?

Nesrin ne bulmuştu mesela onda ?

Ya benim o kızlardan ne farkım vardı ki ? Oturmuş çocuğu izliyordum...

İçten içe kendime haksızlık yaptığımı iddia ederek yüzümü buruşturdum. Onun peşinden koşmuyordum, hoşlanmıyordum da. Sadece...sadece ilgimi çekiyordu o kadar.

Mert ile ayrılalı bir aydan fazla olmuştu. Bu süreçte defalarca farklı tartışmalara girmiştik ve o iyice işi inada bindirmişti. Benim ayrılmak istememi hazmedemiyordu. Benim içinse böyle şeylerin en ufak bir önemi yoktu. Yani ilişki bittikten sonra kimin ayrılmak istediği bu kadar mühim miydi?

Çalan telefonumun sesi sınıftaki ölümcül sessizliği delip geçti. Ben başımı koluma yaslamış bayık gözlerle onu süzerken fazla hazırlıksız yakalandığımdan olduğum yerde sıçradım. Neyse ki dikkati bir an olsun bile dağılmamıştı ve benim bu rezilliğimi fark etmedi.

"Efendim ?"

Arkadaşımın heyecanlı ve yüksek sesinin duyulması ihtimaline karşın telefonun sesini kıstım.

"Alo, bebeğim. Nerdesin? Otobüs caddeye yakınsa yanımıza gelsene. Rima'ya geldik hep beraber oturuyoruz. "

"Eh be İrem." dedim yakınmayla. "Madem eve gitmeyecektiniz niye haber vermiyorsunuz ?"

Alef | TextingWhere stories live. Discover now