Bölüm 36

6.3K 527 61
                                    

Damla

"Damla... Damla... Hadi kalk."

Yerimde huysuzca kıpırdandım. Kimdi bu beni uykumdan koparmaya çalışan lavuk?

"Yok o öyle yapılmaz. Bak şimdi beni izle. Damla! Kalk kız gece oldu, okul bitti, sen hâlâ uyuyorsun."

Yerimden sekerek doğrulup dik dik Hayat'a baktım. Şirin olduğunu düşündüğü bir şekilde sırıtıp elini salladı. "Görüşürüz."

Hızlı adımlarla sınıftan çıkarken arkasından bakıyordu. Sinirli bir nefes verip yanımdaki sırada oturana baktım. Atlas, sıranın üzerindeki elini yavaşça kendine çekip gergince konuştu. "Seni uyandırmaya çalışıyordum ve bir anda Hayat..."

Yutkunup gözlerini kaçırdı. Kollarımı gererek esnedim. "Kolunu kafamın altına koyma bir daha." dedim sakince.

"Ha!"

Ani tepkisine şaşırarak ona baktım. "Diyorum ki kolunu ben uyurken kafamın altına koyma. Sonra kolun ağrıyacak."

Önümdeki sırayı iterek ayağa kalktım. "Daha marş var ya!"

Söylenerek sırayı daha fazla ittim ve Atlas'ın kalkmasını beklemeden sıradan çıktım. Çantamı bilerek almamıştım. Biraz kölelik yapsındı bana.

Sınıftan çıkarak dışarı, sıra olduğumuz yere gittim. Hayat'a sinirli bir bakış atmayı unutmamıştım. Melih'le konuşan Efe'nin sırtına kafamı yasladım. "Bana süt alsana Efe. Enerjim eksilerde. Hem dilim damağım kurumuş bu ne." Cidden ağzımda garip bi kuruluk vardı.

"Cık."

Kafamı kaldırıp bana dönen Efe'ye baktım. "Kerem abinin sözünü unutmadım canım."

Kaşlarımı çattım. "1 ay çabuk geçer Efe."

Melih yanıma gelip kolunu omzuma attı. "Ve bir bakmışsın artık Damla'nın 1 numaralı arkadaşı değilsin."

Melih'e baktım. "Ben arkadaşlarımı öyle sıralamıyorum bebeğim ama haklısın. Sadece değeri düşer."

Uzanıp saçlarını karıştırdım. "Hepinizi eşit seviyorum ben."

Gülümseyip saçlarını düzeltti. Sonra tripli bir yüz haline büründü. "Ama en çok onunla konuşuyorsun, geziyorsun, dertleşiyorsun. Sonra da 'o benim çocukluk arkadaşım!' diyorsun."

Bu sözden nefret ettiği için kolunu omzumdan çekti. "Hıh."

Göz devirdim. Arkasını dönüp gidecekken peşinden sırtına atlamak için hareketlendim. Kasıklarıma giren yoğun ağrıyla inleyerek durdum. Elim anında acının kaynağına giderken iki büklüm oldum.

"Damla. İyi misin?"

Efe telaşla yanıma geldi. Melih hızlıca arkasını dönmüş kocaman gözlerle yanıma gelmişti. Eğilip yüzüme baktı. Ağrı geçmese de az öncekine nazaren azalmıştı.

Bir elim hâlâ sağ boşluğumdayken gülümsedim. "Sanırım hasta olacağım."

İkisinin de bakışları rahatlarken Melih derin bir nefes verdi. "Korkuttun."

Gülümsedim. "Kaçmasaydın sende it!"

Elini ensesine götürdü. "Ne bileyim ben.."

Sonra burun kıvırdı. "Baksana! İki dakika trip bile atamıyoruz."

Yalandan karnımı okşayıp inledim. "A-ah."

"Damla!"

Birkaç kişinin bakışları bize dönerken Melih yanıma gelip önümde eğildi. Sırtını dönmüştü. "Bin. Doktora gidelim!"

ANTİ ABİ "Tamamlandı"Where stories live. Discover now