Bölüm 33

6.6K 575 138
                                    

Damla

"Sen bunu neden daha önce söylemedin Atlas! O çocuğun ağzına sıçacağım şimdi ben!"

"Benim kardeşimi, benim... NE DEMEK BENİM KARDEŞİMİ TEHDİT ETMEK!"

"Kulağımı siktin piç herif! O çocukla üst üste koyar s- döverim seni!"

"Kalkın gidiyoruz! O çocuğu hemen moleküle dönüştürmeliyim!"

Vural bey yanıma gelerek kulaklarımı tıkadığında kulak acım biraz olsun dinmişti. Anlımı öperek bana gülümsediğinde içimde her zamanki garip his oluşmuştu.

Ellerini kulağımdan çekmeden arkasına döndü. "EĞER BİRAZ DAHA BAĞIRIRSANIZ ALLAH'IMA HEPİNİZİ TEKRAR SÜNNET ETTİRİRİM!"

Ağzım aralanırken tekrar bana dönen Vural bey'e baktım şaşkınlıkla. Elleriyle kulağımı okşayarak gülümsedi. Yutkunma isteğimi geri attım. Ben bile korktum, babasını satayım.

Elini çekerek tekrar arkasına döndüğünde kafamı uzatarak onlara baktım. Atlas; tüm aile toplaşmışken bana dediğini yaparak eskiden sahip olduğu kötü alışkanlığından utana sıkıla bahsetmiş, yüzlerce kez özür dileyerek utancını dile getirmiş, en sonda da o çocuğun tehdidinden bahsetmişti ki daha devam edemeden bu gerizekalılar ordusu ayaklanma başlatmıştı. Huh.

Alper bile sus pus olmuşken dudaklarımı birbirine bastırdım. Atlas'a baktım. Bence artık sıra bana geldi.

Ellerimi arkamda birleştirerek salonun ortasına geçtiğimde herkes sessizce bana bakıyordu. Gülümsedim. "Şimdii... Anamın çocukları. Öncelikle o kıçınızdan çıkardığınız seslerinizi kestiğiniz için çok teşekkür ederiz."

Gözlerimi üzerlerinde gezdirdim. Hepsi ayaktaydı. Neyseki aramızda mesafe vardı ve kafamı çok kaldırmıyordum. Madem bunlar benimle aynı kanı taşıyor, o zaman neden bende aynı boy geni yok babasını satayım!

Boğazımı temizledim hafifçe. "Şimdi bu salak çocuğu dövme isteğinizi gayet iyi anlıyorum. Fakat sakin olmalı ve akıllıca davranmalısınız."

"Neden öyle yapalım canım kardeşim? Atlas'ı duymadın mı? Çocuk onu tehdit ediyormuş."

Hırsla konuşan Alper'e göz devirdim. "Sen önce bi insana dönüş. Bu şekilde sinirli bir gorile benziyorsun ve konuşmakta zorlanıyorum."

Kerem güldüğümde Alper ona öyle bir bakmıştı ki hızlıca susmuştu. Kerem'in bugün ikinci kez güldüğünü duymamın verdiği gariplikle onlara baktım.

Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Alışık değilim be!

"Sakin olacaksanız ve kulak sağlığımı tehlikeye atmayacaksanız bir şey daha eklemem gerekiyor."

İlk yerine oturan kişiye baktığımda Taner abim olduğunu gördüm. Başka kim beni bu kadar hızlı anlayabilir ki zaten?!

Ona hafifçe gülümsediğimde çorap teklerininde sırayla oturduklarını görmüştüm. Koray'ın Kutay'a olan sinirli bakışlarını görmezden geldim.

Kafamı Caner'e çevirdim. O hâlâ sinirli duruyordu. Boş bir koltuk bulup oturdum. Ayakta dururlarsa dursunlardı canım! Banane!

Anneme ve Vural beye, yani babama da kısa bir bakış atarak ellerimi birleştirdim. "Şimdi bu çocuk 1 hafta önce-"

Atlas yapmacık bir öksürmeyle sözümü kesmişti. Tip tip ona bakarken eliyle ağzını kapatmış bir şekilde kaşlarını olumsuz anlamda kaldırıp indiriyordu.

"Bir şey mi oldu abi? İyi misin?"

Onur, her zamanki gibi saf saf sorduğu soruyla Atlas'ın rol yaptığını anlamayan tek salak olduğunu belli etmişti. Sen ne zaman olgunlaşacaksın kuşum? Bu masumluk seni ilerde çok üzecek be.

ANTİ ABİ "Tamamlandı"Where stories live. Discover now