Bölüm 8

18.1K 1K 397
                                    

Bölüm Şarkısı:
~Aya Benzer

Biraz gülün...

Medya: Onur

🐾🌈🐾

Damla

Onur kurulandıktan sonra tekrar aşağıya inmiştik. Bu sefer salona değil yemek salonuna... Meğer hafta sonları genellikle saat 10'da yemek yeniliyormuş.

Kerem de gelmişti. Ve ben şuan kendimi stresli hissediyordum. Nedenini bilmiyordum. Çünkü neredeyse 1 haftadır onlarla bu şekilde kahvaltı yapıyordum. Ama bugün... Sanırım ilk kez cidden kendimi fazlalık olarak görmeye başlamıştım.

Tamam, hemen alışmak istediğim için olması gerekenden rahat davranmış olabilirdim ama... Eğer o karışıklık olmasa zaten ben bu evde olacaktım!

Bu benim suçum değildi ki! Bu benim suçum değildi...

"Yesene kızım? Bir şey mi oldu?"

Sultan hanımla kendime gelip elime çatalı aldım. "Yok bir şey..."

Gözümü yemeklerde gezdirdim. Patates kızartması... O bile ilgimi çekmiyordu. Sessizce iç çektim. Galiba depresyona girecektim.

Son birkaç haftadır zaten her boka ağlayasım geliyordu. İştahım arada bir -şimdiki gibi- kaçıyordu. Fark etmeden uzaklara dalıyordum. En sevdiğim şeyleri yaparken bile zevk almıyordum.

"Ben doydum. Afiyet olsun."

Kafamı kaldırıp Atlas'a baktım. "Hiçbir şey yemedin ki oğlum? İyi misin?"

Yorgun gözüküyordu. Yere bakarken kafasını salladı. "İştahım yok son günlerde. Geçen kusuyordum az kalsın."

Kaşlarım endişeyle çatıldı. Arada bende de oluyordu. Acaba ikiz olduğumuz için mi?

Atlas'ın oturduğu yerin hemen yanında oturan Taner sandalyesini yana çekip ayakta duran Atlas'ın anlına elini koydu. Sonra yanağına... "Ateşin yok. Bir yerin ağrıyor mu?"

Bu ilgi içimde küçük bir burukluk oluşturdu. Ben 7 yaşımdayken bile hastalandığımda kendim giderdim doktora. İşleri olduğu için(!) gelemezlerdi benimle. Aile doktorumuz babamın arkadaşı olduğu için tek gitmem sorun olmuyordu.

Atlas kafasını iki yana salladı. "Hayır, hasta hissetmiyorum. Sadece..."

İç çekip kalbini tuttu. "İçimden gelmiyor."

Gözlerim doluyordu. Lanet olsun. Acaba gerçekten benim yüzümden miydi? Kötü hissetmesi benim suçum muydu? Kafamı iki yana salladım. Bu çok saçmaydı.

Elini kalbinden çekip bakışlarını kaçırdı. "Neyse size afiyet olsun. Acıkırsam gelir yerim. Biliyorsunuz."

Atlas salondan çıkarken boğazımda yumruk vardı. "Yine depresifleşmiş." dedi Alper.

"Ya da uykusunu tam alamamış." diye alayla konuşup ağzına peynir attı sol çorap teki!

Sinirleniyordum onu gördükçe. Neden abimdi ki?! Yanlış soru... Neden benim abim vardı?! Sinirli bir nefes verdim.

Hani solak olan insanlar zeki olurdu? Hani? Bu mu zeki?

Kutay bile daha zekiydi Koray'dan. Birde ikiz olacaklar! Gerçi o da zeki değildi. Sonuçta çorap tekleri zeki meki olamaz...

Bundan sonrası sessiz geçmişti. Yani Sultan hanım ve Vural bey anlaşmış gibi sırayla yemek yemem için uyarmaları dışında sakin bir yemekti. Ben iştahım yok diye yiyor'muş' gibi yapıyordum ama fark etmişlerdi. Genelde işe yarardı...

ANTİ ABİ "Tamamlandı"Where stories live. Discover now