" Buyurun Majesteleri."

" Benimle gel!"
Kral kapıya yöneldi ve dışarı çıktı. Jungwon ise hem. Onun ardından kapıdan çıktı. Kral pencerenin yanında duruyordu ve yanında d Cedric vardı. Jungwon hemen onun yanına gitti.

" Kral hazretleri beni çağırdınız."

" Cedric Jungwon nasıl yaşıyor?"

" Efendim ben aslında onu öldürecektim ama bu sabah Prenses Cara ve hizmetkarının konuşmasını duydum. Prenses bir büyücü olduğunu ve herkesi kendine aşık etme sihrin yaptığını söyledi. Onun gözüne baktığımız an ona aşık olup her dediğini yapıyormuşuz."

" Cedric madem böyle bir şey duydun bunu nasıl bana söylemesin?"

" Efendim siz büyünün etkisine çok fazla kapılmıştınız. Hem siz hem kraliçe hem Prens Jay hemde tüm askerleriniz. Ben ve Jungwon sihrin etkisinde değildik bu yüzden Jungwon'u orman götürdüm ama onu öldürmedim. Ormanda sizi kurtarmak için bir plan düşündük ama ama aklımıza bir şey gelmiyordu. Bende direkt saraya geldim ve Jungwon'u orda bıraktım. Saraya gelmekten başka çarem yoktu ve burda düşünmeye çalıştım."

" Peki o adamlar kimdi? O büyücüler nerden çıktı?"

" Efendim izin verirseniz ben anlatayım?" dedi Jungwon Kral'a bakıp.

" Anlat."

" Majesteleri ben ormandayken bu adamlar beni gördü ve sarayın yolunu sordu ve ben onların kötü düşünceleri olduğunu anladığım için söylemedim ve beni kovalamaya başladılar. İşimi kaybettirdim ve beni bulamadılar ama tam o sırada düğün konvoyu geldi ve o adamlar Prens Jay'i almak istedi sonrasını zaten biliyorsunu."

" Peki sen nasıl hepimizi o büyücülerden ve Cara'dan kurtardın? "

" Ben kurtaramadım Prenses Cara o büyücüleri etkisiz hale getirdi ve Prens'in kalbini almak için eğildi ve göğsüne bıçak sapladı. Ben ise ona arkadan yaklaştım ve boynunu kestim daha sonra onu yak-"

" Prens hazretleri iyi misiniz? Prens hazretleri ne oluyor size?"
Jungwon daha sözünü bitiremeden içeriden gelen bağırma sesleri ile Kral ile beraber hemen içeri girdiler. Jay yatırıldığı sedirin üstünde tir tir titriyordu. Doktor ellerini kollarını tutmaya çalışıyordu ama ama Jay'in tüm vücudu hareket ediyordu sanki kriz geçiriyordu. Jungwon Kral ile beraber hemen doktora yardım etti ve Jay'in vücudunu tutmaya çalıştılar. Jungwon çok korkuyordu ilk defa Jay'yi böyle görüyordu. Hepsi de "Jay kendine gel, Jay uyan!" diye bağırıyordu ama Jay hiçbirini duymuyordu. Doktor bir anda dolaba yöneldi ve içinde yeşil bir sıvı olan şişeyi alıp Jay'in ağzının içine girecek şekilde tüm sıvıyı boşalttı. Jay biraz daha titredikten sonra sankinleşti ve olduğu yerde durdu gözleri kapalı. Kral doktorun olduğu tarafa doğru yürüdü.

" Ne oldu oğluma? Niye böyle titriyordu?"

"Büyük ihtimalle zehirlenmiştir majesteleri."

" Ne demek zehirlenmiştir? Ne ile zehirlenecek, doğru düzgün anlat."

" Kral hazretleri büyük ihtimalle Prens yarasının olduğu yerden zehirlendi. Prensin yaralandığı hançer sizde mi? Eğer sizdeyse verin kontrol edeyim ve bir zehir varsa hemen bulayım ki panzehiri yapılması kolay olsun."

" Evet hançer bizde olması gerekiyordu."

" Cedric hançer sendeydi değil mi?" dedi Jungwon Cedric'e bakıp.

"Evet efendim bende hemen veriyorum. "
Cedric hemen cebinde hançeri çıkarıp doktora verdi. Doktor hemen hançeri alıp dolaptaki otların olduğu rafa doğru gitti. Raftan bir ot şişesini alıp elinde toz haline getirdi ve hançerin üstüne otu serpti. Bir kaç saniye içinde hançerin üstünde mavi bir buhar çıktı. Doktor buharı gördüğü an hançeri yere fırlattı. Yüzü korku dolmuştu.

prophecy - jaywon (Tamamlandı)angtsWhere stories live. Discover now